– Güneşli güzel bir gün
– Mevsimi İlkbahar
– Yeşillik ve renk renk çiçekler açmış
Ancak biz eve kapalıyız
Ne yazık ki bunlardan yararlanamıyoruz. Ancak bazılarımız pencereden bakıyor, bazılarımız ise hiç görmüyoruz.
İşimize bile gidemiyoruz. Çünkü ölümcül virüs nedeniyle ölüm korkusu var.
Konumuza dönersek:
Başta insan olmak üzere çoğu canlı temiz bir ortamda yaşamak ister. Hiç kimse ben kirli, kötü ve bozuk şartlarda yaşamak isterim demez.
Aynı zamanda her canlı yaşamını sürdürebilmesi için bulunduğu ortama adapte olmak zorundadır. Aksi takdirde yaşama şansı olmaz.
Örnek verelim;
– Afrika’da yaşayan insanlara baktığımızda siyah renklidirler. Bunun sebebi vücudu kuvvetli güneş ışınlılarından koruyacak melanin denilen pigmentin fazla olmasıdır.
– Bir diğer örnek, soğuk iklimlerde yaşayan insan ve diğer canlılara baktığımızda deride yağ oranı fazladır. Nedeni vücudu soğukta korunmak için.
Demek ki her canlı yaşamak ve türünü sürdürmek için doğaya ayak uydurmak zorundadır. Uydurmazsa yaşaması zorlaşır veya olmaz.
Son yıllara baktığımızda;
– Domuz gribi
– Kuş gribi
– En son korona(COVİD-19)
– Belki de böyle giderse daha nice tehlikeli-ölümcül canlılar ortaya çıkar.
Çünkü biz insanlar, bu güzelim dünyamızı kirleterek dengesini bozuyoruz. Kirlenen ve dengesi bozulmaya başlayan dünyamızın içindeki canlılara da zarar veriyoruz. Zarar gören canlılar yaşamını sürdürmek için yapısında birtakım değişiklik yapmak zorundalar. Aksi taktirde yaşamları tehlikeye girer.
Bu koronavirüsü de böyle bir ortamda ortaya çıkmış olabilir. Doğayı kirleterek dengesini bozarsak daha başka tehlikeli canlılar veya virüsler ortaya çıkabilir. Yaşamımız zor ve tehlikeli hal alabilir.
Uyarı:
– Naylon poşet, sigara kutusu-izmariti, kısacası çöplerimizi doğaya atmayalım.
– Ormanlarımıza zarar vermeyelim ve kesmeyelim.
– Fabrikatörlerin, fabrikalarının doğaya zarar vermemesi için çözüm yolları arayalım.
Sonuç:
Doğaya güzel bakarsak doğa bize çok güzel bakar, kirletirsek daha çok tehlikeli olur. Hayatımız da zor geçer.