Niyazi Pakyürek
Niyazi Pakyürek
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

ABD’nin niyetleri açığa çıktı

ABD uzun yıllar gizli tutmaya çalıştığı Irak ve Suriye politikalarını artık gizlemiyor veya gizleyemiyor. PYD’ye silah yardımının resmiyet kazanması bunun bir sonucu. ABD, Irak’ı işgal etmeden önce dünya kamuoyunu çeşitli algı operasyonları ile uyuttu, Irak’ı işgal etti şimdi de Irak’ı bölmenin peşinde. ABD aynı numaraları değişik yöntemlerle Suriye üzerinde uygulamanın çabası içinde. Yani Suriye’yi de birkaç parçaya bölmenin planlarını hayata geçirmek istiyor.

ABD’nin bu coğrafyada neyin peşinde olduğunu ilgililer yıllardır yazıp konuşuyorlar. Bugünün ve bundan ötesi fotoğraflar güçlü tahminlerle dile getirilmişti ve fotoğraflar tahminleri doğruluyor. Daha evvel de bu köşede yazmıştım. ABD’nin Suriye’de tek hedefi DEAŞ ise 36 ülkeden kurulu dev bir güç olan koalisyon nasıl oluyor da DEAŞ’ın hakkından gelemiyor?

Bir diğer soru da ABD’nin YPG ile olan işbirliği. ABD, DEAŞ’la mücadele için YPG’yi silahlandırdığını savunuyor. İyi de 36 ülkeden oluşan bu koalisyon ne için kuruldu? DEAŞ’la mücadele eden Suriye’deki muhalif gruplara silah yardımı neden yapılmıyor? DEAŞ’ı ABD kurmadı mı? PKK’yı, FETÖ’yü ABD kurmadı mı? Yıllarca çekiç güç marifetiyle PKK’ya silah ve lojistik destek veren ABD değil midir? Apo’ yu Türkiye’ye teslim edip FETÖ’yü Amerika’ya çekerken temel amaç bu coğrafyadaki emellerini hayata geçirmek, Türkiye’nin toprakları da dahil olmak üzere bir İsrail, Ermeni koridoru açmaktır. Bu projenin gerçekleşmesi için Suriye’nin, Irak’ın ve Türkiye’nin parçalanması gerekiyor. Irak ve Suriye’de plan devam ediyor. Planın Türkiye ayağı 15 Temmuz’la bozuldu. ABD 15 Temmuz başarısızlığını içine sindirmiş değil. Şimdi yeni oyunlar peşinde.

Son zamanlarda ABD’nin Irak’a yeni bir operasyon yapacağı hususunda ciddi söylentiler var. Bu söylentiler doğruysa ABD Bağdat yönetimini kontrol altına alacak. Şöyle ki; Bağdat’taki Başbakanlık binasının iki katını boşaltıp oraya kendi bürokratlarını yerleştirecek  ve yönetime büyük ortak olacak. Bu duruma Türkiye, İran ve Rusya’nın sessiz kalması düşünülemez. Ayrıca Trump’ın ilk yurtdışı ziyaretini Suudi Arabistan ve Vatikan’a yapması bir hayli düşündürücüdür.

Soğuk Savaş sonrası Yugoslavya’da yaşanan kanlı mücadelelerin sonucunda çok kan akmış ve Yugoslavya yediye bölünmüştür. Yugoslavya sorununun ve yaşanan savaşların sona erdirilmesinde, barışın sağlanmasında ve sürdürülmesinde çeşitli devletlerin yanı sıra Birleşmiş Milletler, NATO, AB, ve AGİT gibi uluslararası örgütler devrede olmuşlardır. Yugoslavya sorunu, uluslararası barışın sağlanması ve korunmasını başlıca amaç edinmiş olan BM ile Avrupa’nın güvenliğinin sağlanmasını temel amaç edinmiş olan NATO için adeta bir sınav niteliğinde olmuş ve BM ile NATO’nun uluslararası politika alanındaki rolleri sorgulanmaya başlanmıştı. Özellikle BM Antlaşması’nın yeniden gözden geçirilmesi gerektiği yönündeki düşünceler yoğunluk kazanmaya başlamıştır.

Yugoslavya sorunundan bu yana geçen süreç içinde BM’ye olan güvensizlik artmıştır. Erdoğan’ın “dünya beşten büyük” çıkışı dünya kamuoyunda ciddi tesir etmiştir.

BM başarısızlığı Irak ve Suriye’de tavan yapmıştır. Daha büyük felaket ise, BM ve NATO’nun ABD’nin çıkarları için var olmasıdır.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X