Cristobal Jorquera, “Burada kötü bir oyuncu olduğumu söyleyebilirler ama sözleşmem boyunca hiçbir zaman profesyonellik dışı bir şey yaptığımı söyleyemezler. Bu ülkeye minnettarım ve burada mutluyum” diyor. İçinde biraz sitem biraz kırgınlık olan sözler. Şilili oyuncunun son sezonu Bursaspor’da. Doğru inişli çıkışlı performansı vardı. Ama elinden geldiğince takıma katkı koymaya çalıştı, bunu gösterdi. Ya göstermeyen/gösteremeyen oyunculara ne demeli. Sözleşmelerine güvenip hiç bir gayret ortaya koymayan oyunculara ödenen paralara yazık. Deniz Yılmaz, Bilal Kısa, Sinan Bakış, Joshua John, Ricardo Faty, Furkan Özçal, Sercan Yıldırım, Serdar Kurtuluş, Emre Taşdemir, Onur Atasayar, İsmail Konuk, Merter Yüce, Kubilay Kanatsızkuş. 13 Oyuncu… Sakatlıkları bir kenara koyuyorum. Ama düşünün kulübün kasasından çıkan paraları… Bir liraya ihtiyaç duyulan şu günlerde antrenman topçularına sözleşmeleri gereği mecburen verilen rakamları. Yazıktır, günahtır. Başkan Ali Ay düşünmesin de kim düşünsün.
Bursaspor 14-15 oyuncunun üzerinde gidiyor. Kimse demesin “hoca şans vermiyor” diye. Final’de sistem değişikliğinin nedenini sorduk Paul Le Guen’e. En önemli etkenlerden birinin Ertuğrul Ersoy olduğunu söyledi. “Antrenmanlarda ki hırsı ve azmini gördükten sonra bu çocuk oynamalı dedim” diyor Fransız teknik adam. Futbolun temel felsefesi, çalışan formayı giyer. Malesef Özlüce’de yerlisi yabancısı antrenman topçusu olmayı sindiriyor içine. Kapasiten sınırlı bile olsa azmin, gayretin, hedefin varsa, onun da bir şekilde karşılığı oluyor… Bu sorun yalnızca Bursaspor’un sorunu değil memleketin sorunu. Türkiye’de yetişip Avrupa’da oynayan oyuncu sayısı sadece 4… Arda Turan, Emre Çolak, Enes Ünal, Cengiz Önder. Kapıdaki 5. oyuncu da Cenk Tosun. Zihniyet sağlıksız. Terazi dengelenemiyor bir türlü. Para-Performans… Çok dengesiz. Söyleyin neden Avrupa kulüplerinden Türk oyuncularına, Türk teknik adamlarına teklif gelmiyor? Çünkü % 80 yetersiz. Acı ama gerçek olan bu. Uzağa gitmeye gerek yok. Bakın Balkan ülkelerine nasıl futbolcu ihraç ediyorlar. 100-200-300 bin Euro, belki de daha azına oynuyorlar. Şartlar kötü olunca kendilerine bir hedef koyup o doğrultuda çalışıyorlar. Süper Lig’e kapağı atıp, 3-4 yıllık sözleşme imzaladıktan sonra yelkenler suya iniyor pek çoğunda. Bir tık yukarıya çıkma derdi tasası yok oyuncuların. İdealist değiller çünkü. Hadi Süper Lig ve 1.Lig’de ki oyuncular “eyvallah bu kazandıklarımız, oynadığımız takım bize yeter” diyor. Gençler nerede? Gençler her yerde… Ama onlara da sistem lazım, eğitim lazım, donanımlı eğitmenler lazım, ufuk program lazım. Domates değil ki tohumunu ekip suyunu, gübresini verip büyüsün, kızarsınlar. Lucescu gitsin! Bence de gitsin de… Mevcut yapı aynı olduktan sonra Ali gidip Veli gelse ne olacak, ne değişecek? Bize esinti lazım değil, bize fırtınalar koparacak rüzgar lazım.