Dünyada erişkin her kişinin bir işi vardır. Ama kolay ama zor işler veya ağır ama hafif işler….
Bu bir yaşam mücadelesi olup yaşamak için mutlaka bir işle uğraşmak gerekir. Kişi kendi işi veya başkasının işi olabilir. İşin hayatımızı nasıl etkilediğine bakalım.
Önce işe gidenleri ikiye ayıralım.
-Birincisi işine severek gidenler veya yapanlar
-İkincisi işini sevmeyip zorla gidenler veya yapanlar.
Bu iki kesimi teker teker genişleterek anlatalım.
Birinci kesim yani işine severek gidenler, kişinin hayatını ve sağlığını nasıl etkilediğini görelim.
-İşinde zamanın nasıl hızlı geçtiğini anlamazlar.
-Yaptığı işi en güzel ve sağlıklı yapar -Ürettiği ürün sağlam olur. Bu sağlam ürünü gören kişiyi daha da mutlu eder.
-Mutluluk da sağlık üzerinde çok büyük öneme sahiptir.
İkincisine bakalım:
-Pazartesi sendromu denilen bu sendrom bu tip kişilerde çok fazla görülür.
-Kişi işe gitmek istemez ama mecbur kaldığı için gider.
-İşte çalışırken sürekli saate bakar.
Çünkü bu tip kişilerde işte zaman zor geçer.
-Eğer tehlikeli bir işte çalışıyorsa iş kazası yapma oranı yüksektir.
-Ürettiği üründe hata çok olabilir.
-İş arkadaşları ile mutsuz konuşmalar ve hatta kavgalar…
-Sonuçta bu olumsuzluklardan dolayı sağlığında büyük hasar olur.
Sonuç:
İş, hayatımızda vazgeçilmezidir. Bir kişi işine severek gittiğinde, sıkıntı yok ve olması gereken de bu.
Ancak işini sevmeyip zorla gidiyorsa bu iş, kişinin ruh ve beden sağlığını önemli düzeyde etkiler. Bir çok hastalığa davetiye çıkarır.
Hiç bir şey sağlıktan daha önemli olamaz sözü, göz önünde bulundurursak mümkünse işini ve ortamını değiştirmelidir.
Değilse de bir formülünü bulup işini sevmesini sağ- lamaktır. Bu da iyi bir psikolog ihtiyacı doğurabilir. Sağlıkla kalın

Flipboard