Muhammet Fatih Şahin
Muhammet Fatih Şahin

Öğrenemiyoruz

İlkokul dördüncü sınıfla birlikte İngilizce öğrenmeye başlıyoruz. Aralıksız beş yıl boyunca her hafta birkaç saat İngilizce dersi işledikten sonra eski adıyla Teog olan sistemdeki İngilizce bölümünde üç beş doğru daha fazla yapabilmek için etüt merkezlerinde, özel derslerde İngilizce çalışıp uğraşlar veriyoruz.

Aradan kısa bir süre geçip anadolu liselerini kazanmaya hak kazanırsak esas eğitimimiz o zaman başlıyor. Haftalık on saat İngilizce görüyoruz. Yıllık 300 saatten daha fazla ders saati yani…

Lise iki, üç ve dördüncü sınıfta da İngilizce işlemeye hiç ara vermeksizin devam ediyoruz. Üniversite sınavı sonuçlanıp hazırlık senesi mecburi olan herhangi bir bölümü kazandığımız zaman bir yıl boyunca başka hiçbir ders işlemeden sadece İngilizce ile haşır neşir oluyoruz. (Eskiden lise döneminde bile bir yıl boyunca sadece İngilizce’nin işlendiği hazırlık sınıfları mevcutken günümüzde üniversitenin bazı bölümlerinde aynı uygulama geçerli…)

Üniversite bitiyor; ALES, TUS, DUS gibi sınavlara girecek vatandaşlarımız sanki bu zamana kadar hiç İngilizce eğitimi görmemiş gibi İngilizce kurslarına yazılıyor, ardışık sınavlara giriyor; ancak onların da önemli bir bölümü sınavı geçemiyor.

Bu kadar yoğun bir eğitime rağmen ihtiyaç halinde yardımcı materyal kullanmadan yabancı bir yayını çevirme potansiyeline sahip çok az gencimiz var. Yıllardır İngilizce eğitimi gören gençlerimizin ya zekâ seviyelerinde mesele var ya da hatalı bir sistemle İngilizce öğretmeye çalışan müfredatımız yüzünden boşa kürek çekiyoruz…

Tıp, hukuk ve birçok mühendislik fakülteleri yüksek puanla öğrenci almalarına rağmen buralarda bile İngilizce konuşup anlayabilen kısıtlı sayıda öğrenci mevcut. Bu durum bizi yabancı öğrencilere karşı da mahcup ediyor. Afganistan’dan gelen misafir bir öğrenci arkadaşımız “Bizim ülkede 6 ay eğitim görenler İngilizce öğrenir, siz neden yıllarca İngilizce eğitim almanıza rağmen bilmiyorsunuz?’ diye soru sorduğunda verecek cevap bulamıyoruz.

Eğer ki dünyaya meydan okuyor, haklı davamızı her yerde dile getirmek istiyorsak bunun yolu İngilizce’den geçiyor. Kendimizi donanımlı hale getirip alanında dünyadaki en yüksek seviyeye ulaşmış insanların makalelerini takip etmek istiyorsak bunun yolu da İngilizce’den geçiyor. Eğer ki içine kapalı bir toplum olacaksak bir kelime bile İngilizce öğrenmeyelim ancak ülkemizin mevcut hedefleri bizi İngilizce’ye mecbur bırakıyor.

Piyasada yabancı dili kuralına uygun biçimde, kolayca öğretebilen birçok İngilizce hocası eğitim verirken devletimizin de bu konuda hassas ve kendini geliştiren bir yol haritası çizmesi gerekiyor.

İngilizcenin ağırlıklı olduğu ancak diğer dersleri bünyesine alan mevcut müfredatların uzun süreli ve geniş katılımlı bir çalışma ile tekrardan gözden geçirilmesi eğitim açısından ülkemize yapılan en büyük hizmetlerden birisi olacaktır.

 

 ONUR DUYDUK

 

Afrin’in harekâtın 57. gününde 18 Mart 2018 günü Çanakkale Zaferi’nin yıldönümünde terör örgütünün işgalinden kurtarılması milletimizi onurlandıran en büyük gelişmelerden birisi oldu. Ayrıca yerli halkın Mehmetçiği büyük bir sevinçle karşılaması operasyonun sivil halk konusunda gösterdiği hassasiyeti bariz olarak ortaya koymuş oldu.

Medeniyetimizin gereği olarak sivil halka sahip çıkılması, şehirdeki terör hedefleri dışındaki sivil binaların yakılıp yıkılmaması bizim Suriye’deki haklı davamızı ortaya koymuş oldu.

 

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X