Artık şu görüldü ki, Türk halkı hemen her gün gelen akaryakıt zamlarını kanıksadı.

Fakat, bunu sürdürülebilirliğinin olmadığını düşünüyoruz.

Üstelik, günlük litrede 2 lirayı aşan zamlarla ülkenin istikrarının devam etmesi de mümkün değil.

Akaryakıt dün 28 liraya dayandı. Belki de bugün 30 lirayı aşacak.

Ekonomi yönetiminin tüm iyi niyetli çabalarına ve yürürlüğe sokulan tedbirlere rağmen ne yazık ki, hemen her üründeki artışlar durdurulamayan etiket değişimleri, hayat pahalılığı aldı başını gidiyor.

Kabinede kısa aralıklarla gerçekleşen bakan değişikliklerinin de soruna bir çözüm olmadığı anlaşıldı.

Hatta, ilgili bakan konuştukça coşan döviz ve akaryakıt zamları ile karşı karşıyayız.

Bunun, ‘Sade bizde değil tüm dünyada akaryakıta zam geliyor’ diye geçiştirilebilecek bir durum olmadığını da görüyoruz.

Nitekim, dün Mersin’den gelen akaryakıt zamları nedeniyle taksici protestosunun doğru algılanılması gerektiğini düşünenlerdeniz. Cadde kapatıp akaryakıt zamlarını protesto eden taksicilerin feryadı basit, sıradan bir eylem gibi görülmemeli.

Zira, bir süre önce akaryakıt zamları yüzünden kardeş ülke Kazakistan’ın nasıl karıştırılmak istendiğini de göz önünde bulundurmamız gerekiyor.

İstemeyiz ama, provokatörler bu durumu fırsat bilip, ülkemizde de harekete geçebilirler.

Akaryakıttaki fiyat değişim hızının düşürülememesi bütün sektörleri olumsuz etkiliyor.

Hükümetin bu işe bir çözüm bulması kaçınılmaz.

Sorunu salt Brent petroldeki artışa indirgemek, bu işin çözümünün bulunamadığının da göstergesidir.

Toplumsal bir infial ve kaosa neden olmamak için radikal tedbirler, kararlar almanın zamanı gelip de geçmektedir.

Akaryakıt zamları bu haliyle Türkiye’yi hızla istikrarsızlığa ve güvensizliğe sürükler.

Etrafımızın, dört bir yanımızın düşmanla sarılı olduğu bir dönemde Türkiye bir de bu sorunla karşı karşıyla bırakılmamalı.

Petrol ürünlerindeki önü alınamayan bu yükseliş, Anadolu’nun dört bir yanındaki irili ufaklı istasyonların da kapanmaya devam edeceğinin işareti.

Türkiye ve hükümet artık bir karar vermeli.

Ülkenin bu halinin yaz aylarında da temel tüketim maddelerinde düşüş olmayacağını gösteriyor.

Her şeyin, Türkiye’nin tüm illerine akaryakıtla nakledildiği bir ortamda, temel insani tüketim maddelerine de nakliye kaynaklı fiyat artışları eklenecektir.

Bu gidişat, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve partisini de sıkıntıya sokacaktır.

2023 Haziran’ındaki genel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar,  akaryakıtın litre fiyatının 50-100 lira bandına ulaşma ihtimalinin de hiç uzak bir olasılık olmadığını düşünüyoruz.

 

Dün bilim şenliği yarın uluslararası festival

Pandeminin atlatılmasıyla birlikte toplumsal bir rahatlama bekliyorduk. Fakat, bu kez hayat pahalılığı ile mücadele başladı.

Buna rağmen, kentimizin etkinlik programındaki ulusal/uluslararası şenlik ve festivalleri de yapmamak olmazdı.

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin, ünü Bursa dışına taşan ve bu yıl uzay havacılık temasıyla programlanan Bilim Şenliği dün resmen açıldı. İki yıl pandemi arası verilen şenliğin bu yıl 9. gerçekleşiyor. Üstelik, formata meslek liselilerin staj ve iş imkanlarını bulabilecekleri MESLİB de eklendi.

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in de katıldığı açılışın ardından şenlik Bursalı bilimseverlerin akınına uğraması ve bir milyonu aşan ziyaretçiyle buluşması bekleniyor.

Diğer yandan, kentimizin 60. Uluslararası Festivali de yarın Bursa Bölge Senfoni Orkestrası’nın Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu’ndaki konseri ile başlıyor. Birbirinden ünlü sanatçı ve toplulukların konserleri 30 Haziran’a kadar sürecek.

2-7 Temmuz tarihleri arasında ise 34. Uluslararası Altın Karagöz Halk Dansları Yarışması gerçekleşecek. Buraya da 20’den fazla ülkenin folklor ekiplerinin katılması bekleniyor.

 

Emekli zamlarında dağ fare mi doğurur?

Önümüzdeki temmuz ayı Türkiye’deki milyonlarca işçi ve memur emeklisinin de aylıklarına yapılacak zam dönemi.

İşçi ve memur emeklilileri bu zam dönemini de artan hayat pahalılığı yüzünden iple çekiyor.

Türkiye’de iğneden ipliğe hemen her ürüne yüzde 100’lerin üstünde gelen zamlara rağmen enflasyonu yüzde 70’lerde gösteren TÜİK’in verileri öteden beri tartılışıyor.

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine bakarak emekli aylıklarına artış yapılmaya kalkılırsa dağ yine fare doğurur.

Zira, reel hayattaki artışlar, TÜİK verileriyle örtüşmüyor. Bu da emekliye önümüzdeki ay daha düşük artış anlamına gelecek.

Bekleyip göreceğiz.