Bu şehrin iyi ki, BUSKİ’si var. Bursa Su ve Kanalizasyon İdaresi (BUSKİ) Genel Müdürlüğü olmasaydı, bugün şebekemizde ne sağlıklı içme suyuna ne de altyapıya sahip olabilirdik.

Bursa’nın DSİ’den sonra en büyük altyapı kuruluşlarından olan BUSKİ Genel Müdürlüğü kurulduğu 1989’dan bu yana önce 3 ilçeli Bursa’nın merkezine, sonra 7 ilçeye ve 2014’deki Bütünşehir Yasası ile birlikte de 17 ilçeye hizmet götüren bir kurum haline dönüştü.

BUSKİ bugün çevremizdeki komşu iller Kütahya, Balıkesir, Yalova, Bilecik, Sakarya ve Kocaeli sınırlarındaki yerleşimlere kadar hizmet

götürmekle yükümlü.

BUSKİ, kuruluşundan bu yana geçen 33 yıllık süreçte altyapıya yaptığı yatırımlarla şebekede yüzde 45’lik tasarruf elde etti.

BUSKİ’nin, Sular İdaresi’nden genel müdürlüğe dönüş sürecini o yıllarda mesleğe yeni başlamış bir yerel yönetim gazetecisi olarak yakından izledik.

Bugün gelinen noktada, BUSKİ artık şehrimizin olmazsa olmaz kurumlarından biridir.

Sadece şebeke yenilemeyle 1995’te yüzde 65’lerdeki kayıp-kaçak oranı bugün yüzde 20.47’ye kadar düşürülmüştür.

Başka bir ifadeyle;

1995 yılında şebekeye verilen her 100 litre suyun yüzde 65’i kevgire dönmüş hattan toprağa karışırken, bugün bu oran yüzde 45 düşürülerek yüzde 20’lere kadar gerilemiştir.

BUSKİ Genel Müdür Yardımcısı Devrim İzgi verileri paylaşırken, biz de, 80’lerin sonunda Büyükşehir olmuş Bursa’nın çeperindeki eski köylerden başlatılan şebeke yenileme çalışmalarını hatırladık.

Gerçekten o tarihlerde başlayan asbestli borular ve delik deşik hatların yenileme çalışmaları, bugün tek merkezden kontrol edilebilen SCADA yönetimiyle Avrupa standartlarına kadar yaklaştırıldı.

BUSKİ’nin gelip geçmiş tüm yöneticilerinin bu başarıda büyük emekleri var.

Elbette, siyasi iradenin, bugün olduğu gibi, tüm seçilmiş Büyükşehir belediye başkanlarının da yüzde 45’lik tasarrufta büyük katkıları bulunuyor.   

Musluğumuzdan, hijyenik, sağlıklı suyun akmasını, atık sularımızın güvenli bir şekilde arıtmaya ulaşımını sağlayan ve arıtan BUSKİ’nin yağmur suyu kollektörleri, göletler, sulama tesisleriyle de iş hacmi her geçen gün artıyor. Arıtmadaki çamuru yakıp elektrik dahi üreten BUSKİ ile Bursa olarak ne kadar övünsek azdır.

Üstelik; bütün bunlarla birlikte, büyükşehirler arasında abonelerine en ucuz su sağlayan su kanalizasyon idarelerinden de biri olması hepimiz için büyük bir kazanç.

Emeği geçen herkesi kutluyoruz.

 

Üniversitelerimizin kentle bütünleşmesi böyle olur

Kentleşmeden çevreye, ulaşımdan kırsal hizmetlere kadar farklı alanlarda akademik temelli tespitler yapmak, projeler geliştirmek ve uygulamak amacıyla Büyükşehir Belediyesi ile Uludağ Üniversitesi, Bursa Teknik Üniversitesi ve Mudanya Üniversitesi arasında işbirliği protokolü imzalandı.

Öteden beri kentimizin tek üniversitesi olan Bursa Uludağ Üniversitesi’ne hep kentle bütünleşememekle suçladık. Bunda elbette dönemin rektörlerinin ve yerel yöneticilerinin de payı vardı.

Bugün ise artık böyle bir eleştiri yapamayız. Gerek Büyükşehir gerekse üniversitelerimiz şehir için her an bir araya gelebiliyorlar. Büyükşehir’in üniversitelilere verdiği desteği biliyoruz. Bugün ilimizde 3 üniversite birden var.

Şimdi, üçünün birden kent için kolları sıvayacak yeni işbirliğine imza atmalarını önemsiyoruz.

Rektör hocalarımızın ve Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın attıkları bu imzalar gelecek adına umut vericidir.

 

Mudanya’nın DEVA’sı

Ali Babacan’ın liderliğindeki DEVA Partisi’nin yurt genelindeki örgütlenmesi sürerken Mudanya İlçe Teşkilatı da kuruluşunun birinci yılını kutlamaya hazırlanıyor.

DEVA Partisi Mudanya İlçe Başkanı Dilek Durak ile yöneticiler Mutlu Özgül ve Özlem Yağlıdere birinci yılı kutlamaları için Olay Medya’ya davetiye getirdiklerinde kendileriyle sohbet fırsatı bulduk.

10 yıldır Mudanya’da oturduğu için ilçede siyasete yapmaya ve burada yaşlanmaya karar verdiğini hatırlatan Başkan Durak, DEVA’yı da Genel Başkan Babacan’ın ‘Korkma Türkiye’ ve ‘Tam demokrasi’ söylemlerinden etkilendiği için tercih ettiğini söyledi.

Mudanya’da estetiğin kalmadığını, meşhur zeytininin coğrafi işaretinin Gemlik’e kaptırıldığını, KOAH hastaları için güzel havaya sahip ilçenin bu özelliğinin de değerlendirilemediğini vurguladı.

İlçede bin gönüllü ve 300 dolayında üyeye ulaştıklarını da kaydeden Durak, “Yeni kurulan bir partiyiz ama ufak bir parti de değiliz. İyilik yapıp denize atıyoruz. Önemli olan memleket meselesi. Türkiye’nin kalkınması” diye konuştu. Durak sözlerini, hayat pahalılılığı ve fiyat artışlarına da getirdi ve “Ülkede adalet, hak, hukuk yoksa, ekonomi de bozuluyor. Şu an hiper enflasyon yaşıyoruz. Ben ekonomi dersleri veriyorum. Genel başkanımızın yönettiği ekonomi 10 yıl iyiydi, o bakanlıktan ayrıldıktan sonra bozuldu” diye tamamladı.