23 Ekim 2020’de Milli Eğitim Bakanlığı yaptığı açıklamada, özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerin devam ettiği okullarda ve sınıflarda 26 Ekim itibarıyla 5 gün yüz yüze eğitime geçilmesini kararlaştırdı.

Açıklamanın devamında, ‘Öğretmenler tarafından haftada 5 gün yüz yüze eğitim verilecek olması nedeniyle okula devam etmeyen öğrenciler için ayrıca canlı ders yapılamayacak.

Veli dilekçelerine istinaden bir sınıfta tüm öğrencilerin uzaktan eğitime devam etmesi halinde, ders saati kadar uzaktan canlı dersler yapılacak.

Aynı günün akşamı Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca’nın Bursa ziyaretinde salgınla ilgili dile getirdiği ‘Bursa’da vaka sayısının yükseldiği’ bilgisi biz velilerde şok etkisi yarattı.

Çünkü, salgının yükselişe geçtiği, grip ve nezle gibi mevsimsel hastalıkların başladığı bu dönemde, özel eğitim ihtiyacı duyan çocuklarımızın 5 gün yüz yüze eğitim alması risk değil mi?

Zaten bu çocukların birçoğunda kronik rahatsızlar var. Bir kısmı ilaç kullanmak zorunda.

Uzun süre maskeli durmaları çok zor. Sınıfların ve okulun fiziki şartları seyreltilmiş sınıf oluşturmaya da uygun değil.

Bu durumda kalabalık ortamlarda bulunulması risk oluştururken okulda 100’ü aşan çocuk nasıl kontrol edilecek?

Okul servisleri konusu ise ayrı bir sorun.

Çünkü, servisler sadece öğrenci taşımacılığı yapmıyor, aynı zamanda fabrikalara/kurumlara da hizmet veriyor.

Sabahleyin erken saatte fabrikaya/kuruma servis yapan araç, kısa süre sonra dönüp okul servisi için çocukları almaya başlıyor veya okul çıkışında aynı uygulama devam ediyor.

Okul servis araçlarının hijyeni ve kontrolü nasıl sağlanacak?

Öte yandan, yapılan açıklamada da belirtildiği gibi 1 çocuk dahi okula gitse, çocuğun bulunduğu sınıftaki diğer çocuklar için canlı ders yapılamayacak.

Bursa gibi vaka sayılarının arttığı bir ortamda, salgının kontrol altına alındığı bir dönemde bu uygulamaya geçmeleri daha doğru olmaz mıydı?

Diğer normal okullar dururken neden özel eğitim ihtiyacı duyan çocuklar için böyle bir uygulamaya gidildi acaba?

Diğer yandan, uzaktan canlı ders yoluyla eğitime geçilse bile okulun internet altyapısının yetersizliğinden sağlıklı bir eğitim yapılması sorun olduğu gibi, öğretmenin kendi telefonundan ve internetinden canlı ders yapması ve bu konuda herhangi bir destek almaması da gözönünde bulundurulmalı.

Canlı ders alamayan öğrenciler EBA gibi mobil uygulamalara yönlendiriliyor, ancak bunların da çok perfomanslı olduğunu söylemek zor.

Milli Eğitim yetkililerimizin bu konuda çözüm odaklı davranarak, özel eğitim ihtiyacı olan çocuklarımızı da, öğretmenlerimizi de mağdur etmeden bir sonuca varacaklarını ümit ediyorum.

Ben ve benim gibi birçok velinin beklentisi ve önerimiz, bir süre daha Bursa’da vaka sayılarının düşmeye başladığı bir zamana kadar özel çocuklarımızın canlı ders programlarına devam etmesi.

Saygılarımla.

Bir veli