Amerika’nın yeni Başkanı Trump, saç modeliyle, yüksek kuleleri andıran imzasıyla, gazetecilere bağırıp çağırmasıyla alışık olmadığımız bir karakter olarak dikkatleri çekiyor ve soru işaretleri uyandırıyor. ABD’nin yeni Başkanı Trump’ın kabinesi de oldukça iddialı isimlerden oluşuyor. Bu kabine ağırlıklı olarak iş hayatından ve askerlerden oluşuyor.

ABD’de yeni bir başkan göreve gelirken, dünyanın geri kalanı nefesini tutmuş şekilde yeni politikaların ne olacağını anlamaya çalışır. Sekiz yıl önce Obama başkan olunca Müslüman ülkelerde neredeyse bayram edilmişti. Obama’nın bir adının Hüseyin olması, zenci olması umut vaat etmişti. Ama Obama dönemi tam bir hayal kırıklığı oldu.

Trump yemin töreninde yaptığı konuşmada kendinden önceki yönetimleri özellikle Obama yönetimini ağır eleştirdi. Eleştirmedi suçlu ilan etti. Trump öylesine farklı bir profil çizdi ve çiziyor ki, onu görevi sırasında sınırlamalara boyun eğip eğmeyeceğini herkes merak ediyor. Nasıl bir dış politika izleyecek? Avrupa, Çin, Rusya ve Ortadoğu hakkında söylediklerine bakılırsa çok yeni bir dünya düzeni veya düzensizliği ile karşı karşıya mı kalacağız? Şimdiden kestirmek zor ama, Trump, May’i BREXIT nedeniyle kutlarken, öte yandan İngiltere ile ayrıcalıklı bir ticaret ilişkisi oluşturma ve bu şekilde İngiltere’nin kayıplarını telafi etme vaadinde bulundu. Ayrıca İngiltere’nin yolunu izleyecek diğer AB ülkelerine de kapısının açık olduğunu söyledi. Bu çıkışıyla Trump, AB’nin bölünmesini mi istiyor?

Başkan Trump seçim sonrası düzenlediği ilk basın toplantısında şöyle diyordu: “ Tanrı’nın yarattığı en büyük istihdam üreticisi olacağım!” İyi ama Trump hangi yollarla ve ne çeşit istihdam üretmekten bahsediyor? Söylemlerini pratiğe çevirebilir mi? Ucuz işgücü peşindeki endüstriyi eve çekebilir mi?

Trump, başta Meksika’ya olmak üzere ABD dışında yatırım yapan ABD’li şirketleri masaya yatırdı. İlk etapta Ford ve Carrier gibi şirketleri ağır bir dille eleştirdi ve yurtdışına yönelen yatırımcıları gümrük vergileriyle tehdit etti ve netice aldı. Bazı yatırımlar iptal edilirken şirketler şimdiden ABD’ye yönelik istihdam ve yatırım duyuruları yapmaya başladı. Trump, ABD’ li şirketlerin yanı sıra yabancı şirketlere de ciddi çağrılar yaptı. Toyota ve Fiat Chrysler, bu dolaylı baskı üzerine milyar dolarlık yatırım sözleri vermek zorunda kaldı. Son olarak Trump, Alman otomobil üreticilerini ABD pazarına sundukları otomobillere yüzde 35 gümrük vergisi uygulamakla tehdit etti, ABD’de yatırım yapın çağrısını tekrarladı bu da Alman hükümetinin tepkisini çekti.

ABD’nin Ortadoğu politikalarında bir değişimin olacağı ancak nasıl olacağı merak konusu. Trump Ortadoğu politikalarında Obama’yı suçlamıştı. “Global terörizmle savaş en önemli gündem maddemiz” diyen Trump’ın yeni dönemde silahlanma ve güvenlik alanlarında çok daha aktif bir süreç izleyeceğine işaret ediyor. En büyük tehlikelerden biri, Trump’ın sık kullandığı İslami terör kavramıdır. Trump’ın İslami terörden ne anladığı gerçekten çok önemli.

En önemlisi Trump’ın küreselcilerle giriştiği mücadeledir. Küreselcilerin hedefinde üç lider var. Trump, Putin ve Erdoğan. Şayet bu üç lider bu mücadelede el ele verirlerse yeni bir dünya düzeninden rahatça söz edebiliriz. Aksine dünyayı çok ciddi bir kaos bekliyor olacak. Zira küreselciler dünya nüfusunu 500 bine çekmeyi hedefliyorlar. Bu da yedi milyar insanın katli demek.