Niyazi Pakyürek
Niyazi Pakyürek

Bulgaristan Türkleri ve göçmenlik serüveni

Köşe Yazısını Dinle

Bulgaristan Türkleri, Osmanlı Devletinin dağılmasının tarihi bir sonucudur. 1877-1878 Rus-Türk Savaşı sonucu Bulgar Devleti’nin yeniden kurulmasıyla, Bulgaristan Prensliği’nin hudutları içinde Bulgar nüfustan çok Türk nüfusu kalmıştır.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Bulgaristan Komünist Partisi’nin iktidara gelmesi, ülkedeki Türklerin statülerinde ve Türk kültür kurumlarında köklü değişiklikler meydana getirmiştir. 1878’de Bulgaristan’ ın Osmanlı yönetiminden bağımsızlığını kazanmasından sonra ilk defa, kurumlar doğrudan hükümet kontrolü altına girmişti. Artık bu kurumlar, Komünist Parti’nin amaçlarına hizmet etmek durumunday dı. Türk kültür kurumları yeniden düzenlenmiş, değiştirilmiş ve son hamlede de tamamıyla ortadan kaldırılmıştı. Türk kimliğinin kendisi, hükümet tarafından kendi çıkarları doğrultusunda kullanılmıştı. Bulgaristan’daki Türk hayatının iki önemli unsuru konumundaki Türk dili ve eğitimi üzerinde 1945-1983 yılları arasında ciddi etkiler yaratmıştır. 1984-1985 kışı hem Türk kültür kurumlarına hem de Türk kimliğine karşı yöneltilen saldırılar ayyuka çıkmıştır.

Göçler Bulgaristan’dan Türk nüfusunun yığınlar halinde göçü, Rus-Türk Savaşı (1877-1878) yıllarında başla  mıştır. Bulgaristan Prensliği ve Doğu Rumeli hudutları içinde kalan topraklardan bir milyon Türk ve diğer Müslüman nüfus ülkeden göç etmiştir. 1880 yılında yapılan ilk resmi nüfus sayımında Bulgarlar 1.920.000 kişi( % 71); Türk ve Müslüman nüfusun ise 750.000 kişi(% 28) idi. 1913 yılında imzalanan İstanbul Bulgar- Türk Antlaşması’na göre Bulgaristan’daki Türk Müslüman nüfusuna geniş haklar tanınmıştır. Bu antlaşmanın eklerine göre Türk ilk ve ortaokullarını teftiş etmekle görevlendirilen Başmüfettişlik açılmış, tüzel bir kişi olarak Müslüman encümenlikleri, şeriat yasaları gereğince idare edilen vakıf mallarının sahibi sayılmıştır. Bedeli ilgili encümenlik hesabına yatırılmadıkça hiçbir vakıf malı kamulaştırılamayacaktır. Ancak bu haklar pratik olarak gerçekleşmemişti. Türk- Müslüman nüfusu’nun hakları sorunu 1925 Ankara Bulgar- Türk Antlaşması’na kadar çözüm bulunamamıştır.

1925’te Türkiye ile Bulgaristan arasında imzalanan dostluk anlaşmasının ayrılmaz bir bölümü olan Oturma Sözleşmesi ile ayarlanmıştır. Bu sözleşmeye göre, iki ülke Bulgaristan Türklerinin Türkiye’ye gönüllü göç etmesine hiçbir engel çıkarmayacakları konusunda anlaşmışlardır. Bu göç akını İkinci Dünya Savaşı ve savaş sonrası birden azalmıştır. 1840 yılından 1949 yılına kadar toplam 21.353 Bulgaristan Türkü Türkiye’ye göç etmiştir. Bunun nedenleri savaş dönemi şartları ve Bulgaristan’daki siyasi rejimin değişmesi olmuştur. Bulgar hükümeti 30 Ağustos 1950 tarihinde özel bir nota ile Türk hüküme tinden üç ay içinde 250.000 Bulgaristan Türkü almasını istemiştir. Türk hükümeti böyle kısa bir süre içinde bu kadar kalabalık bir göçmen kitlesini kabul etmeyi reddetmiştir ve 1925 anlaşmasına göre Oturma Sözleşmesine uyarak, Türkiye’ye gönüllü olarak göç etmek isteyenlere giriş vizesi vermeye devam etmiştir. Bulgaristan’daki Türk konsolosları, 1 Ocak 30 Eylül 1950 tarihleri arasında Bulgaristan Türklerine 212.150 giriş vizesi vermiştir. Türk makamlarının 7 Ekim 1950 tarihinde sınırı kapatması sonucu vize alanların hepsi göç etmeye muvaffak olamamıştır. Buna neden olan Türklerden başka Çingenelere de Bulgarlar tarafından pasaport ve çıkış vizesi vermesidir. Türk hükümeti dış ülkelerden alınacak göçmen Çingeneleri kabul etmemiştir.Çingeneler yeniden Bulgaristan tarafından kabul edilene kadar hudut kapalı kalmıştır. 2 Aralık 1950 yılında Türkiye yeniden sınırı açmıştır ve Bulgaristan Türklerinin göçü için mali ve maddi yardım sağlamayı kararlaştırmıştır. Bu durumda göç etmek isteyenlerin sayısı daha da artmıştır ki, bu durum Türk hükümetine fevkalade mali ağırlığa yol açmıştır. Bundan dolayı Türk hükümeti 8 Kasım 1951’de tekrar hududu kapatmıştır. İki yıllık( 1950-51) göç  kampanyası sırasında Bulgaristan’dan Türkiye’ye toplam 37.351 aile veya 154.393 Kişi göç etmiştir. Komünist Partisinin Politbüro oturumunda Todor Jivkov: “ Mümkün olduğu kadarıyla Bulgaristan Türklerini Türkiye’ye göç ettirmez isek, Bulgaristan ergeç yeni bir Kıbrıs’a dönüşecektir.”der. Böylece 1989 yılında Bulgaristan’da Türklere karşı  asimilasyon politikaları başlar. 1989-1991 yılları arasında Türkiye’ye göç edenlerin sayısı  345.000 kişiyi bulmuştur. Bu son göçtür.

Meraklılar için Kaynak eser: Türkler Cilt 20. Yeni Türkiye Yayınları.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X