ABD Başkanı Donald Trump’a Kuzey Kore’yle yaşanan gerilim yetmedi, yanına bir de Venezüella eklendi.

Trump, “Venezüella’da insanlar acı çekiyor ve ölüyor. [Müdahale için] pek çok seçeneğimiz var. Bu seçeneklere askeri operasyon da dahildir” diye konuştu.

Donald Trump’ın ne demek istediği gayet açık… Askeri bir darbeyle Venezüella Devlet Başkanı Maduro’yu iktidardan indiririz, diyor.

***

Tabii Trump’a şunu soran insanlar da olacaktır: Venezüella’da insanlar niçin acı çekiyor ve niçin ölüyor? ABD Başkanı bu sorunun doğru yanıtını verebilir mi?

***

Peki, Pentagon gerçekten Venezüella’ya askeri müdahalede bulunur mu?

Bunu yapacak olsa böyle davul zurnayla ilan eder mi?

Geçmişte darbe yapmak kolaydı. Ancak şimdi öyle görünmüyor.

Tüm dünyanın önünde Türkiye’nin 15 Temmuz deneyimi var.

Tam olarak ABD işin içindedir denemezse de birtakım uzantılarının orada bulunduğu da gerçek.

***

Oysa eskiden ABD’nin arkasında durduğu darbeler mutlaka sonuca ulaşırdı.

Washington, örneğin Türkiye’de ya da Arjantin’de, Şili’de, Brezilya’da darbeye karar verdi mi, o darbe mutlaka olurdu. Kimse de engelleyemezdi. Direnenler olurdu da, çoğunluk alkışlardı.

***

Dönelim Venezüella’ya…

6 Ağustos’ta başarısız bir darbe girişimi de Venezüella’da yaşandı. Bir grup asker isyan bayrağını çekti, kışlalara saldırdı ama ordu Maduro’nun yanında yer aldı.

Darbe girişiminin arkasında ABD’nin parmağının bulunduğu ileri sürüldü.

***

Aradan bir hafta geçti… Bu kez Trump açık açık “askeri müdahale” dedi.

Yarım kalan işi tamamlamak mı istiyordu?

 

“Onu dinlemeyin, huzur içinde uyuyun”

 

Başkan Donald Trump’ın Kuzey Kore’ye yönelik, “ateş ve öfkeyle karşılık veririz” sözleri dünya çapında tedirginliğe yol açarken Amerikan kamuoyunda da endişeyle karşılandı.

Washington Post, üst düzey ulusal güvenlik yetkililerinin bir yandan Trump’a destek olmaya çabalarken, diğer yandan da kamuoyundaki tepkileri kontrol altına almaya çalıştıklarını yazdı.

Ancak kamuoyunu asıl yatıştıran kişi Dışişleri Bakanı Rex Tillerson oldu. Tillerson yayınladığı bir mesajla Amerikalıların heyecanını yatıştırmayı başardı.

Mesaj şöyleydi: “Son günlerin söz düellolarına aldırış etmeden geceleri huzur içinde uyuyun.”

 

“Trump’tan korkun, elinde nükleer silah var”

 

Princeton Üniversitesi’nden Bruce Blair’in tezi bu yönde. Elinde nükleer silah olan Trump’ın kendisini çok korkuttuğunu söyleyen Blair, “Trump’tan herkesin korkması gerekiyor” diyor. Bruce Blair’in WP’ye yaptığı açıklamadaki vurucu cümle şöyle:

“Trump nükleer savaşa varabilecek bir zıtlaşma içinde. Diplomaside başarılı olamadığını da defalarca kanıtladı.”

Korkutucu olan şu: Trump nükleer şifrelere sahip mi acaba?

Trump’ın dengesizliği ortaya çıktıktan sonra güvenlik yetkilileri önlemleri almış olmalılar.

Yoksa dünyada yaşam, iki çılgın liderin parmaklarının ucuna teslim edilemez.