Piyasaları yaz tatili öncesi iki kritik sınav bekliyor.
7 Haziran seçimleri… Ve Amerikan Merkez Bankası Fed’in haziranı pas geçse de eylüldeki muhtemel faiz artışının yaratacağı etki…
Hem genel ekonomik gidişat hem de para piyasalarının seyiri açısından önem taşıyor!
Bunların yanında elbette, içteki ekonomik tablo…
Ve dışta Avrupa’daki gidişat, Yunanistan’ın geleceği, Çin’in performansı, jeopolitik risklerle petroldeki oynaklık da…
Küresel piyasalarla birlikte Türk para piyasalarını yakından ilgilendirmekte.
Üstelik seçimlerin sonrasına ilişkin belirsizliklerin sürmesi, gerisayım hızlandıkça etkisini artırma potsansiyeline sahip.
Keza ABD’nin faiz politikasına ilişkin artırım yönünde verilerin çoğalması halinde…
Ciddi bir dış atak da kapıda demektir!
Piyasaları etkileyebilecek güçlü unsurların yanısıra çok sayıda artçı etken olması ise…
Türkiye’nin kredi notlarını da kıskaca almaya başladı.
Standart and Poor’s‘un cuma günü içteki risklerin yansıması olarak yerel para cinsi notumuzu düşürerek bir uyarı yapması boşuna değil!
Günlerdir yatırım araçlarını esir alan aşırı oynaklığın gündemden kolayca düşmeyeceğini…
Bu mevcut tablonun analiziyle anlamak mümkün.
Geçen haftanın piyasa manzarası mini bir deney niteliğindeydi zaten.
Doların 2,67 TL ile 2,72 gibi geniş bir bantta sürekli dalgalanması boşuna değildi.
Keza Euro‘nun dış destekle 3,06 TL’ye kadar çıksa da inşli çıkışlı seyir izlemesi de…
Piyasalardaki aşırı duyarlılığın izlerini yansıtıyor.
Borsa İstanbul’un da 2 bin puanluk bir bantta oynaması sıcak bir yaz yaşanacağının göstergesi!
Üstelik siyasi tansiyon aşırı yükselmese bile…
Amerika kaynaklı risk baskısı gündemden düşmeyeceği için…
TL’nin rahat bir yaz geçirme olasılığı zayıf görünüyor.
‘Kusursuz fırtına’ riski
Yukarıdaki tablo Türkiye’ye ilişkin yabancı raporlarında olumsuz senaryoların daha fazla yer bulmasına neden oluyor.
Mesela… Dünyanın önde gelen yatırım bankalarından Merrill Lynch, yaptığı ‘kusursuz fırtına’ uyarısıyla…
Yatırımcının gözünü korkutmayı başardı bile!
Türkiye’nin kırılgan beşlinin en zayıf halkası haline geldiği yönündeki uyarı… Fed’in faiz artışına hazırlıksız yakalanma ihtimalimizin yüksek olduğuna dikkat çekiyor.
Çünkü Merrill Lynch uzmanlarına göre… Merkez Bankası’nın çok fazla manevra alanı kalmadı!
Üstelik Fed kararı sonrası olası bir atağa karşı güçlü bir faiz artışı anlamında istek ve irade eksikliğinin altı çizilen raporda…
MB ve hükümetin rehavet içinde olduğu eleştirisi de ön plana çıkmış.
Bir dizi riskin daha sıralandığı raporda…
Bu manzaranın doları 3 lira seviyesine kadar zıplatabileceğinin altı kalın çizgilerle çizilmiş!
Biraz abartılı gibi gözüken bu riskin… Yakın gelecekte olmasa bile…
Yıl içerisinde görülme olasılığı anlık da olsa mevcut!
Ancak, bu seviyede kalması yıllık yüzde 25 – 30 aralığında bir devalüasyon demektir.
Buna izin verilmesiyse sorunlarımızı birçok açıdan büyütmek anlamına gelir.
Olumlu senaryolar işlerse
Sözün özü; seçim sonrası oluşacak ekonomi yönetiminin şekliyle uygulayacağı politikaların yanında…
Hızlı yol alınması da büyük önem kazanmış durumda!
Bu anlamda hızlı ve etkili bir duruş sergilenirse ‘fırtınalar’ daha rahat atlatılabilir.
Neticede yıl içinde dış destek de gelirse…
Doları 2,60 TL’nin altında görme ihtimalimiz doğabilir! Ama unutmayalım ki bu seviyenin kalıcı olması da kolay değil.