Niyazi Pakyürek
Niyazi Pakyürek
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Türkiye İsrail ilişkileri

Köşe Yazısını Dinle

İsrail 1948’de kuruldu ve Türkiye İsrail devletini 1949 Mart ayında resmen tanıdı. Halkı Müslüman olan ülkeler arasında İsrail’i ilk tanıyan ülke oldu.

Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, 1 Kasım 1949’da TBMM’de yaptığı konuşmada, İsrail’in kuruluşuyla ilgili düşüncelerini şöyle açıklıyordu:

“Yeni doğan İsrail devleti ile siyasi münasebetler açılmıştır. Bu devletin Yakındoğu’da bir barış ve istikrar unsuru olacağını ümit ederim.”

İsrail devletinin kurulmasından bu yana 75 yıl geçti. Bölgede çatışmalar hâlâ devam ediyor. Filistin topraklarında kurulan İsrail, Filistin’e ait toprak parçası bırakmadı. Filistin toprakları gayet sistemli bir şekilde İsrail toprağı oldu.

Büyük devletlerin elleri nereye uzanmışsa orada hep kaos vardır. İngiliz Lord Balfour, 1917 yılındaki o meşhur deklarasyonunu kaleme alırken daha sonra neler yaşanabileceğini düşünmemiş olamaz. Zira büyük güçler nereye el uzatırsa orası on yıllarca hatta yüz yıllarca kaostan, çatışmalardan kurtulamaz.

Lord Belfour deklerasyonu ile İngiltere’nin emperyal çıkarları elde edilmiştir. Filistinli Arapların canı, malı, mülkü pahasına bir İsrail devleti kuruldu. İngiliz Başbakanı Tony Blair, Irak savaşını açarken “Hata ettik” diyerek özeleştiri yapmıştı ancak Filistin politikamız “Baştan sona hatalıydı” diyememişti. O gün, bugün o bölgede nelerin yaşandığını bütün dünya biliyor.

Özetle Mısır, Suriye ve Irak’ta olduğu gibi Filistin’de de bağımsızlık idealleriyle yola çıkan Arapların girişimleri ve eylemleri, sömürgeci devletler tarafından orantısız şiddet kullanılarak bastırılmıştı. O topraklarda Araplar yaşayabilirdi ama bunun hiçbir kıymeti yoktu.

O toprakları Araplar yönetemezdi. Buna izin verilemezdi. Çünkü topraklar büyük devletler için büyük önem taşıyordu. Büyük petrol kaynaklarını barındıran bu topraklar emperyal güçler için insandan ve insanlıktan daha önemliydi.

Türkiye, milleti ve idarecileriyle hiçbir zaman Yahudi karşıtı olmamıştır. Yahudiler geçmişte bugünkü Batı ülkelerinin tamamından zarar görmüş ve kovulmuşlardır.

Yahudiler, geçmişte maruz kaldıkları her türlü baskı ve katliamı bugün Filistinlilere uyguluyorlar. Türkiye’nin İsrail devletine karşı aldığı tavır buradan kaynaklanıyor.

Eski başbakan Netanyahu, Türkiye İsrail ilişkilerinde ne zaman bir normalleşmeye doğru gidilecekse hemen Filistin’de devlet terörü estirirdi.

Yeni İsrail yönetimi Türkiye ile olan ilişkilerini iyi tutmak istiyor. Türkiye de bu isteğe olumlu cevap vermeye hazır.

Büyükelçilerin karşılıklı atanması bu yeni anlayışın bir sonucu olacaktır.

İşin kötü tarafı büyük güçlerin o bölgede çıkarları olduğu müddetçe huzurun sağlanması neredeyse imkânsız diyebiliriz.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X