Flipboard
Bulgaristan, Kurban Bayramı`nın ikinci günü erken genel seçimden çıktı.
Ekonomik bunalımın siyasi krize dönüştüğü komşuda yaşanan gelişmeler, en az orada yaşayanlar kadar, zorunlu göçle Türkiye`ye gönderilmiş soydaşları da yakından ilgilendiriyor.
5 Ekim seçimlerinde üyelerinin çoğunluğunu Türk azınlığın oluşturduğu Hak ve Özgürlükler Hareketi sandıktan hedeflediği sandalyeye ulaşamasa da başarıyla çıktı.
28`i Türk kökenli 38 vekili Bulgar Parlamentosu`na sokmayı başardı.
HÖH bu başarısıyla Bulgaristan`ın üçüncü partisi konumuna yükseldi.
İptal edilen 15 bin oy sayılsa ve bir vekil daha çıkarsa, komşudaki anamuhalefet Hak ve Özgürlükler`e geçecekti.
Birinci parti GERB yüzde 32.67`lik oyla 84 vekil çıkarırken, 3. sırada bulunan HÖH yüzde 14.84`lük oy oranıyla parlamentoda 38 sandalye elde etti ve yine koalisyon alternatiflerinden biri konumuna yükseldi.
Türkleri temsil eden diğer parti Hürriyet Şeref ve Halk Partisi`nin lideri Korman İsmailov da Reformcu Bloklistesinden seçildi.
Geçmişte baskıcı lider Jivkov`un korumalığını yapan Boiko Borisov liderliğindeki GERB son seçimden birinci parti çıktı.
GERB, Türk azınlığın siyasi temsilcisi HÖH ile hükümet kurmayı düşünmediğini hem seçim öncesi hem de seçim sonrası dillendirdi.
Ancak;
oluşan parlamento aritmetiği, Bulgaristan`da HÖH`süz alternatiflerin çok uzun soluklu olmayacağını işaret ediyor.
Her ne kadar HÖH Lideri Lütfi Mestan bu dönem muhalefette kalacaklarını söylese de barajı aşan diğer 7 partiden istikrarlı bir hükümet çıkmayacağı dillendiriliyor.
Yani, Bulgaristan`da seçim bitti ama yenisi de sanki ufukta gözüküyor gibi.
Hükümet kurulsa bile çok uzun vadeli olmayacağı vurgulanıyor.
Gelelim komşuda seçim sonrası yaşanan gelişmelere.
Bulgaristan`da Türk azınlığın varlığını halen içine sindirememiş ırkçı, faşist kesimler ortamı germe adınahaddi aşan protesto eylemlerine başladılar.
Bunlara en son Köstendil`den gelen haberler eklendi.
Burada, birlikte yaşadıkları Türk nüfusun Bulgar Parlamentosu`nda temsil edilmesini içine sindiremeyenKomünist artıkları, AB üyesi ülkenin tarihine utanç olarak girecek eyleme imza attılar.
Türk kökenli milletvekillerinin Parlamento`ya girmesini, “Türkler milletvekili olursa eşekler de Parlamento`ya girer” pankartıyla protesto etmişler.
Irkçı Bulgarlar, Türkiye`de kullanılan oyların ülke geneline dağıtılmasını eleştirmişler, bunun yerine sürgüne gönderdikleri Türklerin oylarının belli bir bölge için geçerli olmasını istemişler.
Son derece çirkin ve haddi aşan, Bulgaristan`ı demokrasi liginde küme düşürecek bir eylem tarzı.
İnsanlık adına bu tarz eyleme imza atanların, bir gün yaptıklarından utanıp komşularının yüzüne dahi bakamayacaklarını düşünüyoruz.
80`lerin sonunda o ana dek birlikte yaşadıkları komşularını, `Soya dönüş` safsatasına direnç gösterdikleri için sınır dışı edenler, şimdi Türkiye`den gelen oylarla o nüfusun temsilcilerinin Parlamento`ya girmesini içlerini sindiremiyorlar.
Sürgün ve sınır dışı utancı komşumuz Bulgaristan`ın siciline ilelebet silinemeyecek bir leke bıraktı.
Şimdi;
bütün bu olanlar, o günlerdeki utancın yansımaları.
Eğer gerçekten, istem dışı Türkiye`ye gönderilenler firesiz sandığa koşmuş olsalardı, bugün Bulgaristan`ı Türk azınlık yönetir hale gelecekti.
