Zamanını net biçimde kestirmek mümkün değil.

Ancak Türkiye’nin kaçınılmaz bir depremsellik gerçeği var.

Son aylarda ülkenin birçok yerinden gelen deprem haberleri net bir kanıt olarak karşımızda.

Yani yıkımların açacağı yaralara hazırlıklı olmak şart!

Peki nasıl hazırlanmalı?

Maddi ve manevi kayıpların minimize etmenin evrensel nitelikle birkaç zorunlu yolu mevcut.

Öncelikle depreme dayanıklı yapıların inşaası hayati önemde.

Yasal olarak belirlenen kriterlere uyulduğu taktirde yeni binaların büyük oranda sağlam kalması mümkün çünkü!

Ama en garantili binalarda bile olası bazı hasarlar da mümkün görünüyor.

Ve daha da önemlisi bir yanda yaşlı binalar diğer yanda ise yönetmeliklere uygunluğu tartışmalı yapıların mevcudiyeti!

Yani özellikle yüksek riskli bölgelerdeki yapılar açısından soru işaretlerini barındıran bir tablo söz konusu.

Kentsel dönüşümün hayati önemi bu bağlamda çok net biçimde ortaya çıkmakta.

Ancak, dönüşümün sağlıklı biçimde gerçekleşmesi için yıllar gerekiyor.

Oysa depremin bu iş için zaman tanıyacağı garantisi yok!

Depreme dayanıklı bina stokları istenilen seviyeye ulaşıncaya kadar ise en büyük koruyucu olarak sigorta sistemi karşımıza çıkıyor.

Bu nedenle de devlet Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) bünyesinde konutların sigortalanmasını zorunlu kılmış durumda.

Peki bu zorunluluğa ne kadar uyulmakta?

Verilere baktığımızda Türkiye’de kabaca her iki konuttan birinin sigortasız olduğunu görüyoruz.

Dün itibarıyla sistemde kayıtlı verilere göre ülke genelindeki 17 milyon 661 bin 690 adet konuttan 8 milyon 998 bin 572’i zorunlu deprem sigortası kapsamında görünüyor.

Yani toplam konut sayısının sadece yüzde 50,9’u sigorta poliçesine sahip!

Zorunlu olmasına karşın hayli düşük bir oran bu.

Peki Bursa’daki konutların sigortalılık durumu nasıl?

Bursa’daki konut adedi DASK kayıtlarına göre 670 bin 750 olarak görünüyor.

Bu yapıların 370 bin 439’u için zorunlu deprem sigortası yaptırılmış.

Yani Bursa’daki konutların yüzde 55,2’si sigortalı.

Türkiye ortalamasından 4,3 puan yukarıda bir sigortalılığı var Bursa’nın!

Bu olumlu bir tablo.

Ancak, tam 13 ilçesi birinci derece deprem riski olan alanlarda bulunan Bursa için sigortalılık düzeyi hala çok düşük sayılır.

Her an yaşanabilecek bir depreme karşı sigorta şemsiyesi altına girmesi gereken 300 bin 311 konut var ilimizde!

           

Pahalı değil

 

Benzer riskler taşıyan Marmara’daki çevre illerle karşılaştırdığımızda Bursa’nın daha düşük bir sigortalılık seviyesinde olduğunu görüyoruz.

Sigortalılık oranları Tekirdağ’da yüzde 76, Çanakkale’de yüzde 64,5, Kocaeli’nde yüzde 63, İstanbul’da 60,4 ve Balıkesir’de yüzde 57 seviyesinde bulunuyor.

Kısacası Bursalılar ev ödevinden kaçmış bir görüntü veriyor!

Oysa bu tablonun değişmesi zor değil.

Çünkü çok da masraflı olmayan bir sigorta işlemi ile hiç olmazsa maddi bir güvenceye kavuşmak mümkün.

Sigorta primleri metrekare alan, bulunulan bölge, bina türü ve bina yaşına göre değişiyor.

Ama primler genel anlamda çok düşük.

Örneğin Osmangazi ilçesinde 20 yaşındaki 100 metrekarelik betonarme bir konutun sigorta primi 205 TL seviyesinde.