Öyle tarih kitaplarını falan karıştırmaya gerek yok.
Fotoğraflarla, belgelerle, yaşayan tanıklarla her şey ortada.
28 yıl önce bugün.
Dünyanın gözü önünde.
Bir katliam gerçekleştirildi.
***
Ermeniler Aralık 1991’de Karabağ’ın başkenti olarak kabul edilen Hankendi’yi ele geçirdi.
Ardından, bölgenin tek havaalanına sahip Hocalı’ya yöneldiler.
7 bin kişinin yaşadığı kasabanın etrafını sararak, karayolu bağlantısını tamamen kestiler.
Diğer bölgelerle ulaşımı sağlayan tek araç helikopter de düşürüldü.
44 sivil hayatını kaybetti.
***
İki aydır elektrik de yoktu zaten.
Hocalı karanlık ve sessizdi.
Dünya ile bağlantısı kesilen şehir önce top ve tank ateşi ile vuruldu.
Sovyet ordusuna bağlı 366’ncı Zırhlı Alayı’nın bütün araçları da Ermenilerin hizmetindeydi.
Karşı tarafta ise siviller ve onları korumaya çalışan hafif silahlara sahip yerel savunma güçleri ve az sayıdaki milli ordu askeri vardı.
***
Ermenilerin hain planları için artık her şey uygundu.
Takvim yaprakları 26 Şubat 1992’yi gösterdiğinde hafızalardan silinmeyecek katliam gerçekleştirildi.
Resmi verilere göre, Hocalı Katliamı’nda savunmasız durumdaki 106’sı kadın, 63’ü çocuk 613 Azerbaycan Türkü hayatını kaybetti.
Katliamdan 487 kişi ağır yaralı kurtuldu.
Ermeniler’in rehin aldığı bin 275 kişinin 150’sinden bir daha haber alınamadı.
***
Azerbaycan Türkü 8 aile tamamen yok edildi.
25 çocuk her iki ebeveynini, 130 çocuk ise ebeveynlerinden birini kaybetti.
Katledilenlerin adli tıp muayeneleri ve şahit ifadeleri akıl almaz işkenceleri ortaya koydu.
Kafa derilerinin soyulması…
Kulak, burun ve cinsel organların kesilmesi…
Gözlerin çıkartılması…
Hamile kadınların karnının süngülenmesi…
İşkence yöntemlerinin bazılarıydı.
***
Valeh Hüseynov o günün tanıklarından.
Kendisi hafızasından silemediği katliamı gözyaşları içinde şöyle özetliyor:
‘Olaydan 5 ay önce evlendiğim eşim şehit edildi. Bazıları kaçmayı başardı fakat ben, eşimin cesedini orada bırakmak istemedim. Esir düştüm. Gitar çaldığımı öğrenince önce parmaklarımı kırdılar sonra tırnaklarımı çektiler. Daha sonra elimi sıcak sobaya basarak yaktılar. 27 gün cehennem hayatı yaşadım fakat ölmedim.’
***
Gürcistan Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Akademisi Başkanı Simon Kopadze, “Hocalı katliamı bir soykırımdır” diyor ve ekliyor:
‘Ermenistan bugün bulunduğu topraklarda eskiden hiç yoktu. Karabağ tamamen Azerbaycan’ın toprağıdır. Hocalı’da yaşananlar bir ordu tarafından stratejik bir noktanın ele geçirilmesi değil, orada yaşayan insanları yok etme girişimidir. Hocalı katliamı bir soykırımdır. Bu, insanlığa karşı işlenmiş bir savaş suçudur. Ermeniler orada etnik temizlik suçu işledi. Bu suçu işleyenler cezasını çekmelidir. Hocalı konusunda adaletin yerini bulması lazım.’
***
Kardeş Azerbaycan’ın bu büyük acısını asla unutmamalı ve unutturmamalıyız.
‘Sözde soykırım’ iddiaları ile birilerinin büyük oyunlarının bir parçası olarak Türkiye’yi köşeye sıkıştırmaya çalışanların yaptıklarını da!
Ayrıca aynı yıllarda Bosna’daki katliamı.
Bulgaristan’da akıtılan soydaş kanını.
Batı Trakya’daki akıl almaz baskıları.
Bugün Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine yapılan Çin işkencesini.
Maalesef yöntem ve coğrafya farklı olsa da canilerin hedefindeki etnik kimlik ve din hep aynı.
Türk ve Müslüman.