Böbrekler tam yetmezliğe girdiğinde ve kronikleşmesi sonucu artık geri dönmediğinde hastayı diyalize alıyoruz. Tabii ki her hastalık önemlidir. Hep söyleriz sağlık her şeyden önce gelir. Çok doğru bir söz, sağlık gittikten sonra hiçbir şeyin değeri yok. Esas konuya geçmeden önce sağlığın ne kadar önemli olduğunu bir örnekle açıklayalım;
70 yaşında bir iş adamı.
2 yıl önce felç geçiriyor. Hastaneye alınıyor ve yatırılıyor.
Bir özel hastanede 2 yıl yattıktan sonra eve yatalak olarak taburcu ediliyor. Hastanın şuur durumu da bozuluyor ve donuk bir şekilde etrafa bakıyor. Özel bir hemşire tarafından bakımı yapılıyor. Hastanın birkaç tane büyük fabrikası var ve binlerce işçisi var. Bu değerli iş adamı, sağlığı için tüm malvarlığını verse de (ki verir) yine sağlığı yerine gelmez. Onun için sağlık kadar kıymetli bir sermaye yok.
Şimdi konumuza gelelim…
Diyaliz, böbrekleri çalışmayan hastalarda böbrek görevini tam olmasa da yapıyor. Yaş ilerledikçe tüm hastalıklarda olduğu gibi böbrek yetmezliği riski de artıyor. Ancak çocukluk yaşlarında diyalizin başlaması çok daha dramatik ve zor oluyor. Çünkü bir çocuğun önünde daha nice yıllar var. Bu yıllar boyunca hep sağlık sorunlarıyla uğraşmak zorunda ve sağlığı için birçok şeyden mahrum kalıyor ve de hayatı zor geçiyor.
Bu nedenle çok daha dikkat etmek gerekir. Çocuklar dertlerini ve şikâyetlerini tam olarak anlatamayabilir. Buna engelliler de dahil. Diyalize giren çocukların çoğu, mesaneden idrarın böbreklere geri kaçış yaparak enfeksiyona davetiye çıkararak böbrekleri bitirmesi nedeniyle bu durumda.
Bu nedenle çocuklarınızı mutlaka belli aralıklarla doktora götürüp basit testler yaptırarak çocuğunuzun geleceğini kurtarabilirsiniz. Sadece basit bir idrar tetkiki bile çok kıymetlidir.
Sonuç:
Çocuklarımız çok kıymetlidir, onların sağlığını ihmal etmeyin ve geleceğini karartmayınız. Sağlıkla kalın.