Kış ayının keyifli içecek/ yiyeceklerinden olan bozanın geçirdiği süreçler ilginçtir. Bugün kalın ve tatlı olarak tükettiğimiz boza, beş asra yakın sıvı ve ekşi olarak tüketilmiştir.
Ekşimiş darı hamurundan yapılmış bir mâyidir boza. Bunun satıldığı yere bozahane derlermiş. Vaktiyle Bursa’da bozahaneler çok meşhurmuş. 1482’de altı büyük bozahane varmış. Balıkpazarı, Odalar, Tahtakale, Setbaşı, Gallepazarı, Atpazarı. Bozahane günde 15-85 akçe ile kiraya verilirmiş. Boza da rakı ve şarap gibi insanı sarhoş ettiğinden o devirlerde çok revaçta olup, hükümetin esaslı gelirlerindenmiş.
29.8.1492’de beylik bozahaneleri icara tutan (kiraya tutan) bozacılar mahkemeye gidip, “Bursa’da tâun( veba) olduğundan bozahaneler işlemez oldu, ziyan ettik” şikâyette bulunmuş ve bir evvelki hasılat ile şimdiki hasılat arasındaki düşüş farkının karşılanmasını istemişler bunun üzerine, gönderilen kâtip ve emin kişiler konuyu araştırarak müştekilerin zararları olduğunu tespit ederek bozahaneler emini kiralardan bir miktar indirim yapmıştır.
1485’te Kamberler ve Çakıllı bozahaneleri açılmıştır. 1514’te Bursa’da 10 bozahane varmış. Bozahaneciler mahkemeye müracaat ederek:” Şehrin fülüsü (parası vardır, ziyan (zarar) ederiz” diye Şevval (Arabi ayları onuncusu) ayında dükkânlarını kapamışlar ve bu dükkânların başka talipleri çıkmadığından yine kiraları bir miktar düşürerek ikba( yerinde bırakma)edilmişlerdir. Yine aynı sene kiralar yükselmiş, “Haliya şehir halidir. Ziyan(zarar)ederiz”, diye çıkıştıklarından kiralar tekrar düşürülmüştür. Bu gibi durumlar sık sık tekrar etmiştir.
1515’te Bursa’da azap çıkmış beylik gemiler için neccar (dülger- marangoz)toplanmış. Ayrıca Acemler ( Arapça konuşmayanlar- yabancılar) de İstanbul’a sürüldüğünden, mir’ı (devlete ait) bozahaneleri ve bozacılar; “ Bursa boşaldı” diye kiralarının bir kısmını düşürtmüşlerdir. 1750’de ordu-yı hümayun için yedi nefer bozacı tedarik edip esnaftan ve yamaklarından sermaye toplattırıp alet ve eşyası ile sefere gönderilmesi ve olagelmişe aykırı bir iş yaptırılmaması ve öteden beri Bursa meyhane cilleri, bozacılara yamak (yardımcı) olduklarından Zigetvar seferinde dahi ordudan bozacılara verilmek üzere meyhanecilerden alınmıştır.
1617’de Burda’da meyhaneler ve bozahaneler işleyip birçok fesada sebep olmuşlardır. Bu durum ahali tarafından Sadrazam ve Şeyhülislam’a şikâyette bulunulmuş bunların def’i istenmiştir. Bursa’da Şarap’ın men ve def’i için ferman gelmiş, zahir meyhanelerde şarap bey u (satma) olunmayıp, lâkin kefere muhitlerinde gizlice Müslümanlara da sattıkları ve bozacıların dahi: “ Biz tatlı boza işleriz” dedikleri halde, daima ekşi boza işleyip bozahaneler, meyhaneden ziyade eşkıya ile mâlâmal( dopdolu) olup bugünlerde dahi birçok kimseler:” Biz boza sarhoşundan dışarıya çıkamaz olduk, şehrimizi müfsidler kapladı” diye şikâyet ettiklerinden ekşi boza yapanlar dahi men edildi.
Görüldüğü gibi bozanın bile tarihi ilginçliklerle dolu. Bir de insanlık tarihini düşünün.
Kâmil Kepecioğlu- Bursa Kütüğü 1.cilt. Bursa Büyükşehir Belediyesi Yay.