Mehmet Ali İNAN
Mehmet Ali İNAN
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Umut dalgası

Köşe Yazısını Dinle

Kapitalizmin başkenti New York ile İstanbul arasında 8 bin kilometre mesafe var.

4 Kasım Salı günü yapılan belediye başkanlığı seçim sonuçları, Çarşamba gününden beri dünya gündemine oturdu.

Kendisini sosyalist olarak tanıtan Zohran Mamdani New York’un başına geçti.

Babası Ugandalı, annesi Hintli, eşi Suriyeli…

Nerdeyse dünya coğrafyasına yayılan bir aile…

Siyasete tepeden inmemiş, en alttan başlayıp, öyle yukarı çıkmış.

New York gibi Yahudi nüfusun epeyce olduğu bir kentte, oy kaybetme tereddüdü yaşamadan açıkça Filistinlileri desteklemekten geri durmamış. Beyaz Amerikalıların çok yaygın olan İslam ve sosyalizm korkusuna hiç aldırış etmeden ne Müslümanlığını ne de sosyalistliğini saklamamış.

Annesi Harvard mezunu Hintli bir film yönetmeni olan Mamdani, siyasette Akıl hocam, Marksist bir profesör olan babamdır diyor.

Zohran Mamdani’yi Temmuz ayından beri takip ediyorum. Onunla ilgili yazı ve haberleri de biriktirdim. Başkanlık için yola çıkış hikâyesini Temmuz’un son cumartesi yazısında anlatmak için hazırlık yapmıştım. Yazıya da Bir Umut Var ABD’de başlığını koymuştum.

Onunla ilgili okumalar yaparken, seçim çalışmasında izlediği özgün stratejiyi görünce, kazanacağına inanıyorum diye bağlayacaktım yazıyı. Bu düşüncemi de haber müdürümüz Hasan Ali Çavuş’la paylaşmıştım. Ama araya bazı kişisel ve zorunlu işler girince böyle bir yazıyı hak ettiğince ele alamayacağımı düşünerek ertelemiştim.

ABD Başkanı Donald Trump’ın ikinci kez başkan seçilmesinin birinci yılına denk gelen bu seçim yalnızca ABD yurttaşları için değil birçok dünya ülkesindeki ezilen insanlar için yepyeni bir umut oldu.

Zohran Mamdani’ye seçmen, Müslüman ve sosyalist olduğu için oy vermedi. Seçmen oy verirken öncelikle kendisinin hayatında nelerin iyileşeceğine bakar. Mamdani, bu konuya çok iyi çalışmış, çok iyi öğrenmiş. New York halkına, ücretsiz kreş, ücretsiz toplu ulaşım, yüksek kiraların dondurulması, ucuz alışveriş marketleri, evsizleri ev sahibi yapacak halk konutları gibi önemli vaatleri çok etkili oldu.

Fakat tüm bunların finansmanını sağlayacak kaynağı nereden bulacağı sorusu takılacaktır insanın kafasına.

Bunun için de New Yorklu zenginlerden (ki dünyanın en büyük zenginleri burada) daha yüksek oranda belediye vergileri alarak finanse edeceğini söylüyor.

Seçimleri kazanmasında en önemli etken, zenginden alıp fakire vereceğini vaat etmesidir.

Sadece yedi yıl önce ABD vatandaşlığı alan, 34 yaşında, Uganda doğumlu bu adam en başta ABD’de, sonra kimi ülkelerde tüm ezberi bozdu.

En çok da ABD Başkanı Trump’u bozdu. Başkan Trump, kendi doğduğu şehirde adeta ona meydan okuyan bu genç insana ağır ithamlarda bulundu. Tehditler savurarak tabir yerindeyse elinden geleni ardına koymadı. Seçmene, bu koministi seçerseniz federal bütçeden para vermem rezil olursunuz diye seçmene gözdağı verdi.

Zohran Mamdani, daha aday adayı iken kendi partisi olan Demokrat Parti’de önüne çıkarılan büyük zorlukları aşarak adaylığını kazandı.

Mevcut başkan Eric Adams, Demokrat Parti’den adaylığı kazanamayınca, bağımsız olarak Mamdani ile yarışa girdi. Tüm engellemelere rağmen, rakibine 9 puan fark atarak yüzde 50’nin üzerinde oy alarak seçildi.

Ocak 2026’da görevi devralacak olan Zohran Mamdani’yi epey bir zorluk bekliyor.

Kapitalizmin başkenti, şirket ve devlet güçlerinin iç içe geçtiği bu kenti yönetmek elbet kolay olmayacak.

Dünyaya egemen olan küresel kapitalizmin hâkim olmadığı alan yok gibi. Her yere uzanıyor, her şeye yetiyor gücü.

Buna karşın gün gün gerileyen insan hakları…

Bu seçimin sonucu, buna dur demekti.

Bu durum siyasi bir yarıştan çok savaşa dönüşecek…

Çünkü dünyayı otoriter liderler yönetiyor. Bakmayın onların barış masaları kurmasına… Savaşı çıkaran, sürdürenler de aynı aktörler…

Kendi iktidarlarını sürdürmek için gerçek algısını yok ettiler. Siyasi söylemleri yalanla gerçeğin yer değiştirmesi üzerine.

Bu durum gerçeği arayan, idealizmin peşinde olanların hevesini kırdı iyiden iyiye.

İşte bu umutsuz, hevesi kaçmış insanlara bir umut oldu Zohran’ın zaferi.

Otokratlar rakiplerini öldürmüyor. Onlara korna çalıp, altlarını oymayı tercih ediyorlar. Sahte ve var olmayan yolsuzluklarla suçlamayı, aşağılamayı, tiye almayı yeğliyorlar. Bu yöntemle muhalefetin farklı bir gelecek vizyonuna umut bağlamasını engelliyorlar tespitini yapıyor Amerikalı gazeteci, Anne Applebaum.

Bakalım, dünya nereye evrilecek.

Zohran Mamdani’nin zaferi, İslam ülkeleri insanlarını sevindirdi. Ne var ki, Mamdani, seçim çalışmalarında söylediklerini hiçbir İslam ülkesinde söyleyemez. Hiçbiri Trump’u kızdırmayı göze alamaz…

Çünkü onlar, dünyaya hâkim olan otoriter ve muhafazakâr karanlığa karşı değişimin, umudun ışığını taşıyorlar.

Kimileri de çok şaşırmışlar, dünyanın en önemli, kapitalizmin merkezi olan bir kentte, göçmen, müslüman bir sosyalistin seçim kazanmasına…

Düşününce hiç şaşırtıcı gelmiyor; unutmayın 1 Mayıs İşçi Bayramı da ABD’den çıktı ve oradan yayıldı yeryüzüne.

Zohran Mamdani’nin New York seçimlerinde ulaştığı başarı Türkiye muhalefeti için çok ciddi, çok önemli dersler içermektedir.

Öyle televizyonlarda ciddi görünmek için asık suratlı, öfkeli ve bağırarak konuşmanın halk nezdinde ne kadar antipatik olduğunu daha fazla zaman kaybetmeden idrak etmeliler.

Her hafta Salı ve çarşamba günleri mecliste grup toplantılarında kendi partili yandaşlarına ve milletvekillerine konuşma yapıp, kendini alkışlatmanın da bir karşılığı olmadığını anlamaları gerekiyor.

Ayrıca bu konuşmalarda halkın yaşadığı sorunları öyle tabelalara döküp, sebze fiyatı bu, et fiyatı bu, giyim şu kadar diye iktidarı eleştirerek muhalefet yapma söylemine son verilmeli.

O konuşmanın yapıldığı salondakiler, gösterilen etiketlerdeki fiyatlardan pek etkilenmeyenler. Halk zaten sözü edilen pahalılığı gün gün yaşıyor.

Sorun şu; sen bu fiyatları indirebilecek misin?

Ya da halkın yaşamını iyileştirecek kadar onların gelirlerini artırabilecek misin?

Bunu anlatarak bir yol alınabilir. Mamdani, dünyanın en zengin kentinde toplu ulaşım aracını ücretsiz yapacağını söyledi. Bunu nasıl yapacağını da!

Yapacaklarını elinde megafonla sokak sokak anlattı. Yine 50 bin gönüllüyle ev ev gezerek hane halkına projelerine inandırdı.

Demek ki, böyle zengin bir kentte bile ücretsiz ulaşıma ihtiyaç duyan çok fazla insan varmış.

Bizim halkımızın da en az New York’lular kadar yaşamını iyileştirecek projelere fazlasıyla ihtiyacı var…

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X