Salgını ciddiye alanlarımıza söylenebilecek bir lafımız olamaz.

Onlar zaten hekimlerin ikazlarına ve konulan kurallara harfiyen uyuyorlar.

Fakat, azalan vaka sayılarından ümitlenip kontrollü sosyal hayatı öyle özgürce kullandık ki, sonunda yaşamı kısıtlayan yasaklar geri geldi.

Artık eskisi kadar rahat olamayacağız. Akşamları çıkıp, eğlence mekanlarında dolaşamayacağız. Lokantalarda, restoranlarda, kahvehanelerde oturamayacağız. Çocuklarımız okullarında yüz yüze eğitim fırsatını kaybettiler. Hepimiz yeniden gözlem altında olacağız. Yasaklı dönemde özgürlüklerden uzak kalacağız.

Bütün bunlara duyarsızlığımız yol açtı.

Dikkat etmedik.

Maske, mesafe ve hijyene gereken hassasiyeti gösteremedik.

Uzmanların dillerinde tüy bitti. Ama biz nedense, umursamadık. Geri gelen kısıtlamalarla yeniden tanıştık.

Sağlık tesislerimiz yükü kaldıramıyor. Sadece Bursa’daki günlük test sayısı 10 bine ulaştı.

Günlük tespit edilen, bir kaç bini geçen pozitif vaka sayısını hatırlamak bile istemiyoruz.

Yakın çevremizden dostları, akrabaları kaybetmeye başladık.

Oysa ulus olarak kurallara uysaydık, bütün bunlar başımıza gelmeyecekti.

Bakın, salgının başlangıcı olan ülkede ve kentte artık bunlar eskisi gibi konuluşmuyor.

Dünya başındaki illetle mücadele ediyor ama henüz netice alınabilmiş değil.

Aşı hepimiz için büyük bir umut. Onu dört gözle bekliyoruz. Bari aşı gelene dek kurallara uysak, belki de büyük bir sıkıntıdan kurtulacağız.

İlla kısıtlama getirmek, zor kullanmak mı gerekiyor?

Kontrollü sosyal hayatı başaramadık. Şimdi her şeyimiz kontrol altında olacak.

Bu işin daha da uzamaması için ne olur kurallara uyalım.

Sağlık çalışanlarımızın çabalarına biz de omuz atalım. Onların yükünü artıracak  kuralsızlığımıza son verelim.

Bütün bunlar için ilave bir şey yapmaya gerek yok.

Sadece üç kurala dikkat edelim. Kalabalıklardan uzak duralım. Zorunlu olmadıkça evimizden dışarıya çıkmayalım.

Temastan kaçınalım.

Aksi halde, daha sert tedbirler ve daha çok kısıtlamalarla yaşamımız zorlaşır.

 

Polis şehirde denetimi sıklaştırdı

Pandemi kurallarına uymamamızın sonuçları bütün bunlar.

Dün aracımızla kente çıktığımızda hemen her noktada, kavşakta polis denetimlerinin yoğunlaştığını fark ettik.

Maske, mesafe kurallarına uymayanların artık polisiye denetimlerle kontrol altına alınması çare olarak görünüyor demek ki.

Oysa, güvenlik güçlerimizin asıl görevi kentte huzur ve asayişi sağlamak. Bizim kuralsızlığımız onları asli vazifelerinin dışında böylesi denetimleri yapmalarını da zorunlu kılıyor.

Maske takmayanlar, uyarılıyor, ceza yazılması gerekiyorsa yazılıyor.

Fakat, bütün bunlara gerek kalmadan biz görevimizi yapabiliriz.

Güvenlik güçlerimizi bu tür işlerle meşgul etmeden konulan kurallara uyabiliriz.

Unutmayın, kahrolası bu illetle baş edecek olan yine biziz.

Onun gücünü kırmak hepimizin elinde.

 

BEBKA’nın 8 milyon liralık destek çağrısı

Merkezi ilimizde bulunan Bursa Bilecik Eskişehir Kalkınma Ajansı yeni bir hibe çağrısına çıktı.

Kısa adı BEBKA olan ajansın kırsaldaki ekonomik kalkınmayı mali anlamda desteklemek için açtığı programa 8 milyon lira kaynak ayırdığını görüyoruz.

Üç ilin kırsalındaki tarım ve sanayi işbirliğini güçlendirmek, ekonomik çeşitlilikle gelir artışına katkı koymak amacıyla çıktığı çağrıdan Büyükşehir Belediyeleri, il ve ilçe belediyeleri il özel idareleri, mahalli idare birlikleri, valilikler, kaymakamlıklar, üniversiteler, bölge müdürlükleri, il müdürlükleri, diğer kamu kuruluşları, ilçe müdürlükleri, ticaret ve sanayi odaları, meslek odaları, borsalar, kuma kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, STK’lar, birlik ve kooperatifler faydalanabilecek.

BEBKA, kırsalda üretilen bitkisel ve hayvansal ürünlerle tarımsal ve enerji kaynaklı projeler, tarım atıklarının ekonomiye kazandırılması ve kırsal turizmin yöreye özgü değerlerinin geliştirilmesi ve çeşitlendirilmesine dönük yatırımlara yüzde 25 ile yüzde 75 arasında değişen oranlarda destek verecek.

Destek tutarı 250 bin lira ile 1,5 milyon lira arasında değişecek.

Hibe başvuruları 31 Ocak’a kadar kabul edilecek.

Yatırımcılar ve proje sahipleri için güzel bir fırsat ama yorucu, yıpratıcı bürokrasi ve katı kuralcılık bu tür hibeleri ne yazık ki, cazip olmaktan çıkarıyor.

Umarız bütün bunları göze alan kurumlarımız verilecek hibeden faydalanırlar.