Bu sütunlardan Uludağ Alan Başkanlığı yasa teklifine ilişkin gelişmeleri aktarıyoruz.

Önceki gün Uludağ’da katlıotopark başta olmak üzere eksik, yapılması beklenen çok sayıda tesis bulunduğunu ama bunun için kaynak gerekliliğine dikkat çekmiştik.

Teklifin mimarlarından Bursa milletvekilimiz ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Hakan Çavuşoğlu arayıp bilgilendirdi.

Eski Başbakan Yardımcılarından Çavuşoğlu, bütçe ve gelir endişemizi aktardığımız o makalemiz üzerine şunları söyledi;

“Teklifimizin içinde Uludağ Alan Başkanlığı’nın kaynakları da var. Örneğin; 7. maddede buna açıklık getirdik. Tıpkı diğer yerel idareler gibi Uludağ Alan Başlanlığı’na merkezi bütçeden pay aktarılacak.”

Uludağ’ın eksiklerini bildiklerini ve yapılacakları bu paylar sayesinde oluşacak bütçe ile Alan Başkanlığı’nın tamamlayacağını kaydeden Çavuşoğlu; ayrıca Uludağ’daki etkinliklerden de Alan Başkanlığı’na kaynak aktarılacağının altını çizdi.

Çavuşoğlu, yasa teklifinin komisyonda görüşüldüğünü, bu arada Bursa Barosu ile DOĞADER’in yetkililerini de dinlediklerini, onların endişelerini de dikkate alan bir düzenleme olması için çalıştıklarını anlattı.

TBMM’de komisyon çalışmaları biter bitmez teklifin TBMM Genel Kurulu’na geleceğini hatırlatan Çavuşoğlu, “Bütçe görüşmeleri bitiğinde inşallah Alan Başkanlığı Genel Kurul’da görüşülecek. Uludağ için iyi bir yasa olmasına hassasiyet gösteriyoruz” dedi.

Uludağ Alan Başkanlığı’nı, biz de 7 kocalı Hürmüz misali çok başlı yönetilen Beyaz Cennet için yararlı olacağını düşünenlerdeniz.

Burada önemli olan yetkiyi Bursa’da toplamak.

250 kilometre uzaktan bu iş başarılı olmadı.

Belki Alan Başkanlığı ile eksikler kısa sürede giderilir ve Uludağ çok başlılıktan kurtulur.

Bursa milletvekillerimizin de iyi niyetle çaba sergilediklerini ve yasanın Uludağ için yararlı olması için çalıştıklarını düşünüyoruz.

Endişelerini dile getiren kurumlarımızın da ileride karşı karşıya kalınabilecek sıkıntıları baştan bertaraf etme amacını taşıdıklarına inanıyoruz.

Uludağ Alan Başkanlığı yasalaştığında eğer doğru bir model ortaya konup uygulandığında bunun diğer korunması gereken turizm cennetlerimiz için de örnek olabileceğini umut ediyoruz.

Biz de hassasiyet gösteren, bu konudaki bilgi eksiklerini gideren Sayın Vekilimiz Hakan Çavuşoğlu’na teşekkür ediyoruz.

Cumhuriyetin 100. yılında Bursa’nın bütçeleri büyüdü

Bursa Türkiye’nin 4. büyük şehri.

Dolaysıyla yerel yönetim bütçelerinin de bu büyüklüğe denk olması gerekiyor.

Geçtiğimiz haftalarda Bursa Büyükşehir Belediyesi ile onun yatırımcı kuruluşu BUSKİ Genel Müdürlüğü’nün 2023 mali yılı bütçeleri Büyükşehir Belediye Meclisi’nde kabul edildi. Bu iki büyük kurumumuzun 10 milyar liralık bütçe hazırladıkları görüldü.

13 bin 500 çalışanı ile adeta Türkiye’nin en büyük holdinglerinden biri olan Bursa Büyükşehir Belediyesi, kentin şanına ve büyüklüğüne yakışır bir bütçe belirlemiş. Her zaman olduğu gibi yatırımlar içinde ulaşıma ayrılan pay ilk sırayı alıyor.

Öyle de olmalı.

Kentin trafiğini rahatlatmaya dönük projeler var. Bunların tamamlanması gerekiyor.

Raylı sistem yatırımları hem bakanlık hem de Büyükşehir tarafından geciktirilmeden devreye alınmalı.

Çünkü; ötelenen, ertelen her yatırım sıkıntıları da giderek çığ gibi büyütür.

BALGÖÇ AB projelerine yoğunlaştı 

Bursa’nın ve Türkiye’nin en büyük Göçmen STK’larından Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği’nin son genel kurulunun ardından oluşan yeni yönetimi boş durmuyor.

Derneğin ihtisas komisyonları çalışmalarını sürdürüyor.

Bu kapsamda Avrupa Birliği hibe projelerine yoğunlaşılmış durumda, ERASMUS başta olmak üzer tarım ve hayvancılık hibelerinin de masada olduğunu öğrendik.

Derneği uluslararası etkinliklerle yeniden aktifleştirme sözü veren BALGÖÇ Genel Başkanı Prof. Dr. Emin Balkan’ın ihtisas komisyonlarını bu yönde harekete geçirdiğini anlıyoruz.

BALGÖÇ ayrıca, önümüzdeki hafta Bulgaristan’a gidiyor.

BALGÖÇ heyeti, Türk nüfusun asimilasyonunda sembol isim olan ve anne sırtında minik yüreğiyle şehit edilen Türkan Bebek’in anma programlarına katılacak.

Bulgaristan’daki törende Komünist rejimin ülke tarihine kara bir leke olarak geçen Türk nüfusu asimile etmesi bir kez daha lanetlenecek.