Siyasetin çok konuşulduğu bugünlerde farklı bir tercih yapıp, o ortamdan biraz uzaklaşıp, şöyle müze gezmeye ne dersiniz?

Bugün Vakıf Haftası başlıyor.

Eğitim yıllarında vakıf ekmeği yemiş, orada barınmış biri olarak biz de yolumuzu hafta vesilesiyle Bursa Vakıf Kültürü Müzesi’ne düşürdük.

Büyükşehir Belediyesi’nin kentimize kazandırdığı 19 müzeden bir olan Vakıf Kültürü Müzesi Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi içinde yer alıyor.

Vakfetmenin, Osmanlı’nın ilk başkenti ve Osmanlı vakıf kültürünün şekillendiği Bursa’dan dünyaya yayıldığı biliniyor.

Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sanat Daire Başkanı Aziz Elbas, Müzeler Müdürü Muhterem Çevik ve sanat tarihçi bir mihmandar eşliğinde ilk kez gezdiğimiz müzeden etkilendik.

Girişte Bursa’nın eşsiz eserlerinden Kozahan kapısından geçiyorsunuz.

İçeride Yeşil Cami Mimberi, Ulucami Mihrabı’nın imitasyonları ihtişamlı biçimde yerleştirilmiş.

Cami, tekke, dergâhlardan toplanmış onlarca eser özenle sergileniyor.

Metrelerce uzunluğundaki tespihler, şeyhlerin kullandığı tarihi eserler ilgi çekiyor.

Vakıf hamam kültüründen diğer bütün alanlara kadar içeride çokça obje var.

Cami depolarından çıkarılan hat tablolar ve diğer malzemeler müze altında oluşturulan atölyede itina ile tamir edilmiş.

Bir şeye üzüldük.

Bursa’nın tarihi eserlerinden çıkmış çok değerli vakıf objelerinin çoğu ne hikmetse İstanbul’a gönderilmiş. 400 eserden sadece 40’ı alınabilmiş.

Bursa Müzesi için istenildiğinde geri verilmemiş.

Bursa’ya ait o objeler, ilgili olduğu yere geri verilmeli.

Bursa ile ailevi bağı olan Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem ve yine kentimizden İstanbul’a giden Vakıflar 1. Bölge Müdürü Mürsel Sarı’ya bizden iletmesi.

O eserler ait olduğu kente, yani Bursa’ya yakışır.

Nasıl, yurt dışına kaçırılmış eserlerimizi o ülkelerden devlet olarak geri istiyorsak, Bursa’dan İstanbul’a değişik gerekçelerle verilmiş tüm eserle de bu kente iade edilmelidir.

Sayın Valimiz ve Büyükşehir Belediye Başkanımız bu işin peşini bırakmamalı

Gerekirse, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün bağlı olduğu Bursalı Başbakan Yardımcımız Hakan Çavuşoğlu’ndan bu konuda siyasi destek alınmalı.

Yeşil, Ulucami ve diğer tarihi mekânlara ait eserlerin İstanbul’da değil, Bursa’da sergilenmesi doğru olanıdır.

 

Can almaya devam ediyor

 

Önceki hafta Bursa’ya Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan geldi.

Bakan, Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, milletvekilleri, belediye ve ilçe başkanlarının, AK Parti İl Başkanı Ayhan Salman’ın da katılımıyla Bursa’nın ulaşım projelerine ilişkin önemli açıklamalar yaptı.

O açıklamalar içerisinde, yapımları yılan hikâyesine dönen ve 16 yıllık AK Parti iktidarında bir türlü bitirilemeyen Dağ ilçeleri yollarına ilişkin müjdeler de vardı.

Yöre için artık kanıksanan ve alışık olunan müjdelerdi bunlar.

Yine bir seçim öncesi yol, tünel, viyadük, asfalt müjdesi verildi.

Fakat, acı gerçek hiç değişmiyor.

Hemen her hafta ölümlü trafik kazasının yaşandığı güzergâhta dün bir köye daha ateş düştü.

Orhaneli Yolu’nun en sıkıntılı etaplarından Kapıkaya yakınlarında önceki gece bir TIR ile otomobilin çarpışması sonucu Büyükorhan ilçesine bağlı Durhasan Mahallesi nüfusuna kayıtlı 3 hemşerimizi daha kaybettik.

Üç de ağır yaralı vardı.

Yani, şimdiye dek kaç başbakan, kaç bakan milletvekili, il, ilçe başkanı, belediye başkanı, Karayolları Genel Müdürü ve Bölge Müdürü gelip geçti saymak zor ama, o güzergâh can almaya, kan akıtmaya, ocak söndürmeye devam ediyor.

Yöre insanı, akan her kandan, sönen her ocaktan bu projeleri geciktirenlerin, yapmayanların, savsaklayanların, bölge için önemsiz görenlerin sorumlu olduklarını düşünüyor.