Ayrılıkçı hareketlere, bölücülüğe sadece Türkiye’de tepki gösterilmiyor.
Katolonya İspanya’nın özerk bölgesi.
İçinde meşhur turistik Barselona şehrini de barındıran Katalonlar İspanya’dan kopmak için önümüzdeki 1 Ekim’de bağımsızlık referandumu düzenleyecekler.
Referanduma İspanyol hükümetinden tepki var.
Sert bir uyarı ile 1 Ekim’de yapılması duyurulan Katalonyadaki referandum ‘yasa dışı’ ilan edildi.
Bununla kalınmadı, İspanya Başsavcılığı Katalonya Özerk Bölgesi’ndeki 712 belediye başkanı hakkında soruşturma başlattı.
Referandumun İspanyol Anayasa Mahkemesi’nce askıya alındığı hatırlatılarak, ifade vermeye direnen belediye başkanlarının tutuklanacağı açıklandı.
İspanyol Maliye Bakanlığı da Katalonya Özerk Bölgesi’ndeki belediye bütçelerinden referandum için harcama yapılmayacağı garantisi verilmesi amacıyla başkanlara 48 saat süre tanıdı.
Katalonlar İspanya’dan ayrılmayı kafaya koymuşlar.
Gerekçeleri, İspanya ekonomisine kendilerinin daha çok katkı koyduklarını düşünüyorlar.
İspanya ise topraklarının parçalanmasına , egemenlik haklarının zarar görmesine göz yumacak görünmüyor.
Avrupa’da belki de bir iç savaş çıkacak.
Bağımsızlık ayaklanması sert müdahalelerle bastırılacak.
Benzer bir durum önümüzdeki 25 Eylül’de komşumuz Kuzey Irak için de geçerli.
Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Irak’tan ayrılıp sözde bir Kürt devleti kurmak için referanduma gideceğini duyurdu.
Üstelik, bu refernadumu Arap ve Türkmenlerin karışık bulunduğu Kerkük gibi kenterde de yapacağını ilan etti.
Elbette bunun kolay olmadığının o da farkında.
Tüm uyarılara rağmen Mesut Barzani geri adım atmayacağını açıkladı.
Türkiye’nin geçmişten kaynaklanan haklarının saklı olduğunu unuttu.
Ülkemizden yapılan iyi niyetli, dostane ikazarı da dikkate almadı.
Peki ne olacak?
Türkiye önümüzdeki günlerde Milli Güvenlik Kurulu’nu topluyor.
Irak’ın toprak bütünlüğünü savunan Türkiye geçmişten kaynaklı haklarını düşünerek belkide Türkmenlerin yaşadığı Irak kentlerinde referandumu yok sayacak.
Buraların yeni kurulacak sözde Kürtr devleti sınırlarına alınmasına kim bilir belki de silahla müdahale edecek.
Bu açıdan, MGK’dan çıkacak karar önemli.
Gelelim Türkiye’deki bölücülerin Doğu ve Gündeydoğu’daki ayrılıkçı hareketlerine.
Malumunuz bir süre önce bölücü terör örgütü, siyasi uzantısının elinde bulunduğu kentlerin belediyelerini harekete geçirerek hendek ve çukur eylemlerini başlatmıştı.
Onların niyeti de tıpkı Katalonlar gibi Türkiye’den kopmaktı.
Türk hükümeti ne yaptı?
Belediye’ye ait iş makineleri ile çukur kazıp, patlayıcı tuzaklayan belediye başkanlarını geç de olsa bir bir görevden alıp tutukladı.
Bu operasyonlar sırasında 10 binin
üzerinde bölücü etkisiz hale getirildi.
Şehitlerimiz de oldu.
Onların hepsine rahmet diliyoruz.
Bir ülkenin topraklarını parçalayıp, içinden sözde yeni bir ülke çıkarmak öyle kolay bir iş değil.
İşin ucunda kan var.
Türkiye üniter yapısını zedeleyen bölücü eylemlere analdıkları dille karşılık verdi.
O zaman Türkiye’deki bölücü belediye başkanlarının tutuklanmasını eleştiren Avrupa, bakalım İspanya için neler söyleyecek?
Bir ülkenin egemenliği risk altına giriyorsa hiç bir uluslararası örgütün yapacağı açıklama dikkate alınmaz.
Toprak almanın bir bedeli var.
O bedel de kandır.
Atalarımızın kanlarıyla çizilmiş sınırları değiştirmeye kalkanlar asla emellerine ulaşamayacaklar.
Görevden uzaklaştırlan belediye başkanlarının yerine atanan kayyumlar bu bölgeri hizmete boğdular.
Şimdi benzer bir durumu Katalonya ve Kuzey Irak kentleri de yaşayabilir.
Hem İspanya hem de Irak’ın bölünmeyi seyredeceğini sananlar yanılıyorlar.
Ayrılıkçığı körükleyenler de asla amaçlarına varamayacaklar.