Felaket kapıda! 2 günde 2 deprem

Büyük depremin beklendiği Bursa’da son 2 günde yaşanan 3.0 ve 3.2’lik sarsıntılar, ovada sıvılaşan zemin nedeniye çok daha etkili hissedildi.

Felaket kapıda! 2 günde 2 deprem

DERYA DEMİR PINAR

Vatandaşın depremde duyduğu korkutucu sesleri ise doğrulayan JMO Başkanı Engin Er, ‘‘Kayaların sürtünmesiyle olur ve her depremde duyulmaz” dedi.

Deprem kuşağında yer alan Bursa, geçtiğimiz cumartesi sabahı saat 03.28’de 3.0 büyüklüğündeki depremle sallanmasının ardınadından, dün saat 02.23’de bu kez 3,2 büyüklüğünde yeni bir sarsıntı daha yaşadı. Her 2 depremin de 2 gün arayla merkez ilçe Osmangazi’de gerçekleşmesi, paniğe neden oldu. Bursalıları uykuda yakalayan Alemdar Mahallesi’nde ilk depremde sesler duyduklarını sosyal medyadan belirten vatandaşlar, sonraki depremle (Küplüpınar) birlikte hissettikleri sarsıntıların ölçülen büyüklüklerden daha fazla olduğunu ifade etti.
Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Engin Er, depremlerin Bursa’ya önemli bir mesaj verdiğini belirterek, ‘‘Faylar adeta ‘Biz aktif durumdayız ve deprem üretme potansiyeline sahibiz’ diyor. Enerji birikimine dikkat etmeliyiz” dedi.

BURSA 15 YIL İÇİNDE 7.2’YLE SALLANABİLİR…

Bursa’da en son 1855 yılında yaşanan büyük depremin kendisini her bölgede 150-180 yılda bir tekrarladığını anımsatan Er, şöyle devam etti: ‘‘Deprem çok yaklaştı. Bursa’da 15 yıl içerisinde 7.2 şiddetinde bir deprem bekleniyor. 1855 yılındaki depremde Ulu Cami’nin 16 kubbesi, surlar, Osmangazi Türbesi yıkılmıştı. Eğer hazırlıklarımızı yapmazsak bu doğal olay, doğal afete dönüşecek. 1/100.000’lik plana doğal afetlerin eklemesi lazım. Bina yapımlarında kesinlikle bilimsel çalışmaların dikkate alınmasına özen gösterilmeli. Yoksa kendi ellerimizle yapmamız gereken kentsel dönüşüm, doğal afetle yapılacak ve Bursa’daki riskli binalar yerle bir olacak.”

ER: HER DEPREMDE SES DUYULMAZ…

Vatandaşın sosyal medyada ‘‘ilk kez depremin sesini duyduklarını” belirtmesini de değerlendiren Er, şunları kaydetti: ‘‘Uğultuya benzeyen ürkütücü bir ses, deprem esnasında ortaya çıkabilir. Bu ses yer altında kayaların birbirine sürtmesi ve gaz sıkışmasından dolayı oluşur. Her depremde ses duyulmaz. Fayların özelliklerine, yakınlığına, büyüklüğüne, hareket şekline göre ses duyulabilir. Deprem ne kadar büyük olursa, ses de o kadar çok duyulur.”

BİNALARIN YÜZDE 55’İ DAYANIKSIZ…

İnşaat Mühendisler Odası Başkanı Mehmet Albayrak ise, Bursa genelinde kentsel dönüşümün çok ağır işlediğine dikkati çekti. Tabiatla uyuşmayan ve depreme dayanıksız olan bu kaçak binaların oranının yüzde 55 olduğuna işaret eden Albayrak, ‘‘Deprem yönetmeliğine de aykırılar. Henüz kentsel dönüşümle ilgili adımlar atılmadı. Kaç binanın riskli olduğu belirsiz, çünkü dayanıksız yapı sayısı her yıl artıyor. Bir an önce önlemlerin alınması gerekiyor” diye konuştu.

FAYLAR TAM ALTIMIZDA

Şehir merkezinde 3,0 ve 3,2 gibi küçük depremlerin dahi yoğun hissedilmesini değerlendiren Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Engin Er, ‘‘Fay hatları hemen yerleşimin yerlerimizin altında. Bursa, İstanbul gibi değil. İstanbul’da fay hatları Marmara Denizi’nden geçiyor. Ama bizde bu hatlar çok yakın, hemen altımızda” dedi.  

ER: VATAN VE MİLLET MAHALLESİNE DİKKAT

Bursa ovasında pek çok noktanın riskli olduğunu ancak depremlerde özellikle Yıldırım’daki Vatan ve Millet mahallelerine dikkat edilmesi gerektiğini anlatan jeoloji mühendisi Engin Er, şu ifadeleri kullandı: ‘‘Kestel, Keles, Harmancık hariç tüm ilçeler, kendi adıyla anılan fay hatlarına sahip. Bursa riskli bir konumda. Bazı ilçelerde ise sıvılaşma alanları var ve bu depremin etkisini büyütür. Özellikle Vatan ve Millet mahallelerinde bu sıvılaşma daha fazla. Zemin açısından sağlam örnekler de var; mesela Tophane’nin üst kesimleri, Beşevler’in üst kısımları, Gemlik Manastır Bölgesi iyi durumda. Dağ ilçelerinin de zemini sağlam ancak binalar kötü.”

‘KÜÇÜK DEPREMLE ENERJİ BOŞALMAZ’

AFAD’ın 2012 yılında yayımladığı fay hatları haritasında Bursa’nın yerini değerlendiren Engin Er, ‘‘Yıldırım’da 3 kola ayrılan ve ‘Bursa Fay Hattı’ diye adlandırdığımız noktalar var. Bu hatlar Osmangazi, Nilüfer, Çalı ve Uluabat Gölü’nün güneyinden geçerek devam ediyor. Genellikle bu hat üzerinde olan depremleri yaşıyoruz ve yaşamaya devam edeceğiz. Küçük sarsıntıların yaşanması, o bölgede enerjinin boşaltıldığı anlamına gelmez. Gerilim hemen yan faya transfer olur. Bu nedenle enerji boşalımı mümkün değildir” diye konuştu.

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X