Cumartesi günü Olay Gazetesi’nin birinci sayfasını tamamlamak üzereyken son dakika haberi düştü ekranlara…

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, Prag Büyükelçisi olarak atandı.

Bazı arkadaşlar bunun bir terfi olduğunu ima ederek Ankara’ya sitem etti.

Ben de aksini düşündüğümü söyledim.

Bana göre, bu atama bir tenzili rütbeydi.

Çünkü daha önemsiz bir görev alanı, daha önemsiz bir rütbe demektir.

Çünkü Hariciye’de Kıbrıs ve Batı Trakya çok özel yere sahiptir.

İkisi de Milli davalarımızın en büyük kaleleridir.

Siyasete alet edilemezler, edilmemeliler.

Türkiye’deki siyasi tartışmaların odağındaki Feyzioğlu’nun Lefkoşa Büyükelçisi yapılması da büyük tepki çekmişti.

Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50. yıl dönümü törenlerinde, yerel seçimlerden birinci parti olarak çıkan CHP’nin Genel Başkanı Özgür Özel ve heyetini yok farz etmesi bu tepkileri iyice arttırdı.

Kısacası…

Hariciye kurallarını, geleneklerini altüst eden bir ismin orada daha fazla kalması mümkün değildi.

Aklı sıra, dış politika bilgisi olmadan onu o koltuğa oturtanlara yaranacak, daha büyük hedeflere yürüyecekti.

Ama olmadı.

Hiç zaman kaybedilmeden Prag’a atandı.

Son yıllarda siyasete fazlaca alet edildiği iddia edilse de…

Bana göre kısmen doğru olsa da…

Her şey bir yere kadar.

Tıpkı Metin Feyzioğlu’nda olduğu gibi…

CHP’nin eski Genel Başkanı Bülent Ecevit, ‘Ayşe tatile çıksın’ talimatı ile nasıl Kıbrıs Barış Harekâtı’nı başlatmışsa…

Türkiye’nin ve Yavru Vatan’ın tek yürek olduğu bir günde, birlik ve beraberliğe gölge düşüren biri için de “Metin’i Prag’a tatile gönderin” talimatı verilir.

O arkadaş şimdi Çekya’da bol bol turistik işlere bakacak.

Oradaki görevi ne kadar sürer onu da bekleyip göreceğiz.

***

Aynı gün Bursa’da, Başkanlığını Sabri Mutlu’nun yaptığı Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu’nun (BRTK) genel kurulu vardı.

Milli davanın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden sonra ikinci büyük kalesi Batı Trakya ve Balkanlar konuşuluyordu.

Divan Başkanlığı görevini üstlenen Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği (BALGÖÇ) Genel Başkanı Emin Balkan çok güzel bir konuşma yaptı.

Balkanlar’da yaşayan Türklerin son 200 yıldır çektiği çileden söz etti.

Bundan dolayı buralardan Anadolu coğrafyasına büyük bir göçün gerçekleştiğini anlattı…

Türkiye nüfusunun üçte birini Balkan Türklerinin oluşturduğunu vurguladı.

Bunların arasında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının büyük bölümünün de bulunduğunun özellikle altını çizdi.

Bu hatırlatma salonda büyük alkış aldı.

Emin Balkan ayrıca, Balkanlar’da her şeye rağmen hâlâ 15 milyon Türkün ve akraba topluluğunun yaşadığını da hatırlattı ve “Onların en büyük güvencesi Türkiye Cumhuriyeti’dir” dedi.

Ardından da şu çarpıcı tespitlerini ve uyarılarını sıraladı:

“Biz Anadolu’ya geldiğimizde kimseye karşı etnik, bölgesel ayrımcılık yapmadık, yapmayız… Ama son yıllarda hem Balkanlar’da hem de ülkemizde bizi alt kimliklerimizle ötekileştirmeye çalışanlar var. Bunlara karşı biz burada topyekûn karşı çıktık. Bizler bayrak ve vatan kaybının ne olduğunu çok iyi bilenlerdeniz. Onun için milli ve manevi duygulara, Atatürk ilke ve inkılaplarına gönülden bağlıyız. 100 yıllık Cumhuriyetimizde çok önemli yer edinmemize rağmen bizi burada yabancı unsur gibi gösterenler de var. Onları hiçbir zaman dikkate almadık, almayacağız. Bu vatan bizim, bu vatanı ve Cumhuriyet’i ilelebet koruyacağız. Biz Cumhuriyet’in bekçileriyiz.”

***

Balkanlar’a yönelik bir önemli mesaj da kongreye katılan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’den geldi.

Balkanlar’ın Batı Trakya’nın öneminden söz etti.

“Buradan sözümüze kıymet verenlere şunu söylüyoruz: Batı Trakya’daki seçilmiş müftüleri sadece müftü olarak görmeyin. Onların orada sadece din, ibadet öğretimi ile ilgileri yok. Onlar oralarda seçilmiş kanaat önderleri. Onlar oralarda Lozan’da kazanılmış bir hakkın devamını sağlayan ve Türkiye’nin orada varlığını, temsiliyetini vurgulayan çok önemli bir görev yapıyorlar” diyerek, parti içine ince bir mesaj verdi.

Yetmedi…

Orada adında Türk kelimesi bulunduğu için kapatılan dernekleri hatırlattı ve CHP teşkilatlarını bunlara sahip çıkmaya davet etti.

İşte o sözleri..

“Oradaki Sivil Toplum Kuruluşları’nı (STK) hemşehri derneği gibi kimse görmesin. Onlar büyük bir hak mücadelesi veriyorlar. Bulundukları koltuklardan güç alan değil, bulundukları koltuklara, soydaşlara güç veren, kol kanat geren yapılar onlar. Ben bütün belediye başkanlarıma kapalı toplantılarda söylüyorum, burada da söylemem gerekir ki; Batı Trakya’dan bir STK’nın bir talebi varsa başımızın, gözümüzün en üzerindedir. Çünkü onlar kendileri için bir şey istemez. Oradaki STK’lar gerçekten büyük bir hak mücadelesi veriyorlar.”

Bu cümlelerin ardından sözü…

Ölüm yıl dönümü 24 Temmuz olan Batı Trakya Türklerinin efsane lideri Dr. Sadık Ahmet’e getirdi.

“Çok şüpheli bir trafik kazasında kaybettiğimiz Dr. Sadık Ahmet’i rahmetle anmak isterim” dedi.

BALGÖÇ’ün Kurucusu Mümin Gençoğlu’nu yine aynı şekilde yâd etti.

Balkanlar’da izlenmesi gereken politikalara ve buraya yönelik bakış açısının nasıl olması gerektiği konusuna ilişkin de önemli mesajları  vardı Özel’in…

Özetle şunları söyledi.

“Balkanlar’daki soydaşlarımız, akrabalarımız Türklerdir. Kendi yaşam biçimleri vardır. Kendi inançlarını yaşama biçimleri vardır. Onlara karşı Türkiye’den bir patronaj ilişkisi kurmamak, büyük ağabey gibi davranmamak, ‘ne dersek onu yapacaksınız’ gibi buyurganlıklar içinde olmamak lazım. Bu Kıbrıs da olsa, Balkan coğrafyası da olsa doğru değil. Onlarla eşitiz. Eşitler arasında işbirliği olacak. Oradaki Müslümanlara sahip çıkmakta hiçbir beyis yok ama bizim orayla ilişkimiz akrabalık ilişkisi; ümmet ilişkisi değil. Oradaki coğrafyada Arap yaşam tarzını dayatmaya çalışmak ve ümmet üzerinden bağ kurmaya çalışmak sağlıklı değil. Balkanlar özgürdür, boyunduruğa gelmez. Balkanlar’ın ne kadar özgürlüğe düşkün olduğunu merak eden varsa Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatına baksın. Oradakilere buyuramayız ama tavsiyemiz şudur: Birbirinize sıkı sıkı sarılın, ayrı düşmeyin. Ortak menfaatlerde bir araya gelin.”

Özel konuşmasının sonunda salonu dolduran Balkan Türklerine ve temsilcilerine dönerek, “Parlamentoda emrinize amadeyiz” dedi ve ekledi: “Bir Evlad’ı Fatihan olarak, sizleri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu partide ikinci Selanikli genel başkan olarak selamlamaktan ve geldiğinizde ağırlamaktan büyük bir onur duyacağım.”

***

Bu noktada camiaların Meclis’te temsilcilerinin bulunmasının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördüm.

Özgür Özel’in cümlelerinde, bir Balkan evladı olan CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk’ün payı çok netti.

***

Yazıyı kaleme alırken aklıma birden Batı Trakya Türklerinin Toplumsal Dayanışma ve Milli Direniş Günü olan 29 Ocak’ın 1994 yılındaki yıl dönümü geldi.

O günlerde Ankara’da üniversite öğrencisiyiz.

Oradaki Batı Trakya derneğine de gidip geliyoruz.

Bir de bu derneğin bir yayını var.

İletişim fakültesinde gazetecilik okuyan gazeteci adayları olarak, bugün İskeçe Türk Birliği Başkanlığı görevini de yürüten değerli dostum Ozan Ahmetoğlu ile ikimize özel bir görev verildi.

Dediler ki; 29 Ocak’ta CHP lideri Deniz Baykal Batı Trakya’ya gidiyor, siz de takip edersiniz.

Öyle de oldu.

Kısıtlı imkânlarla elimizden geleni yaptık.

Batı Trakya Türkleri için çok zor dönemlerdi o yıllar.

Baskı, zulüm ne isterseniz var…

Deniz Baykal Gümülcine Türk Gençler Birliği’ni ziyaretinde Batı Trakya Türklerinin tüylerini diken diken eden bir konuşma yaptı.

Ankara’ya döndük.

Bu defa dernek Başkanı Bedri Bey bizden gezinin bir değerlendirmesini almamız için CHP’nin eski Genel Başkan Yardımcılarından merhum Kırklareli Milletvekili İrfan Gürpınar ile röportaj yapmamızı istedi.

Ozan ile birlikte gittik, o röportajı yaptık.

Bu, aynı zamanda bizim ilk gazetecilik faaliyetlerimizdi.

***

Bir bakayım o yıllara ilişkin ne bulabilirim diye internette gezinirken, karşıma Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği’nin “Batı Trakya’nın Sesi” adlı dergisi çıktı.

Gerçekten çok kıymetli bir yayınmış.

Taranarak dijital ortama aktarılmış olması ayrıca takdire şayan…

Derginin Mart 1994 sayısında Deniz Baykal’ın 29 Ocak’taki Batı Trakya gezisine de yer verilmiş.

Kapağındaki fotoğrafta dönemin BTTDD Genel Başkanı Halit Eren, Deniz Baykal’a Batı Trakya ziyaretleri nedeniyle şükran plaketi veriyordu.

Haberde…

Deniz Baykal, 1952 yılından bu yana Batı Trakya’yı ziyaret eden ilk resmi heyet olduklarını belirterek, Türkiye’de hükümetin olaya gerekli ilgiyi göstermediğinden yakınıyor, üzerlerine düşen görevi yaptıklarını söylüyordu.

Halit Eren ise, ziyaretin Türkiye’deki 600 bin, Yunanistan’daki 150 bin Batı Trakyalıya çok büyük moral verdiğinin altını çiziyor, CHP liderine teşekkür ediyordu.

***

Yazının başında da demiştim ya…

Batı Trakya ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve benzeri Milli davalar siyaset üstüdür.

Her zaman da öyle olmalıdır.