İlhan Ateş
İlhan Ateş
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Bazı şeyler

Köşe Yazısını Dinle

1980 yılında bir gün öğretmenlik yaptığım Hayrabolu’dan İstanbul’a gidiyordum. Otobüs Alpullu Şeker Fabrikası durağında durdu, bir kadın otobüse bindi. Kadını gördüğümde “eşim bu!” demekten kendimi alamadım. Kıyafeti dışında her şeyiyle eşimin bir ikizi gibiydi. Büyük şaşkınlık yaşamıştım. Eşimin yıllar önce kaybolan bir ikizi olsaydı hemen kadınla konuşmaya çalışır, kardeşiyle ve ailesiyle iletişime geçmesini sağlardım. Buna Almanca’da “Doppelganger” deniyormuş, anlamı “çift-gezer”, günümüzde bu “yabancı ikizler” olarak da ifade edilmektedir…

1980’lerin ilk yıllarında İngiltere’nin Tottenham takımı iki dostluk maçı yapmak için İstanbul’a gelmişti. Bu maçlardan birini seyretmiştim, üç büyüklerden hangisiyle oynamıştı onu hatırlamıyorum ama Tottenham’ın o gün maçı 4-2 kazandığını net hatırlıyorum. Çok iyi hatırladığım bir başka şey de Tottenham’lı bir orta saha oyuncusuydu. Ardiles adlı bu Arjantinli oyuncu futbol ustalığı kadar tipi ve davranışlarıyla da karizmatik bir görüntü sergilemişti o gün. O tarihten yıllar sonra Bursa’da saç traşı olduğum Ünlü Cadde’deki Glorya Kuaför salonunda bazen Ardiles lafı duyardım, “Ardiles geldi, şunu yaptı, Ardiles bunu söyledi!” gibi şeyler. Bir gün saçlarımı kısaltan Enver Topaloğlu’na “Kim bu Ardiles?” diye sordum. Bir fotoğraf çıkardı, gösterdi, gerçekten de Arjantinli futbolcuya çok benziyordu fotoğraftaki kişi. Enver “Bu Bursaspor amigosu Fikret Yorgun. Matrak biridir, ‘Bende şöhret hastalığı var, tanınmadığım yerde durmam, hemen çıkarım oradan, ille ki tanınacağım!’ der, burda olsun, deplasmanda olsun her maça gider, ‘Amigo Ardiles’ olarak anılmaktan, tanınmaktan çok mutlu” demişti…

Tabii benzerliği sadece fiziksel benzerlik olarak düşünmemek gerekir. Aslında düşünce-huy-davranış benzerliğinden çok daha fazla bahsedilir. “Anne babası gibi çocuk, o da sanatçı ruhlu… Aynen dayısına çıkmış, para savurmayı, hava atmayı, böbürlenmeyi seviyor… Babası gibi inatçının, dediğim dedikçinin tekidir, onunla ortak iş yapılmaz… Bu kızın kaderi de halasınınki gibi olacak görünüyor, halası saftı, bu da saf, iki güzel lafla kandırırsın bunu… Bu delikanlı da ailedeki siyasetçi geleneğini sürdürüyor” türü benzerlik odaklı cümleler duyarız…

Benzerlik ifade eden cümleler kişilerden şehirlere, ülkelere kadar gider. Örneğin “Kayserililer ticarette ustadırlar, ticareti iyi yaparlar… Almanlar çok disiplinlidir… İngilizler pragmatisttirler… Yahudiler tarih boyunca parasal işlerde sivrilmişlerdir” türü cümleleri çok duymuşuzdur…

1993 yılında Bursa Festivalinin Uluslararası Halk Dansları bölümüne Guatemala’dan Rusya’ya, Finlandiya’dan Malezya’ya kadar 13 yabancı ülke katılmıştı. Ben de Macaristan grubunun tercümanlığını yapmıştım. Eylül içinde beş gün süreyle Uludağ’da Grand Yazıcı Otelde kalmıştık. Grubun başkanı Gabor diye kırk yaşlarında tığ gibi bir adamdı, İngilizce bilmediği için sözcülüğü Rita isimli yirmili yaşların içinde güzel bir kız yapıyordu. Bu ikili beş gün boyunca devamlı sorun çıkardılar, hep aykırı isteklerle karşıma çıktılar, her şeye muhalefet ettiler, resmen olaysız bir gün geçirmediler. Diğer gruplara bakıyordum, arkadaşlarla grupları hakkında konuşuyordum, hiçbirinde bir sorun yoktu, büyük bir uyum içindeydiler. Daha önceki festivallerde görev yapmış olan birine bu durumu aktardığımda “Bu Macaristan grubu geçen yıl İzmir’de de en sorunlu gruptu” demişti. Kısacası beş gün hep bir tartışma, gerginlik içinde geçti, onlar beni sevmedi, ben de onları sevmedim.

Daha sonra ara sıra onları düşündüğümde “Acaba onları kötü görmekle haksızlık mı ediyorum?” diye bir soru da aklıma gelmiyor değildi. Bu olaydan iki yıl sonra bir gece TV’de “İngiliz Hasta” diye bir film seyrediyordum. Filmde ikinci Dünya Savaşı esnasında İtalya ve Kuzey Afrika’da geçen olaylar ve bir aşk hikayesi anlatılıyordu. Bir sahnede bir subay anlaşmazlığa düştüğü bir başkasına kızar ve “Sen Macarsın, siz Macarlar zaten her şeye itiraz edersiniz!” dedi. O cümleyi duyduğumda yaşadıklarımdan hareketle “Aynen öyle!” diyerek subaya hak verdim. Bugün bile Avrupa topluluğu içinde Macaristan uyumsuz davranışlarıyla birliğin ilkelerini zorluyor…

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X