Niyazi Pakyürek
Niyazi Pakyürek

Su gibi aziz ol!

Köşe Yazısını Dinle

Sayılan,kutsal,değerli, sevgide çok üstün tutulan, çok sevilen lügat anlamının taşır Aziz. Su gibi aziz olmak çok daha kapsayıcı, düşündürücü, bütün canlıların hayat bulması demektir.

Su, bütün dinlerde kutsal kabul edilmiştir. Kur’an-ı Kerim’de suyun insanlara bahşedilen en büyük nimetlerden olduğu, canlıların su vesilesiyle oluştuğu, insanların sudaki hikmetleri görerek Allah’a şükretmeleri gerektiğini belirten çok sayıda ayet bulunmaktadır.

“Her şeyi sudan yarattık” ayeti ile İslam’da su hayatın ana kaynağı olarak kabul edilmiştir.” İnkar edenler, göklerle yer bitişik bir halde iken bizim, onları birbirinden kopardığımızı ve her canlı şeyi sudan yarattığımızı görüp düşünmediler mi? Yine de inanmazlar mı?” Enbiya 21/30

Su maddi temizliğin yanında manevi temizliğin merkezinde de yine su vardır. Mesela Müslüman olmadan önce Türklerde de su kutsaldır. Öyle ki Türklerle ilgili destanların tamamında suları yüceltici ve kutsayıcı ifadeler yer almaktadır.

Osmanlı toplumunda vakıf fevkalade önemli bir müessesedir. Vakıflar yoluyla hizmet etme anlayışı Osmanlı devrinde zirveye çıkmıştır. Ayrıca bütün canlılara hizmet etmek üzere su vakıfları tesis edilmiştir.

Medeniyet tarihçileri suyun Türklerle birlikte özgürlüğe kavuştuğunu belirtirler. Malik Aksel’in ifadesiyle, Bizans’ın bin yıldır sarnıç ve mahzenlerde hapsettiği sular, İstanbul’un fethiyle birlikte sebiller,selsebiller, şadırvanlar, çeşmeler, fıskiyeli havuzlar gibi yapılarla hürriyetine kavuşmuştur.

 Bursa Suları

  1. asır seyyahlarından Evliya Çelebi, Bursa’da suların çokluğuna vurgu yaparken şehirdeki çeşmelerden söz eder, “ gerçi bu şehir çeşmeye muhtaç değildir ama gelip geçenler için hayır sahipleri iki bin altmış çeşme yaptırmışlardır” demektedir.

Fetihten sonra Bursa’da ikamet eden hemen her padişah şehrin Hisar dışında genişlemesine paralel olarak Uludağ’dan beslenen suları yeni kurulan mahallelere ve su tesislerine ulaştırmak amacıyla su yolları inşa etmişler ve değişik yerler çeşmeler yaptırmışlardır.

Bursa’da su vakıfları denildiğinde ilk akla gelen şahıs Şeyhülislam Karaçelebizade Abdülaziz Efendi’dir. Onun pek çok vakfı vardır ancak vakıflar arasında en dikkat çekeni Uludağ eteklerinden şehre getirttiği suyla ilgili olmalıdır. Bu vakıf aynı zamanda tarih boyunca Bursa’da tesis edilen en önemlisi olma özelliğini taşımaktadır.

Abdülaziz Efendi, Uludağ’da Ayıalanı denilen mevkiden Bursa’ya getirttiği suyu şehrin mahallelerine taksim etmiş, ayrıca bu mahallelere elli adet çeşme yaptırmıştır.

Şimdi gelelim bu güne. Emanet aldığımız Bursa’dan hiç eser var mı? Temiz akan bir deremiz kaldı mı? Yer altı sularını yüz metrelerce derinlere ittik mi? Yer altı ve yer üstü sularını kirlettik mi? Hepsini  misliyle yaptık. Daha ne kadar bozacağız, kirleteceğiz, yok edeceğiz belli değil. Derelerde su değil akan, kimyevi maddelerden oluşmuş sıvı. Bunun vebali yeter.

 

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X