Flipboard
Ermenek’te kömür ocağında meydana gelen su baskınında mahsur kalan 18 işçimize yönelik halen bir netice alınabilmiş değil.
Türkiye, hemen her iş kolunda iş kazalarını sık sık yaşar hale geldi.
Soma’nın acısını unutamadan Ermenek faciası ile karşı karşıyız.
Dün TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu’nun açıklamasından da gördük ki, uzman akademik meslek odalarının daha evvel yaptıkları uyarılar hiç dikkate alınmamış.
İKK adına Genel Sekreter, EMO Bursa Şube Başkanı Remzi Çınar’ın dillendirdiği basın açıklaması, Türkiye’de bu tür felaketlere karşı işbaşındakihükümet ile meslek odalarının ortak bir zeminde buluşamadıklarını da gösteriyor.
Oysa;
iş güvenliği ve bir tek canın hayatta kalabilmesi için ideolojilerin kenara bırakılıp, birlikte hareket edilmesi gerekmez mi?
TMMOB’un açıklamaları siyasi iradeyi suçlayan ağır ifadelerle dolu.
Siyasi irade ise TMMOB’un hemen her konuya ‘ideolojik yaklaştığını’ belirtiyor.
Ocak işletmecisi faciayı her ne kadar ‘doğal afet’ diye tanımlasa da odalar bu durumu, ‘iş cinayeti’ olarak değerlendiriyorlar.
Maden Mühendisleri Odası uzmanlarının sahada yaptıkları incelemelerde önemli eksikler tespit edilmiş.
Örneğin:
İşçilerin genellikle çevre köylerden olup, sendikasız ve düşük ücretlerle çalıştırıldıkları iddia ediliyor.
Rodövans yöntemiyle çalıştırılan işletmenin geçmiş yıllarda mücavir alanında üretim yapılmış ve eski imalat olarak adlandırılan üretim alanlarında biriken suların ocak içerisine deşarj olduğu ileri sürülüyor.
Şu andaki su seviyesinin, ocakta mahsur kalan işçilerin bulunduğu seviyenin çok üzerinde olduğubelirlenmiş.
Maden Mühendisleri Odası, ülke genelinde havza madenciliği yapılmadığı için, ocaklardaki üretimle mücavir alanlarda daha önceki yıllarda yapılan imalatların birbirini nasıl etkileyebileceğinin bilinmeden bir planlama ve üretim gerçekleştirildiğini dile getiriyor.
Yani, Ermenek’te meydana gelen kazanın da havza madenciliği yapılmamasından kaynaklandığı vurgulanıyor.
Şu uyarının altını çiziyoruz:
“Havza madenciliği, bir havzada bulunan madenlerin, bütüncül bakış açısı ile planlanması ve üretilmesi anlamına gelmektedir. Aynı havzada farklı firmaların, değişik ya da aynı zamanda yaptıkları planlama ve üretimi birbirlerinden bağımsız, habersiz, birbirlerini olumsuz etkileyebilecek şekilde yerine getirilmesi politikası sürdükçe Soma’da, Elbistan’da ve son olarak Ermenek’te yaşanan facialar gelecekte de yaşanabilecektir.”
Kazanını sorumlusu olarak da ruhsat verirken havza madenciliğini dikkate almayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı (Maden İşleri Genel Müdürlüğü) MİGEM gösteriliyor.
Yine, yılda bin 500’ü bulan iş kazalarının sorumluluğu da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na yıkılıyor.
TMMOB bütün bu tespit ve suçlamaların ardından hükümete, rödovans, taşeron sisteminden ve ucuz işgücüne dayalı, örgütlenmeyi engelleyen anlayıştan vazgeçme çağrısında da bulunuyor.
Son olarak, iş sağlığı ve güvenliğine dönük kararların alınmasında, üniversiteler, sendikalar ve meslek odalarının görüşlerinin alınması, ulusal düzeyde karar alma mekanizmasında çoğunluğu emek örgütlerinin yeraldığı bir yapı oluşturulması da isteniyor.
