Feridun Eyüpoğlu
Feridun Eyüpoğlu

Büyüme hedefi hayal mi oldu?

Türkiye ekonomisi ‘demir atmış gemi’ görüntüsü vermeye başladı.

Ekonomideki performansımızın üç aylık dökümü, giderek yavaşlayan bir milli gelir artışıyla yüzleşmemeiz gerektiğini gösterdi.

Çünkü TÜİK’in dün açıkladığı 2014 üçüncü çeyrek büyüme rakamları, durgunluğun teyidi nitelğindeydi.

Resmi veriler Türkiye ekonomisinin tatil aylarının da etkisiyle bir nevi yaz uykusunda olduğuna girdiğini gösteriyor!

Sabit fiyatlarla çeyrek bazda son iki yılın en düşük milli gelir artışı yüzde 1,7 olarak kayıtlara geçmiş durumda.

Neyse ki: ilk iki çeyreğe ait büyüme rakamları 0,1’er puan yukarı yönde revize edilerek… Yüzde 4,8 ve yüzde 2,2’ye çıkarıldığı için 2014’ün ilk dokuz aylık döneminde ekonomimiz yüzde 2,8’lik artış hızına ulaşabildi.

Peki bu hız yıllık yüzde 3,3’e düşürülen hedefi tuturmak için yeterli mi?

Son veriler işimizin epey zorlaştığını gösterdi.

Ama çıkmayan candan umut kesilmez!

Üçünü çeyrekte yüksek bir büyüme yakalamamız iç ve dış nedenlerle zaten zordu.

Üstelik ciddi bir baz etkisi dezavantajı olduğunu hatırlatmakta fayda var.

2013’ün eş döneminde sabit fiyatlarla ulaşılan 32,98 milyar TL’lik milli gelir düzeyi… Çeyrek bazında zirve bir rakamdı!

Dolayısıyla bu zirvenin çok üzerinde bir milli gelire ulaşmak kolay değildi.

Hızı düşük gösteren baz etkisinin avantaja dönüşmesi ise yılın son üç aylık dönemde mümkün görünüyor.

Geçen yılın son çeyreğinde 31,28 milyar TL’ye inen milli gelirin 2014’ün aynı döneminde yüzde 3’ü biraz aşan bir seviyeye çıkması olasılık dahilinde!

 

Sonucu tarım ve ihracat belirleyecek

 

Çünkü; üçünce çeyrekte yüzde 0,8’de kalan iç talebin yılın son aylarında canlandığına dair işaretler geliyor.

Özellikle yaz aylarını durgun geçiren ve hızı kaybeden inşaat sektörü kısmen umut vaat etmekte…

Ulaşım ve ithalat gruplarının büyümeye dönük katkısı yavaş yavaş pozitife dönmeye başladı.

Ancak, Temmuz-Eylül dönemini olumsuz etkileyen tarım sektörü hala umut vermiş değil.

Keza yılın ilk 9 ayının lokomotifi olan ihracattan gelen zayıflama sinyalleri de düşündürücü!

Ve neticede yıllık hedefin tutup tutmayacağını bu iki faktör belirleyecek.

Tarım ve ihracat toparlanırsa günü kurtarırız… Yoksa yüzde 3’ü bile ucu ucuna yakalarız!

 

Ne yapmalı?

 

Yüksek enflasyon-düşük büyüme kıskacına girdik.

İstihdamki artışın da gereken hızda olmadığını bu tabloya eklediğimizde…

Vatandaş için zor günlerin kapıda olduğunu söylemek zor olmaz!

Elbette mevcut tablo birçok sektördeki firma adına da mutluluk verici değil henüz.

Peki ne yapmalı?

Sadece akaryakıttaki kısmi ucuzlamayla; iş sahaları da genişlemez vatandaşın kazancı da!

Hele enflasyondaki gidişatı düşündüğümüzde… 2015’in kemer sıkma yılı olmaması için bir dizi tebirin şart olduğu da net biçimde ortaya çıkmakta!

Bazı teşviklerin yolda olması sevindirici elbet.

Ancak, talebin canlanmasını sağlamak öncelikli şart.

Bu anlamda dış koşulların yarattığı riskleri de gözeterek, faiz indirimine gitmenin bir yolu bulunmalı!

Çünkü…

Sadece vatandaşın tüketimini daha ucuza yapması için değil…

Aynı zamanda işdünyasının yatırımlarını artırmak üzere uygun koşullu finansman sağlaması adına da faiz indirimi şart görünüyor!

Ayrıca ihracatı destekleyici para ve teşvik politikaları da… Sağlıklı bir büyüme ve istihdam artışı için zorunlu koşullar arasında bulunmakta.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X