Niyazi Pakyürek
Niyazi Pakyürek

6-7 Eylül Olayları Zorlu ve Kıbrıs

Köşe Yazısını Dinle

1963 yılında Zeki Kuneralp Londra’ya büyükelçi olarak atanmıştı. Bir sefaret yemeğinde eski İngiliz Dışişleri Bakanı Selwyn Llyod ile karşılaştı. Bakan, Kıbrıs müzakereleri sırasında tanımış olduğu Kuneralp’ı hatırladı. Llyod, Kuneralp’ı, Ankara’da ve Londra’da hep Zorlunun yanında görmüştü.

Kendisini bir kenara çekti ve  şu ifadeyi kullandı: “ Zorlu’yu niçin öldürdünüz? Cesur adamdı, ülkesi için iyi çalışırdı. Onu niçin öldürdünüz?”  27 Mayıs 1960 darbesinden sonra, Milli Birlik Hükümetinin Dışişleri Genel Sekreteri olan Zeki Kuneralp, “Sadece Diplomat” adlı kitabında, bu konuşmayı hatırlattıktan sonra, kendi kendisine aynı soruyu yöneltiyor: “ Zorluyu niçin öldürdük?”

Tanınmayan, aksine aleyhinde bin bir iftira kampanyası senelerce sürdürülen Zorlu, 27 Mayıs 1960 sabahı, sevilmeyen, kızılan, kıskanılan ve haksız yere suçlanan bir siyaset adamı hüviyeti ile evinden alınıp Harp Okulu binasına, bir daha gelmemek üzere sürüklenip götürülmüştü. Zorlu’yu, yakınında yaşamış ve çalışmış olan birkaç kişiden başka kimse gerçek hüviyeti ile tanımıyordu. Hakkında,   dışarıdan ve uzaktan verilen hükümler, daha ziyade hissi, fevri ve iç politikanın çirkin oyunlarına uygun suçlamalardı. Büyükelçi Mahmut Dikerdem’den dinleyelim:

“İngilizler Kıbrıs’ın yönetimini uzun süre elde tutamayacaklarını anlamışlardı. Fakat bir yandan zaman kazanmak, öte yandan da bazı ödünler koparmak için Türkiye ile Yunanistan’ı karşı karşıya getirmek istiyorlardı. Bizim bakımımızdan ise böyle bir konferansa çağrılmakla Türkiye, Kıbrıs meselesinde söz sahibi taraflardan biri olma hakkını elde etmiş oluyordu. Türk hükümeti üçlü konferans çağrısını hemen kabul etti. Yunanlılar biraz duraksamadan sonra olumlu cevap verdiler. Konferans 1955 Ağustosunun 29’unda Londra’da ‘ Lancester House’da toplanacaktı. Daveti yapan İngiltere Dışişleri Bakanı Harold Mc Millan’dı.

Üçlü konferans görünüşte ‘ Doğu Akdenizin Güvenliğini ilgilendiren bütün sorunları’ görüşmek için toplanıyordu, ama üç devletin her biri yalnız Kıbrıs sorununun yattığını biliyordu. Üç devletin de gizli ajandası Kıbrıs’tı. Türkiye ile Yunanistan’ı karşı karşıya getirmekte İngiltere fayda umuyordu. Türk Heyeti Başkanı Fatin Rüştü Zorlu, Konferansın açılış konuşmasında, Kıbrıs sorununu mantık oyunların dan çıkartarak hukuki çerçevesi içine oturtmakla işe başladı.

Konferans Başkanı McMillan, sözü Türk delegesine verdiği zaman Zorlu’nun okuduğu 28 sayfalık Türk tezinin özeti şuydu: Lozan Antlaşmasının 16. Maddesi gereğince Türk Devleti Osmanlı İmparator luğu’ndan ayrılan topraklar üzerinde hiçbir hak iddiasında bulunmamayı kabul etmiştir. Ancak yine Lozan antlaşmasının 30 ve 31. Maddeleri,16.maddeden ayrı olarak Kıbrıs Adasına özel bir statü tanımıştır. 16. Maddenin genel hükmüne karşılık, 30. Madde ile Türkiye, Kıbrıs adası üzerindeki egemenlik haklarını yalnız İngiltere’ye devrettiğini bildirmiştir. 31. Madde ile de Adada yaşayan halklara, Antlaşmanın imzalanmasından başlayarak iki yıllık bir süre  içinde, Türk ya da İngiliz uyruklu ğu arasında tercih hakkı tanımıştır. Lozan antlaşmasına bu maddeler rastgele değil, uzun müzakereler ve tartışmalar sonucu konulmuştur. Zorlu tezini açıkladıktan sonra  İngiltere Dışişleri Bakanı MCMillan oturuma ara verdi ve delegeler dağılırken Zorlu’nun yanına gelerek kendisini kutladı:” Görüşünüzü sağlam bir hukuki temel üzerine oturttunuz” dedi. Konferans lehimize gelişirken birden olağanüstü bir durum meydana geldi. 6 Eylül 1955 Akşamı Londra Büyükelçiliğimizde toplanan Türk heyeti görüşülmeye başlanacak ‘Ortak Bildiri’ metni üzerinde Başbakan Menderes’ten talimat almak istedi. Başbakan İstanbul’dan konuşuyordu ve Fatin Bey’in sözünü keserek İstanbul’da Rum azınlığına karşı başlayan saldırı olaylarını bildirerek ‘Londra’da artık ne arıyorsunuz? Hemen geri gelin” emrini verir. BBC Radyosu, İstanbul’da cereyan eden olayların nedenini açiıklıyordu: Atatürk’ün Selanik’teki evinde bomba patlamıştı. Sonradan öğrenilecek ki haberin kaynağı İstanbul’da çıkan Expres adındaki gezetenin yayını olmuştur. 7 Eylül sabahı Lancaster House’da İngiliz ve Yunanlılarla toplanlanıldığı zaman, Fatin Rüştü Zorlu, gündem dışı söz alarak şunları söyler: Derin bir esef ve üzüntü ile ifade etmeliyim ki, biz burada toplanıp Kıbrıs meselesine bir çözüm ararken, Yunanistan’da Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Büyük Atatürk’ün doğduğu ev, bombalı taarruza uğramıştır. Bu ağır bir tahriktir ve bu koşullar altında Türk Heyeti Konferansın devamında yarar görmemektedir. Yunan Heyeti Başkanı “Bizde bu konuda resmi beyan yoktur” dedi. İngilizler adadan çekiliyordu ve bu durumda Kıbrıs Türkiye’nin olacaktı, bomba hadisesi ile başlayan olaylar engel oldu. 27 Mayıs Darbesinden sonra Fatin Rüştü Zorlu, Yassıada’da 6-7 Eylül olayların tertipçilerinden olmakla suçlanarak yargılandı.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X