Kentlerimizin imar planlarına aykırı olarak kurulan semtlerine altyapı ve ulaşım hizmetlerini götürmek büyük bir sorun.
Gelişigüzel, hileli hisseli parsel satıcılarının belirlediği dar yollar, yeşil alansız ve diğer sosyal donatı alanlardan yoksun mahallelerde temel belediyecilik hizmetlerini sürdürmek bile başlı başına dert.
Buna Bursa’da bir örnek vermek gerekirse, akla ilk Osmangazi ilçemizin Mutlular Mahallesi gelebilir.
Mutlular, Bursa ovasının içinde, Yakın Doğu Çevre Yolu’nun hemen bitişiğinde yıllar evvel kurulmuş büyük bir semt.
Buradaki yapılaşma, dönemin yerel yöneticileri ve siyasileri tarafından baştan kontrol altına alınamadığı için sonradan da ipin ucu kaçırılmıştır.
Şimdi hizmet götürme sıkıntısı yaşanıyor.
Yakın zamanda Bursa’dan Kars’a tayini çıkan Ahmet Ersöz isimli devlet memuru hemşehrimiz, elektronik postamıza gönderdiği iletiyle Mutlular Mahallesi’nin giriş ve çıkışındaki tehlikeye işaret etmiş.
Tayin öncesi kendisi de bu semtte oturan hemşehrimiz bölgeye yaya geçişini sağlayan iki altgeçidin yerlerinin uygun olmadığını ve mahalleye hitap etmekten çok uzakta kaldığını hazırlatıyor.
Ersöz, araçla semte giriş ve çıkışın da büyük sorun oluşturduğunu, toplu taşıma araçları için hızlı akan trafik yolu üzerinde cepsiz duraklar bulunduğunu, kontrollü bir kavşağın olmadığını ekliyor.
Okurumuz ayrıca, bölgede bir servis yoluna da ihtiyaç bulunduğunu hatırlatıyor. Bütün bunlar gösteriyor ki, UKOME’nin bu semt için özel bir çalışma yapması şart.
“Kaçak oluşmuş bir mahalle” deyip hizmet isteklerine kulak tıkamak doğru bir yaklaşım olmaz. Fiili duruma müdahale edip, semte giriş çıkışları güvenli hale getirecek bir mühendislik çalışmasına ihtiyaç görünüyor.
Büyükşehir Belediyesi’nin daha evvel, Çevre Yolu’na cephe binaların dış cephesini giydirmek suretiyle bölgedeki görüntü kirliliğini kısmen gizlemiş ama, semtin güvenli bir giriş çıkışa ihtiyacı var.
Ulaşım Daire Başkanlığı’nın ve UKOME’nin gelen bu isteği kulak vermesi gerektiğini düşünüyoruz.
Vatandaşın yeni bir yaya geçidi talebi söz konusu. İstek, ‘Burada iki tane var’ deyip geçiştirilmemeli. Yeni bir durak faciası yaşanmadan da toplu taşıma araçları için güvenli cepler, servis yolları oluşturulmalı.
Kars’tan Bursa’yı yakından takip eden ve yaşadığı semtin isteklerini sıralayan okurumuzun duyarlılığına karşılık verilmeli.
Mudanya’da korkutan taşkın
Hava sıcaklıkları hepimizi çok bunaltmıştı. Bir serinleme ve yağmura ihtiyaç vardı. Yağış tüm canlı türleri için gerekliydi. Nitekim, hemen her yaz ortasında olduğu gibi dün aniden bastıran sağanak yağış Mudanya ilçemizde büyük bir baskına dönüştü. Apartmanlar, evler, yollar su altına kaldı.
İlçenin var olan altyapısı, yüksek semtlerden kapasitenin üstüne gelen suyu denize taşımaya yetmedi.
Mudanya’dan gelen sel ve su baskını görüntüleri aşırı sıcaklar ve kurak geçen yaza rağmen ani bastıran yağışın her zaman felaketlere yol açabildiğini bir kez daha gösterdi.
Teselli edici yanı şu ki, baskında bir can kaybı söz konusu değil. Her zaman olduğu gibi AFAD, BUSKİ Genel Müdürlüğü ve Büyükşehir Belediyesi’nin tüm ekiplerinin Mudanya’nın imdadına koştuğunu da gördük.
Belediyelerimiz, dere yatakları, sel ve su baskınlarının olabileceği toprak yapıları üstüne bina dikilmesine izin vermemeli.
Mudanya’yı Allah korumuş. Ama bizim de bu tür doğal afetlere karşı hazırlıklı olmamız gerektiğini düşünüyoruz.
Akaryakıt zammında iki ileri bir geri
Bugünlerde akaryakıt üründeki fiyat değişimini takipte zorlanır olduk.
Tıpkı mehterci ritmi gibi, bir gün indirim yapan hükümet ertesi gün yeniden fiyat artışı açıklıyor.
Uluslararası piyasalardaki hareketlilik öne sürülerek yapılan zamlar çocuk oyuncağına döndü. Araç sahipleri indirime sevinemiyorlar. Çünkü; aynı günün gecesine yeniden fiyatların artma, değişme olasılığı söz konusu.
Bunu halkın anlayabileceği düzeyde tane tane izah edecek bir ekonomiste ihtiyaç var.
Akaryakıt zamları ülkedeki ekonomik gidişatın bakanların söylemlerinin aksine şubat gibi düzelmeyeceği hakkında da az çok bilgi veriyor.
Sürekli değişen akaryakıt ürünleri fiyatlarının, Türkiye’de yeni bir yatırım yapmanın büyük cesaret istediğinin de gösteriyor.
Petrol istasyonu sahiplerinin, tıpkı marketler gibi tabelalardaki değişime yetişmekte zorlandıklarını söyleyebiliriz.