Niyazi Pakyürek
Niyazi Pakyürek

Bir Saray Şehri Dimetoka

Dimetoka Batı Trakya’da Türkiye sınırına 12 km mesafede, Edirne’nin 40 km güneyinde ve Uzunköprünün 20 km batısında Evros şehrine( Nonos) bağlı yirmi bin nüfuslu bir ilçedir. Dimetoka batıya yapılan seferlerde Osmanlı Hanedanının vazgeçilmez ikametgahı durumundadır. II. Beyazıt 1448’de Dimetoka’daki sarayda doğmuş, oğlu I. Selim tarafından tahttan indirildiğinde yine Dimetoka’ya giderken yolda vefat etmiştir.

Evliya Çelebi Dimetoka şehrini ilk kuranlar ile ilgili bilgi verir: “ İki adet Rum kralı kardeş idi. Birinin ismi Dimo, birinin ki ise Duka. Bu iki kardeş bu kaleyi ortaklaşa yaptıklarından Dimo Duka’dan bozma Dimetoka derler.

Evliya Çelebi’ye göre Kral Dimo’nun kurduğu şehir, Bizans döneminde Andrianopols’ten (Edirne) sonra ikinci büyük merkezdir. Dimetoka 1361’de Hacı İlbeyi tarafından ele geçirildi. Kantakuzenos tarafından kullanılan kale Osmanlılar döneminde de merkez olacağı için Dimetoka’da Osmanlılar eliyle yapılan imar faaliyetleri içinde saray, ulu cami, medrese, tekkeler, han ve çarşı olmak üzere önemli bir yerleşim alanı oluşturmuştu. Dimetoka şehri Meriç nehrinin batı yakasındaki ilk Osmanlı şehri olmuştur.

Dimetoka I. Murat’ın imar projesidir. İlk hedeflenen saray-ı hümayun ve hazinenin sur içindeki Bizans sarayına yerleştirilmesine dönük düzenlemelerin yapılması olmuştur. İkinci olarak kale içine yerleştirilecek tımarlı sipahiler için bölge seçilmesi ve onların ihtiyaçları doğrultusunda mahallenin yeniden imar edilmesiydi ki bu kale içindeki Müslüman mahallesi de olacaktı.

Kale dışındaki çiftlik ve bahçelerin tımar olarak düzenlenmesi yapılacaktı. Tımarlı sipahiler arasında bulunan Hıristiyan beyler de kale içine yerleşirken, kale dışından kendi paylarına düşen tımarları idare ediyorlardı. Tımarlar babadan oğla miras kalabildiği için I. Murad zamanında imar edilen Dimetoka’da ikinci kuşaktan itibaren Müslüman ve Hıristiyan Balkan beyleri belirginleşti.

Evliya Çelebi Dimetoka’da bulunan kaleden bahseder: Ve kal-ası evc-i semaya beraber bir kırmızı yalçın kaya üzre maşrıktan canib-garba şekl-i bademi vaki olmuş bir tulanice fieddadi iki kat taş bina kal-a-i ra’na beş bölük bir kal-a-i serameddir. Cirmi da’iren madar bin beş yüz adımdır. Ve püşte-i alisinin enderunu birununda safi mağaralaedır. Ve cümle iki kat divarında birer aded metin kulelerdir. … Ve yukarı kal-anın iç kal-ası iki kattır ve iki bölüktür. Birine kız kulesi derler. Birine cebehane kulesi derler. Ve bu iki hisarın birbirlerine geçmeğe iki kapusu ve canib-i şimale nazır bir bölme hisar dahi var, gayet metin divarlardır. Ve hünkar sarayı dahi iç kal-a misal bir bölme hisar dahidir.

…. Kim yukarıda padişah sarayı vardır. Bir kapu dahi canib-i garba nazır köprü kapısı derler. Bu kapu dahi semt-i kıbleye nazır Çarsu kapusu derler, iki kat metin ve kavi kapulardır, cümle halk bundan girip çıkarlar, amma bu iki kat kapu mabeyni dahi bir bölme küçük hisarcık gibi vaki olmuştur. Bu hisab üzre bu kal-a-i Dimetoka cümle altı kattır.

Evliya Çelebi tarafından ehemmiyetle anlatılan Dimetoka’da padişahın sarayını da barındıran altı kısımdan oluşan ve her kısmın ayrı kapısının olduğu bir kaleden söz edilir. Çünkü şehir Osmanlı Devleti’nin Avrupa’daki ilk idari ve siyasi mülkü olan Batı Trakya’da yer alan Rumeli Beylerbeyliği veya eyaletinin bir nahiyesiydi. I. Murad önce Lala Şahin’i , sonrasında ise Timurtaş Paşa’yı hem eyalet beylerbeyi(valisi) hem de Edirne muhafızı olarak atamıştı.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X