İhsan Aydın
İhsan Aydın

Fiyat farkı tamam ihaleler başlar mı?

Köşe Yazısını Dinle

Bir süredir, döviz kuru, altın, işçilik, malzeme ve girdi maliyetlerindeki artışlar nedeniyle müteahhitler belediyelerin açtığı yapım ihalelerine katılmıyorlardı.

Bu yüzden, Bursa’da başta Büyükşehir olmak üzere ilçe belediyelerimizin çıktığı yapım ihalelerine katılımcı bulunamıyor.

Üstelik, hakedişlerde yüzde 80’i bulan ödemelere rağmen projelerin yapımını üstlenecek firmalar belediyelerin açtıkları ihalelere katılmıyorlar.

Bu konudan hem iktidar hem de muhalefete mensup belediye başkanları da rahatsız.   

Yüklenicilerin beklediği o yasa geçtiğimiz hafta TBMM’den torba kanunla çıktı. Artık, fiyat farkı ödemesinin önü açıldı.

Belediyelerimizin iptal olan, askıya alınan ihalelerinin de bu düzenlemenin yürürlüğe girmesiyle birlikte yeniden başlaması bekleniyor.

Fakat, yerel yönetimler için seçim sürecine giderek yaklaşıldığı dönemde bir aylık muazzam kayıp yaşandı.

Yasa çıktı çıkmasına ama yükleniciler ikna olup, yerel yönetimlerin ve yatırımcı kuruluşların ihalelerine katılacaklar mı?

Bunu zaman gösterecek.

Şu bir gerçek ki, döviz, altın, vb. gibi kalemlerde yaşanan oynaklık ile maliyetlerdeki tırmanış kaynaklı ekonomik istikrarsızlık yerel yönetimlerin projelerini sarkıtacak.

Projelerin başlama ve bitiş terminlerinin yeniden gözden geçirilmesi gündeme gelebilir.

Fiyat farkı düzenlemesine rağmen yükleniciler yapım ihalelerine girmekten imtina ederlerse, bu kapıda büyük bir müteahhitlik sorunu demektir.

Döviz ve altın fiyatlarının durağanlaşması, piyasalara güven gelmesi belki işlerin önünü açar.

Kısa vadede bunun da kolay olmayacağı ortada.

Yerel yönetimler yine de seçim hesaplarını altüst edecek bir krizle karşı karşıyalar.

Umarız yaşanan müteahhitlik krizinin etkisi kısa sürede aşılır. Aksi halde, bırakın yeni projeler başlayabilmeyi, devam edenlerin bitirilmesi dahi uzayabilir.

Mazgal hırsızına kompozit çözüm

Kentimizde hemen her ilçede artık kapalı, modern pazar yerlerinin sayısı giderek artıyor. İlçe belediyelerimiz, sokak pazarlarının tasfiye ederek bir kısmını kapalı, modern alışveriş yapılabilen mekânlara dönüştürüyor.

Ancak, bunun için henüz hepsi pazarları kapalı yapılabilmiş değil.

Olanların, su giderlerinin toplandığı mazgallar da hırsızların iştahını kabartıyor. Pazarcı esnafı, çalınan mazgallar yüzünden bıkmışlar.

Önceki gün elektronik postamıza gelen bir ileti ile Bursa’da bu işin her geçen gün büyüdüğünü fark ettik. Pazarlardaki mazgal hırsızlığı almış başını gidiyor.

Sadece mazgalla da kalmıyor hırsızlar.

Pazar yerlerinin elektrik direklerini, kablolarını, elektrik sayaçlarını, para yapabilecek ne varsa söküp götürüyorlar.

Bursa Seyyar Pazarcılar Odası Başkanı Refik Aksu, “Sıra artık kapalı pazarların çatısına geldi. İnsanlıktan nasibini alamamış pazar fareleri yakında bunu da yaparlar” diyor.

Başkan Aksu, Gürsu Belediyesi ile yaptıkları görüşmede, pazaryerlerindeki mazgalların para yapmayan kompozit malzemeden monte edilmesi konusunda mutabık kaldıklarını da hatırlatıyor.

Aksu sözlerini şöyle tamamlıyor:

“Bütün il ve ilçe belediyelerimize önerimiz, mazgalları komple kompozit malzemeden yapalım. Yoksa, bu sorunlar bitmeyecektir. Bursa’da açık kapalı 132 pazaryerimiz bulunuyor. Ne bizim ne de belediyelerimizin buralara bekçilik yapacak personeli var.”

Her pazara 7 gün 24 saat görevli bekçi konamaz ki.

Bursa’da risk giderek artıyor

Sağlık kuruluşlarına başvuran şüphelilerden her 10 kişiden 4’ünün pozitif çıktığı vakalarda Bursa’nın virüsle mücadele gidişatı iyi görünmüyor.

İyi görünmüyor ki, dün meslektaşlarımızla bir araya gelen Vali Yakup Canbolat, ilimizde halen aşı olmayan yüzde 20’lik kesime yeniden çağrıda bulunma ihtiyacı hissetmiş.

Bursa’da günlük vaka sayısının 4 bine dayandığına dikkat çeken Vali Canbolat’ın bu ikazları, kentimizde büyük bir riskin hepimizi beklediğinin gösteriyor.

Sokak ve caddeler, kahvehaneler, toplu yaşam alanlarında maske takmaya eskisi kadar özen gösterilmediği, mesafeye riayet edilmediğini görmek üzücü.

Bütün bunların, aşılı olsak da hepimizi tehlikeye attığını artık görmek gerekiyor.

Aşıya erişimin bu denli kolay ve ücretsiz, üstelik; TÜRKOVAC gibi yerli aşımızın da devrede olduğu bir dönemde inadı bırakmamız lazım.

Sevdiklerimizi, kendimizi, birlikte yaşadığımız komşularımızı, çalışma arkadaşlarımızı riske etmenin aynı zamanda büyük bir vebal olduğunu bilerek aşıdan kaçınmaktan vazgeçmeliyiz.

Bursa’yı yeniden riskli iller kategorisine sokmamak ve üzücü durumlarla karşılaşmamak için buna mecbur olduğumuzu da kabullenmeliyiz. 

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X