Doğu ve Güneydoğu’daki yerleşimlerde bugün 101 belediyede kayyum belediye başkanları görev yapıyor.

Çoğu kaymakam, vali ve vali yardımcısı tarafından yönetilen belediyelerde hizmet yağmuru göze çarpıyor.

Dün, Sabah gazetesinde gözümüze çarptı.

Bölücü örgüte yardım ve yataklık suçundan görevden alınan HDP ile DBP’li belediye başkanlarının bıraktığı yerleşimlere kayyumlar 4,2 milyar liralık yatırım yapmış.

Vatandaşa hizmet yerine kimlik siyaseti yapan HDP’li ve DBP’li başkanların esnafa ve piyasaya taktığı 650 milyon liralık borcu da kayyumlar ödemiş.

Devletin belediyelere tahsis ettiği kaynakları bölücü örgüte aktaran belediye başkanlarının, demokrasiye zarar verecek diye o koltuklarda oturtulması aslında eşyanın tabiatına aykırıydı.

Görevden el çektirilen belediye başkanlarının seçilmiş, halk oyuyla göreve getirilmiş de olsalar asla suç işleme hakları yoktur.

Kanunları hiçe sayan, kamuya ait araçlarla teröriste lojistik destek sağlayan, hendek kazdırıp güvenlik güçlerine tuzak kurduranların görevden alınmaları kaçınılmazdı.

İçişleri Bakanlığı, OHAL’in de verdiği yetkiyle harekete geçip Doğu ve Güneydoğu’daki 101 belediyenin yönetimine el koydu.

Bu sayede de bölgeye hizmet akmaya başladı.

Hijyen sudan dahi mahrum bırakılan beldeler gerçek manada belediyecilik hizmetleriyle tanıştı.

Bugün bölgeye hem belediye hizmeti yağıyor hem de güvenlik anlamında huzur sağlanmış durumda.

Bu sayede daha çok hizmet bölge insanına sunulacaktır.

Terörün belini kıran, bırakın içte, dışta da girilemez denilen Kandil’e bayrak dikmeye çalışan güvenlik güçlerimizin canları pahasına gösterdikleri gayret başlı başına bir başarıdır.

Sadece onların değil, polis ve askerimizi cesaretlendiren, onlara her türlü teknolojik imkanı sağlayan siyasi iradenin, yani hükümetin, AK Parti’nin de bölgede yeniden tesis edilen huzur ve sükundan sandıkta fazlasıyla pay alacağını düşünenlerdeniz.

Bugün bölücü örgütün siyasi uzantısı olan parti eğer bölgede eski kalabalıklarını toplayamıyorsa, sandıkta baraj altı riski yaşıyorsa, kesinlikle terörle arasına mesafe koyamamış olmasını sorgulamalıdır.

Şiddetin hiç bir şeyi çözemeyeceğini artık akıllarına sokmalılar.

Bugün ülkemizin sorunlu coğrafyasında akan kanı durduran siyasi irade bu yüzden bir kez daha desteği hak ediyor.

24 Haziran’da, bölücü örgüt yüzünden acılar çekmiş, sıkıntılar yaşamış, topraklarından edilmiş, çocukları dağ kaçırılmış bölge insanının bunu görmezden gelmeyeceğini düşünüyoruz. 

Bölge insanı, mehmetçiğin kanı ve canıyla yeniden geri getirdiği huzur ve güveni sarsacak bir siyasi tercihte bulunmayacaktır. 

 

Büyükataman: İlk turda biter

 

MHP Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman önceki akşam Olay TV’deki yapım ve sunumunu üstlendiğimiz Olay’ın İçinden programında konuğumdu.

Gündem elbette 24 Haziran erken genel seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimiydi.

Büyükataman, yeniden Bursa 1. Bölge 1. Sıra adayı.  Liderleri Devlet Bahçeli’nin 2002’de Kocayayla’daki erken seçim davetinin üzerinden 16 yıl sonra yaptığı ikinci çağrıya niçin gerek duyulduğunu uzun uzun anlattı.

Ülkenin içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik durumun bugün, geçmişte söylenmiş karşılıklı tüm ağır ifadelere rağmen kendilerini AK Parti ile bir ittifak yapmaya götürdüğüne değindi.

Ardından da 24 Haziran seçimlerinin daha ilk turda biteceğini iddia etti. MHP olarak Bursa’daki saha çalışmalarında bu izlenimi edindiklerinin altını çizdi.

Büyükataman, rakiplerinin Millet İttfiakı’nı da, ‘Zillet İttifakı’ olarak tanımladı.

Genel Sekreter Büyükataman, MHP’nin baraj sorunu olmadığını, böyle gösteren anketlerle toplum üzerinde algı yapıldığını, geçmiş seçimlerde de aynı algı operasyonlarına kalkışanların sandık sonuçları açıklandığında hüsrana uğradıklarını söyledi.

Büyükataman’ı son derece iddialı gördük.