Kağıt üzerinde Bursaspor’un en zor maçlarından biriydi. Karşıda ligin en az gol yiyen takımı ve yeşil beyazlıları ilk 5 için zorlayan en büyük rakiplerinden biri olan İstanbul Başakşehir vardı. Abdullah Avcı’nın, defansı sağlam tutan, önce durdurup sonra Visca, Doko, Mahmut Tekdemir ve Mossoro gibi etkili silahları ile sonuca gitmeyi hedefleyen bir oyun anlayışı olduğunu hep gördük.
Bu maçta bizi biraz şaşırttı. Başakşehir ilk yarıda hücumu daha fazla düşünen bir görüntü ortaya koyarken, buna karşılık Bursaspor hiç de alışık olmadığımız bir durumdaydı.
Bloklar arası mesafe uzadıkça, pas trafiği azaldı, yeşil beyazlılar ne kanatan, ne de orta alandan etkili olabildi. Orta sahayı çok kolay geçen konuk ekip Mossoro ile golü bulurken, Mahmut ile de farkı artıracak pozisyonlar yakaladı. Fırat Aydınus, Bursaspor’un kazandığı serbest vuruş öncesi Volkan Şen’e artık ne dediyse, Volkan adeta çıldırdı. Kaptanlık pazubandını Aydunus’a gösterirken, pozisyon sonrası da takım arkadaşı Josue’yle tartıştı.
Doğal olarak Şenol Güneş de sarı kart gören oyuncusunu Fenerbahçe maçını düşünerek kenara alıp, ikinci yarıya Emre Taşdemir ile başladı.
Açıkçası bu yaşanalar ve ortaya konulan futbol nedeniyle 2. devreden pek de ümitli değildim.
Anlaşılan o ki soyunma odasında Şenol hoca öğrencilerini kendine getirmiş… Şöyle bir silkinen Bursaspor, Başakşehir’i şaşkına çevirdi. Bakambu attığı iki gol ve Holmen’e yaptığı asistle maça damgasını vururken, hırsı ile takımı ateşleyen isim olan Belluschi de yaptırdığı penaltı ile ona eşlik etti. Fernandao’yu da es geçmeyelim; Brezilyalı, penaltıdan attığı golün dışında rakip takımın defansını çok yıprattı.
İkinci devrede Bursaspor’un oyunu karşısında çaresiz kalan Başakşehir, bu sezon kalesinde ilk kez 4 gol gördü.
Bu maçta hücumu düşünen yani ligin en çok gol atan takımı kazandı, defansı düşünen ise arkadan nal topladı… Fenebahçe maçı mı? Onu taraftarlara bırakın…