Her felaket sonrası bir şeyleri kontrol etme, yeniden gözden geçirme, mevzuat eksiklerini giderme gibi bir hastalığımız var. Maalesef canlar yittikten, mallar gittikten sonra böylesi bir telaş içine gidiyoruz.

Bolu Kartalkaya’da 78 kişinin yaşamını yitirdiği otel yangını sonrası ülkemizin kurumları, kayak bölgelerindeki ve ve şehir merkezlerindeki turistik otelleri yakın takibe aldı.

Belediyelerimiz yangın sistemlerini, ruhsatlarını incelemeye başladı.

Görüyoruz ki, ülke genelinde başlatılan bu uygulama Bursa’da da eksiksiz yürütülüyor. Geçenlerde İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Kamil Özer’in bu konudaki açıklamalarını köşemize taşımıştık.

Şimdi de, Bursa’daki tüm AVM’ler denetime tabi tutuluyor.

AVM’lerden gelen yeni işletme ruhsat talepleri bekletilirken, yangın sistemlerinin yeniden kontrol edilmesi için bu konuda Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı’ndan da rapor isteniyor.

Raporda eğer AVM yangın sistemlerinde bir sıkıntı tespit edilmişse, yeni iş yeri açacaklara ruhsat verilmiyor.

Ta ki, eksikler giderilene dek.

İlçe belediyelerimizin bu konuda AVM yönetimlerini görüşme için belediyeye davet ettiklerini de öğrendik.

Kartalkaya’da yüreklerimizi yakan facia sonrası belediyelerin  yoğurdu artık üfleyerek yediği anlaşılıyor. Elbette AVM’lerin bina bütününde yangın önleme sistemlerinin eksiksiz olması gerekiyor.

Ancak, ilgilisiz bir yerdeki eksik için, ticari yaşamı etkileyecek yeni ruhsat vermeme uygulamasının da sıkıntıya yol açacağını düşünüyoruz.

Belediyelerimiz can ve mal kayıplarına önleyici denetimlerini gerçekleştirirken ticari yaşamı etkileyecek işlemleri askıya alma gibi bir tutum için girmesi de hukuki olmaz.

Nitekim, Bursa’daki kimi turizm işletmelerin yangın sistemleri yüzünden kapatma ve mühürleme işlemleri için idari yargıya giderek yürütmeyi durdurma kararı aldıklarını da duyuyoruz.

Tebdir ve denetim olmalı, ancak ticareti etkileyecek radikal kararlardan da kaçınılmalı.

Bursa’daki AVM, otel ve restoran gibi işletmelerimiz de, tespit edilen eksikleri kısa süre içinde gidererek, hem kendileri hem de vatandaşların mağduriyetine yol açmamalılar.

Can güvenliği için önerilen tedbirlere yapılacak harcamadan da kaçınılmamalı.

 

Çevre Düzeni’nde konsensüs arayışı

Bursa’nın 2020 vizyonlu üst ölçekli planının süresi dolup, geçti. Büyükşehir Belediyesi’nin eski ve yeni yönetimi planı bir türlü çıkarıp, onaylatıp yürürlüğe sokamadı.

31 Mart sonrası iş başına gelen Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Bursa Planlama Ajansı’nı kurdu.

2050 vizyonlu 1/100.000 Ölçekli Bursa Çevre Düzeni Planı ilimizin 17 ilçesini birden kapsayıcı nitelikte olacak. Bu konuda arayışlar başladı.

Başkan Bozbey ve ekibi bölgesel muhtarlar toplantıları ve çalıştaylarla yeni Çevre Düzeni Planı’nda tam mutabakat sağlamak istiyor.

Uçbeylere dönük o çalıştayların ilki dün Osmangazi, Yıldırım, Nilüfer Kestel ve Gürsu ilçelerinin mahalle muhtarları ile Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapıldı.

Katılımcı bir anlayışla muhtarlardan plan beklentilerine dönük ankete yanıtlar vermeleri istendi. Önce merkezdeki 5 ilçenin muhtarlarına dönük yapılan davete katılım beklenen düzeyde olmasa da Bursa’nın yeni imar anayasası olarak görülen Çevre Düzeni Planı’ndan mahallelerin ve muhtarların beklentilerine başvuruldu.

Arayışların diğer ilçe, kurum ve STK’larla da süreceğini öğrendik.

 

Yıkılacak okulların öğrencisi göçebe gibi

Dün Yıldırım Beyazıt Anadolu Lisesi’nde okuyan bir öğrenci velisi aradı.

Malumunuz, Bursa’da statik sıkıntıları bulunan 7 okul için Milli Eğitim Müdürlüğü ikinci dönem başlamadan boşaltma ve yıkım kararı almıştı.

O okullardan biri de Yıldırım ilçemizdeki Yıldırım Beyazıt Anadolu Lisesi idi. Öğrenciler Atıcılar Mahallesi’ndeki BTSO’nun yaptırdığı okullara kaydırılmış.

Konuştuğumuz öğrenci velisi, bitişikte Yıldırım Merkez Anadolu İmam Hatip Lisesi varken, yolun altındaki başka bir okula çocuklarının gönderilmesine tepki gösteriyorlar. Geçici süreliğine, yeni okul tamamlanana dek çocuklarının burada eğitim almalarını, İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün konuyu yeniden gözden geçirmesini talep ediyor.

Veli, kararın kendilerine yeni bir mali külfet, çocuklara da sıkıntı çıkardığını vurguluyorlar.

Yıkılan okullar için geçici eğitim öğretim planlamasında hangi kriterlere bakıldı bilmiyoruz ama semtteki okulun tercih edilmesinde ısrarcılar.