Türk siyaset, ticaret, spor ve devlet yönetimi tarihinin hiç şüphesiz ismi en çok konuşulanlarından biri devlet eski Bakanı Cavit Çağlar’dır.
El attığı her alanda kalıcı izler bıraktı. Siyaset ve ticaret yaptığı dünyada ve Türkiye’de olduğu gibi, Bursa ve ilçelerinde çokça dost edindi. Onlarla bağını öteden beri hiç koparmadı.
Dün o dostlarından biri olan Mustafakemalpaşa ilçemizin çiçeği burnunda yeni Belediye Başkanı Şükrü Erdem’i makamında ziyaret ederek başarı diledi. Çağlar, Londra’da üniversite eğitimi alan torunu Alihan Hattat’ı da yanında getirip, dostlarıyla tanıştırdı.
Çağlar ve Erdem kabinede oldukları dönemde Bursa’ya ve ilçelerine birlikte çokça hizmetleri dokundu. Devlet ve gençlik spor eski bakanları olarak iki Bursalı kabine üyesi ilimize kalıcı eserler bıraktılar. Çağlar’ı, yanından hiç ayrılmayan dostları da MKP’da karşıladılar.
Başkan Erdem, Çağlar’ın siyasi yaşamında ve üzerinde ayrı bir yeri olduğunu anlattı. Bugün de, Bakan Çağlar için ‘Kıramayacağım tek kişidir” dedi. Belediyesinde ve ilçesinde görmekten duyduğu mutluluğu dile getirdi.
Bakan Çağlar da, Erdem’in MKP’ya önemli hizmetler yapacağına inandığını söyleyip kendisine başarı diledi.
Çağlar, yıllar geçse de, bu gruptan vefat eden dostları olduğunu ama menfaatsiz başlattıkları birlikteliğin hep iyi biçimde devam ettiğini ifade etti.
İki eski bakan, ağabey kardeş olarak yıllar sonra bir kez daha kucaklaştı. Mustafakemalpaşa’da adeta bir kez daha geçmişe, anılara yolculuk edildi. Merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel yad edildi.
Siyasette vefa önemlidir. Buna Mustafakemalpaşa’da biz de bir kez daha tanıklık ettik.
Bakan Çavuşoğlu’nu onurlandıran ziyaret
İkisi de suyun ötesinden, Batı Trakya’dan Türkiye’ye göç etmiş ailelerin bireyleri. Zorluklar, zor dönemler geçirdiler. Siyasette önemli yerlere geldiler. Biri DYP hükümetlerinde merhum başbakan, cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in en yakınındaydı. Diğeri de AK Parti’de başbakan yardımcılığı gibi önemli bir görev üstlenerek halen işbaşındaki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın en yakınındaki isimlerden biri olarak tarihe geçti.
Bakan Çağlar’ın dün ikinci durağı, Bursa’da yeni hukuk bürosu açan başbakan eski yardımcılarından Hakan Çavuşoğlu’nun İstanbul Yolu üzerindeki ofisi oldu. Burada Çavuşoğlu’na hayırlı olsun dileklerini ileten Çağlar, Gümülcine kırsalındaki iki yakın köylü olarak siyasette geldiği noktayla gurur duyduğunu ve kendisini kardeşi gibi gördüğünü ifade etti.
Çağlar, Çavuşoğlu ile birlikte önceki yıllarda atalarının doğup büyüdüğü topraklara yaptıkları ziyaretten çok memnun olduğunu da anımsattı.
Bulundukları hükümetler aracılığıyla Bursa’ya hizmetleri dokunmuş iki eski bakanın görüşmesi samimi bir havada sürdü.
Akademisyenlere öyküsünü anlattı
Cavit Çağlar’ın dünkü duraklarından biri de Bursa’nın tek vakıf üniversitesi olan Mudanya Üniversitesi’ydi. Çağlar’ı kapıda üniversitenin kurucusu Gıyasettin Bingöl ile rektör ve akademik kadro karşıladı. Çağlar’ın üniversitelerine yaptığı ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade eden Bingöl, “Cavit Bey Bursa’da her yerde var. Sporda, siyasette, ticarette onun izlerini görebilirsiniz” dedi. Bingöl, 300 öğrenci ile açtıkları üniversitelerinde bugün 3 fakülte bulunduğunu, MYO’larla birlikte toplam 28 bölümde eğitim öğretimin sürdüğünü, ikinci yılda bin öğrenciye ulaştıklarını söyledi.
Bakan Çağlar da akademisyenlere ve üniversite çalışanlara, 5 yaşında Yunanistan’dan Türkiye’ye göçle başlayan zorlu yaşam öyküsünü anlattı. Çağlar, kısa süre önce çıkan kitabını tek tek imzalayarak, kendilerine takdim etti.
Bingöl’ün özel üniversiteyi Bursa’ya ilk getiren isim olduğuna işaret eden Çağlar, “Bizim de Bursa’da böyle bir vakıf üniversitesi açma arzumuz vardı. Çalışmalarımız halen devam ediyor” dedi.
Bakan Çağlar, Bursa’nın büyüdüğünü, birden fazla özel üniversiteye ihtiyaç olduğunu da vurguladı. Yaşadıkları sıkıntıları da anlatan Çağlar, fabrikalar için 300 milyon dolar olarak aldıkları krediyi 1 milyar dolar olarak geri ödeyip, devlete olan borcunu kapattığını, Rusya-Türkiye arasındaki krizin çözülmesinde de görev üstlendiğini aktardı.
Çağlar, “İnsana yatırım yaptık, karşılığını aldık, bir dönem merhum dayım ile birlikte kurduğumuz fabrikalarda 25 bin çalışana kadar ulaştık. Sonrasında sıkıntılar yaşadık, ama mücadeleyi bırakmadık. Bugün ne devlete ve de hiçbir kimseye borcumuz yok. Mücadele sonunda insanı mutlaka zafere götürüyor. Tarihçiler, insanların yaşam öykülerini hep öldükten sonra yazarlar ama biz mücadelemizi ölmeden kitaplaştırdık” diye konuştu.
Çağlar’ın gün boyu ziyaretlerinden şunu bir kez daha gördük. Gittiği her yerde sevgi, saygı görüyor, ülkeye ve Bursa’ya kattıklarıyla takdir ediliyor.
Her yerde, Bursa’nın ve ülkemizin bir değeri olarak kabul görüyor.