İlhan Ateş
İlhan Ateş
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Bir anket

Köşe Yazısını Dinle

Bazı TV kanallarındaki diziler önemli reytingler alıyor. Türk dizilerinin son on beş yılda ülkenin önemli ihraç kalemlerinden biri olduğu biliniyor. Seksenli yıllarda ülkemizde Brezilya dizileri seyredilirken şimdi birçok ülkenin TV’lerinde Türk dizileri seyrediliyor. İnsanlarımızın kimisi dizilere pek düşkündür, kimisi ise seçicidir, az dizi seyreder, kimisi de hiç dizi seyretmez. Ben hiç seyretmeyenlerdenim. Ama bu dizilerden habersizim anlamına da gelmiyor. En azından fragmanlar yoluyla TV’de veya başka yerlerde gözüme çarpar diziler.

Doksanlı yıllarda yayınlanan “Kara Melek” dizisi de hiçbir bölümünü seyretmediğim ama tanıtımlarından bildiğim bir diziydi. Tanıtımlarda Yasemin rolünü oynayan Sanem Çelik güzelliğiyle dikkatimi çekerdi. Bursa Çelebi Mehmet Lisesi’nde de ona çok benzeyen bir öğrencim vardı. 1995 yılında Süper Lise Hazırlık B sınıfında dersine girmiştim. Güzel olduğu kadar kafalı ve kişilikli bir öğrenciydi, sınıf başkanlığı da yapıyordu. Birinci yarının sonlarında bir gün taklit yeteneği son derece kuvvetli bir öğrenci olan Sönmez Yapıcı onun başkan olarak bir taklidini yapmıştı, o taklit sınıfı kırıp geçirmişti. Başka zamanlarda da sınıftan taklit için talep geldiğinde Sönmez önce “Yapayım mı?” diye ona bakar, ondan “Yap ama çok abartma!” diye onay aldıktan sonra taklide başlardı…

1997 yılı Ekim ayında bir gün Hazırlık A’da öğrencilerin hangi TV dizilerini seyrettiklerini öğrenmek için bir anket yaptık. “Kara Melek” en çok seyredilen dizi çıktı. Öğrencilere “Okulumuzda Yasemin rolündeki Sanem Çelik’e çok benzeyen bir öğrenci var” dedim. Bunu der demez herkesi “Kim o? Hangi sınıfta? Onu nasıl görebiliriz?” diye bir merak sardı. Ders bitiminde Lise 2’de okuyan güzel öğrencimle görüştüm, konuyu anlattım ve ertesi gün son saat Hazırlık A’daki dersimize konuk olarak gelip gelemeyeceğini sordum. Öğrencim kendi son saatindeki dersin öğretmeninin adını verdi, “Ondan izin alırsanız gelirim!” dedi. Hemen o öğretmen arkadaşımdan onun için izin aldım ve bunu ona söyledim.

Ertesi gün son saatten önceki ders sonunda sınıfa “Son ders size bir sürprizim var!” dedim, herkes “Öğretmenim sürpriz ne, lütfen söyleyin!” diye beni sıkıştırdı ama ben “Önce bir teneffüse çıkın, döndüğünüzde göreceksiniz sürprizi!” diyerek onların merakını artırmayı tercih ettim. Zil çaldıktan sonra güzel öğrencimle birlikte sınıfa girdim. Sınıftakiler önce şaşırdılar sonra yanımdaki kişinin dün bahsettiğim öğrenci olduğunu anladılar. Bir süre herkes meraklı gözlerle Özge’ye baktı, onu adeta süzgeçten geçirdi. Güzel öğrencim bu bakış sağanağı altında kendini biraz rahatsız hissetti ama bu uzun sürmedi. Ona kendisini tanıtmasını söyledim. “Adım Özge Gencer, Lise 2’deyim, sorularınız varsa yanıtlayayım” dedi. Öğrenciler çeşitli sorular sordular. Özge önce onları yanıtladı, sorular ve yanıtlar onunla sınıf arasında iyi bir diyalog ortamı yarattı sonra idealinin Ortadoğu Teknik Üniversitesi psikiyatri bölümünü kazanmak olduğunu, hazırlık sınıfından sonra İngilizcenin ikinci plana düşeceğini anımsatarak bu yıl İngilizce’yi iyi öğrenmek için ellerinden geleni yapmalarını tavsiye etti. Bu bitince öğrencilere döndüm “Şimdi bir anket yapacağız, Sanem Çelik mi yoksa Özge Gencer mi daha güzel? Bunu oylarınızla belirleyeceğiz. Size dağıtacağım küçük kâğıtlara iki isimden birini yazın. Yazmadan önce Özge’nin makyajsız ve okul kıyafetiyle karşınızda olduğunu göz önünde bulundurun!” diye bir açıklama yaptım. Öğrencilere küçük kâğıtları dağıtırken onları tatlı bir heyecanın sardığını gözlemledim, kendilerini sanki bir güzellik yarışmasında görev alan jüri üyeleri gibi görüyorlardı! Bu heyecanın güzel öğrencime de geçtiğini farketmekte gecikmedim…

On dakikalık bir beklemeden sonra öğrenciler kağıtlarını katlayarak masaya bıraktılar. Kağıtları güzel öğrencim okudu, tahtaya oyları ben yazdım. Kendine her oy çıktığında “ben!” diye sevinen, Yasemin’e çıktığındaysa  üzülen öğrencim sonuçta dört oy farkla (22-18) kaybetti. Bu sonuç karşısında erkek öğrencilerden ikisi pek tepkiliydiler. Ali Özkan:

“Öğretmenim, Özge, Sanem Çelik’ten daha güzel ama kızlar kıskandıkları için ona oy vermediler” derken Soner Dikorman da ona yakın bir yorum yaptı:

​”Sınıfta 25 kız, 15 de erkek var. Eğer bu sayı eşit olsaydı eminim sonuç en az 21-19 olurdu ve Özge kazanırdı” dedi. Kızlar bu suçlamalar karşısında sessiz kaldılar. Erkeklerin verdiği destek, kızların da herhangi bir yorum yapmamaları Özge’yi memnun etmeye yetti…

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X