Dış baskı altındaki ekonomi jeopolitik risklerle yüzleşiyor.
IŞİD kaynaklı sorunların içteki şiddet yansımaları piyasaları dün fazlasıyla gerdi.
Çeşitli kentlerimizden yansıyan çatışma görüntüleri ve Diyarbakır`da insanların hayatını kaybetmesi… Avrupa kaynaklı satış baskısı ve revize edilen ekonomik programla birleşince…
Kredi notumuzun tadını çıkaramadan alev alev bir piyasa manzarası oluşuverdi!
Borsa İstanbul`da günlük kayıp yüzde 2 civarı gerçekleşirken… Dolar yeniden2,29 TL`yi aştı.
Bu aşamda dalgalanmaları azaltma görevi de üstlenmiş olan Merkez Bankasıdevreye girerek bankaların döviz cinsi haftalık borçlanmalarında faizleri düşürdü.
Ancak, bugünden geçerli düzenlemenin hafif dozda bir ilaç içermesi nedeniyle piyasaların ateşi fazlaca düşmedi!
Bu karışık atmosferde Türkiye`nin yeni hedefleri içren bir ekonomik programla yola devam edeceğini tüm dünyaya duyurması ise ayrı bir öneme sahip.
Çünkü…mevcut tablonun yılbaşında açıklanmış hedeflerden uzalaştığı net biçimde ortadaydı… Haliyle yerli yabancı tüm ekonomik aktörlerin gerçekçi rakamlara olan ihtiyacı revizyonu zorunlu kılmaktaydı.
Ancak, yeni Orta Vadeli Program`ın (OVP) açıklamış olması bu ihtiyacı giderirken… OVP`yi açıklayan Ali Babacan ve ekibinin ortaya koyduğu rakamlar özellikle 2014 ve 2015 adına fazlaca iyimser bir görüntü vermedi!
Neden mi?
Önümüzdeki 3 yılı da kapsayan revize edilmiş OVP, ekonominin 2014`te mevcut halinden daha iyi bir görünüm veremeyeceği gibi… 2015`te de vitesin küçüleceğini ortaya koydu.
Neticede başta büyüme, enflasyon, işsizlik ve ihracat olmak üzere hedeflerin bekletilerden daha kötü biçimde revize edilmiş olması piyasaları olumsuz etkileyen bir faktör haline geldi!
Programda günlük hayatımızı etkileyecek detaylara baktığımızda…
Enflasyon ve cari açıklama mücadelenin yapısal dönüşüm içeren reformlarla birlikte değerlendirilip öne çıkarıldığı yeni OVP`de büyüme geriye itilmiş bir görüntü veriyor.
Büyüme beklentisinin bu yıl için yüzde 4`ten yüzde 3,3`e düşürülmesi yanında 2015`te de bir puanlık gerilemeyle yüzde 4`lük hedefin ilan edilmesi…
İşsizliği azaltan büyüme oranlarına ulaşma şansımızı ileriki yıllara bırakmış durumda.
İşsizlik ve enflasyon baskısı
Neticede 2014`te yüzde 9,6`ya çıkarılan işsizlik oranının ancak 3 yıl sonra ve sadece 0,5 puan azalarak 2017`de yüzde 9,1`e inmesi mümkün olabilecek!
Büyümenin önceki OVP`ye göre daha düşük rakamlarda beklenmesinin doğal sonucu bu!
Üstelik 2 yıl yüksek enflasyon ve düşük kişi başı gelire katlanmak zorundayız.
Çünkü işsizlik kadar enflasyonda da yukarı yönlü revizyon dikkat çekmekte…
Enflasyon 2014`te yüzde 9,4, 2015`te ise yüzde 6,3 olarak öngörülüyor.
Ve kişi başına milli gelirin ancak, 2017`de ilk kez 12 bin doları aşması beklenirken…
Bu rakamın da Türkiye`yi orta gelir tuzağından uzaklaştırmaktan uzak kaldığını unutmayalım!
Yeni OVP`de ihracat hedeflerinin de tümüyle aşağı çekildiğini hatırlatmakta fayda var.
OVP`nin dolu kısmı
Gelelim bardağın yani OVP`nin dolu tarafına…
Cari açıkla mücadele biraz da büyümeden yaptığımız fedakarlıkla… Açığın milli gelire oranının kademeli olarak yüzde 5,7`den 5,2`ye inmesini bekliyor ekonomi yönetimi.
Olumlu yönde revize edilen bir başka kritik gösterge de bütçe açığı.
2014`te yüzde 1,4`e düşeceği öngörülen bütçe açığının 2017`de yüzde 0,3`e indirme hedefi moral verici bir tablo!
Keza 2017`ye kadar yüzde 17`ye ulaşması beklenen tassarruf oranımız da güçlü ekonomi adına ciddi bir adım niteliğinde.
Bu arada OVP`de yapısal reformlara dönük ayrıntılı vurgu da bardağın dolu tarafında.

Flipboard