Avatar
Cevdet Altınel
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Taraftar baskısı!

Baskı; Bir şey üzerine güç kullanma işi. Bir maddeyi sıkıp ezmekte kullanılan araç. Türkçe’de ‘baskı’nın kelime anlamı böyle. Sizce baskı Bursaspor’a ne fayda getirdi/götürdü???

Bursa’da oynanan iki karşılaşmayı hatırlayın; Başakşehir ve Beşiktaş. Birinde rakibe, diğerinde ise kendi takımına yapılan baskı vardı. Ve bu sezon genelde baskının adresi hep yeşil beyazlılar oldu. Bunun nedenleri aşağı yukarı belli… Ama ortada duran çok net bir tablo var: Yönetimsel hatalar, teknik direktör sıkıntısı, oyuncuların basiretsizliği ve taraftar baskısı. Bu 4 unsur birleşince ortaya kocaman bir güvensizlik düğümü çıktı ve az daha bu düğüm, son hafta çözülmese kördüğüm haline gelebilirdi…

Kontrolsüz güç, güç değildir.” Tribünden her aklına gelen öyle kafasına göre oyuncuları protesto edemez, küfür edemez, takım otobüsüne saldırıp oyuncu dövemez, antrenman basamaz. Bunun mantıklı bir açıklamasını da bana kimse yapamaz. Ortak payda ne? BURSASPOR… Eeee biz armanın mı peşinde olacağız, yoksa o arma için belli bir süre görev alan kişilerin mi? O kişileri protesto etme pahasına az daha arma başka diyarlara gidiyordu. Nedense bazıları Bursaspor’a hep bir ayar verme peşinde. Mübarekler futbol dehası sanki, herşeyi onlar biliyor. Tribüne oynamaktan vazgeçin. Bu tribün; kimin doğru kimin yanlış yaptığını zaten biliyor. Taraftar varsa Bursaspor var, Bursaspor varsa taraftar var. O kadar yalın ve o kadar basit… Kişilerle, teknik direktörlerle, oyuncularla uğraşarak bu işler yürümez. Yeni bir dil, yeni bir anlayış lazım… Sezonun 2. haftasında teknik direktörü, oyuncuları  protesto etmek neyin kafası. Timsah Arena’da o protesto edilenler hangi takımın formasını giyiyordu? Onun gözünde kaşı var, o oralı, o buralı… Üzüm mü yiyeceğiz, bağcıyı mı kovalayacağız? Mesele destek meselesi. Kimi kime anlatalım. Taraftarlar takımını kucakladığında, bu camia birlik beraberlik içinde hareket ettiğinde tüm Türkiye’nin nasıl gıpta ile kıskançlıkla Bursa’ya baktığını hangimiz bilmiyoruz? Sayın Bakan Müezzinoğlu doğru söylüyor. Severken az daha boğarak öldürüyorduk bu takımı. Şükürler olsun ki son anda uçurumun kenarından döndük. Protesto bu işin doğasında var… Ama yerinde, zamanında, hakaret ve küfür etmeden. Bu şehrin takımıdır Bursaspor. Bu karşılıksız sevdanın ızdırabını çekenler bilir.”kan kusup, kızılcık şerbeti içtim” demekte yine; arma için, yeşil beyazlı bayrak için, taraftarın, bizlerin boynunun borcu. Bu takıma tribünler sahip çıkmazsa, kim sahip çıkacak?

Yönetim kanadı işin farklı bir boyutu… Onlar için de (şimdilik kısa) iki kelamımız olacak elbette. Şu uyarıyı erken erken yapalım. Yaşanan bu kadar olay, atlatılan bu kadar badireden sonra, hâla bu taraftarların nasıl bir takım istediğini anlayamadıysanız hiç oralarda boşa zaman harcamayın derim… Doğru adımlar atmazsanız, fırtına tsunamiye dönüşür, sonra onun altından kimse kalkamaz. Unutmayalım 2003’ten sonra 2004 ‘te olmaz/olamaz denilen olmuştu.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X