Altan Kutucu
Altan Kutucu

EuroLeague normal sezon değerlendirmesi…

Köşe Yazısını Dinle

Sezonun hayal kırıklığı yaratan isimlerine ve takımlarına bir bakalım; EuroLeague’de son 2 sezonun şampiyonu Anadolu Efes; üst üste gelen 2 kupanın ardından kadrosuna Will Clyburn’ü eklediğinde yeni sezon için beklentiler epey artmıştı. Larkin, Micic ve Clyburn gibi 3 yıldızı bir araya getiren Efes, 2022-23 sezonu için üst üste 3. şampiyonluğu kazanıp modern EuroLeague tarihinde bir ilki başarma hedefiyle yola çıkmıştı. Ancak temsilcimiz için 2022-23 sezonu, beklentilerin çok altında geçti. Larkin’den sezonun ilk yarısında sakatlığı nedeniyle faydalanamayan Efes, bu süreçte Micic ve Clyburn’ün önderliğinde ayakta kalmaya çalıştı.

Efes için işleri zorlaştıran nokta ise yan parçalardan bir türlü istikrarlı katkı alınamaması oldu. Kadroya eklenen Polonara, Zizic, M’Baye gibi oyunculardan istikrarlı katkının gelmemesi, Micic ve Clyburn’ün omuzlarındaki yükün çok artmasına neden oldu. Hem EuroLeague, hem de BSL’de neredeyse her maç 30 dakikanın üzerinde süre alan bu ikili, fiziksel yıpranmanın etkilerini özellikle sezonun 2. yarısında hissetti. Larkin döndüğünde de işler bir türlü düzelmedi. Bu duruma ek olarak takım savunmasında yaşanan büyük sorunlar, Anadolu Efes için malum sonun habercisi oldu. Sezon başında çoğu kişi tarafından Avrupa basketbolu tarihinin en potansiyelli hücum takımı olarak görülen Efes, bu sezon maalesef potansiyelinin yanına yaklaşamadı ve 17 galibiyet ve 17 yenilgi ile 11. olarak play-offların dışında kaldı.

Geçtiğimiz sezon EuroLeague play-offlarında Anadolu Efes ile eşleşen Olimpia Milano, saha avantajıyla girdiği serinin sonucunda 3-1’le elenince hayal kırıklığı yaratmıştı. Bu sonucun ardından İtalya ligi şampiyonluğuna rağmen kadrosunu neredeyse baştan aşağı yenileyen koç Messina’nın ekibi, yaptığı flaş transferlerle bir anda yaz döneminin en hareketli takımı oldu. Kadrosunu Kevin Pangos, Naz Mitrou-Long, Brandon Davies, Billy Baron, Johannes Voigtmann, DeShaun Thomas ve Stefano Tonut gibi birbirinden değerli oyuncularla güçlendiren Milano, sezon başında F4 ün en büyük adaylarından biri olarak görülüyordu. Muhtemelen sezon başında biri şu kadronun play-off yapamayacağını söylese çoğu kişi buna gülerdi. Takımın ana parçalarından Shavon Shields’ı sezon başında sakatlığa kurban veren koç Messina’nın ekibi, savunmada fena işler çıkarmamasına karşın beklenen hücum ritmini epey uzun süre yakalayamadı. Haftalar boyunca EuroLeague’in açık ara en kötü hücum takımı olarak dibe vuran Milano, üst üste mağlubiyetlerle bir ara son sıraya kadar geriledi. Bu süreçte Shields’ın yanı sıra çok büyük umutlarla transfer edilen Kevin Pangos’un ve Billy Baron’ın da sakatlanması, elbette İtalyan temsilcisinin hücum gücünü epey olumsuz etkiledi. Koç Messina’nın ekibi için sezonun gidişatını bir nebze tersine çeviren hamle ise Shabazz Napier oldu. Sezon ortasında kadroya eklenen Napier, kısa süre içerisinde müthiş bir performans ortaya koyarak neredeyse tek başına Milano’yu bambaşka bir takım haline getirdi. ABD’li yıldızın önderliğinde üst üste maçlar kazanan Milano, son sıralardan kurtularak yeniden play-off için ümitlendi. Öte yandan sezonun ilk yarısı İtalyan temsilcisi için o kadar kötü geçmişti ki alınan üst üste galibiyetler, Milano’nun play-off tablosu içerisinde yer alması için yeterli olmadı.

Sonuç olarak sezona çok büyük beklentilerle giren Olimpia Milano, 15 galibiyet, 17 yenilgi ile 12. olup play-offların dışında kalarak büyük hayal kırıklığına sebep oldu.

EuroLeague’de son yılların açık ara en çok hayal kırıklığı yaratan ekibi olan Panathinaikos, artık kötü gidişata bir dur demek istiyordu. Geçtiğimiz sezon içerisinde şubeden sorumlu iki isim Dimitris Diamantidis ve Fragiskos Alvertis’in görevlerine son veren başkan Giannakopoulos, yeniden işlerin başına dönerek yeni bir yapılanmaya imza atmak istiyordu. Bu doğrultuda Kızılyıldız’ın koçu Dejan Radonjic’i göreve getiren Yunan devi, kadroya da çok sayıda dikkat çekici ekleme yaptı. Bu süreçte Marius Grigonis, Andrew Andrews, Derrick Williams, Paris Lee, Georgios Kalaitzakis, Mateusz Ponitka, Nate Wolters ve Arturas Gudaitis gibi çok sayıda transfere ek olarak sezon başında Dwayne Bacon’ı da kadroya katarak bombayı patlattı. Yine de yapılan bunca takviyeye ve baştan aşağı oluşturulan yeni kadroya rağmen hayal kırıklığı yaratan sonuçların ötesine geçemedi. Bir türlü kafasındaki basketbolu takımına yansıtamayan koç Radonjic, görevde kaldığı süre boyunca çok yoğun eleştirilere maruz kaldı. Özellikle takımın neredeyse tamamen Dwayne Bacon’ın birebirlerine bağlı bir hücum kurgusuna sahip olması, Panathinaikos’un hücumdaki potansiyelinin çok azalmasına ve üst üste mağlubiyetlerin gelmesine sebep oldu.

Beklenenden çok daha erken şekilde play-off yarışından kopan Yunan devi, alınan üst üste kötü sonuçların ardından beklendiği üzere sezon ortasında koç Radonjic ile yollar ayrılırken, yerine gelen Christos Serelis de dertlerine derman olamadı. Taraftarlar için yaşanan hayal kırıklığını tavan yaptıran nokta ise ezeli rakipleri Olympiakos’un hem EuroLeague’de, hem de Yunanistan Ligi’nde son derece dominant bir performansla zirveyi alması oldu. Açıklandığı üzere seneye Ergin Ataman ile başarıyı yakalamaya çalışacaklar. Başkan Giannakopoulos ile Ergin Ataman birlikteliği her açıdan ilginç olmaya aday bir durum.

EuroLeague’de geçtiğimiz sezonun hayal kırıklığı yaratan takımlarından ASVEL; yeni bir yapılanmaya giderek kadrosunu neredeyse baştan aşağı yeniledi ve bu süreçte çok sayıda dikkat çekici hamleye imza attı. Joffrey Lauvergne, Jonah Mathews, Retin Obasohan, Parker Jackson-Cartwright, Anthony Polite, Yves Pons ve Amine Noua gibi isimleri transfer eden koç TJ Parker’ın ekibi, bu isimlerin yanı sıra Fenerbahçe’den ayrılan De Colo’yu da kadrosuna katarak büyük ses getirdi. Kadroya yapılan iddialı, maliyetli ve potansiyelli takviyelerin ardından ASVEL, sezon boyunca play-off yarışının bir parçası olmayı hedefliyordu. Buna karşın yaşanan istikrar problemleri, sakatlık sorunları ve koç TJ Parker’ın yetersizliği, ASVEL’in korkunç bir EuroLeague sezonunu geride bırakmasına neden oldu. Sezonun ilk yarısında Jackson-Cartwright’tan savunmada neden olduğu zafiyetler nedeniyle çok az faydalanabilen Fransız ekibi, net bir oyun kurucunun eksikliğini bariz şekilde hissediyordu. Sezon ortasında yapılan Dee Bost takviyesi bu noktada kısa süreliğine sonuç verse de yeterli olmadı. Takımın en skorer ismi de Colo’nun takım arkadaşlarından yeterince destek alamaması, ASVEL’in başlarda vadettiği hücum potansiyelinin çok uzağında kalmasına neden oldu. Özellikle sezonun ikinci yarısında üst üste mağlubiyetler alan Fransız ekibinin öz güveni de sonlara doğru iyice dibi gördü. EuroLeague’de çıktığı son 13 maçın hepsini kaybeden koç TJ Parker’ın ekibi, korkunç bir rekora imza atmak üzereydi ki sezonun bitmesi imdatlarına yetişti. Play-off yarışında yer alma beklentisiyle girdiği sezon büyük bir hayal kırıklığı bitti. Bu süreçte en çok eleştirilen son 3 yıldır takımın başında yer alan TJ Parker’ın koçluk performansıydı. Sezonun ikinci yarısında takımının yaşadığı çöküş sürecinin önüne hiçbir şekilde geçemeyen Parker, muhtemelen abisi Tony Parker takımın sahibi olmasaydı çoktan kovulmuştu.

Fenerbahçe, yazın kadrosunu çok sayıda yeni oyuncuyla takviye etti. Yapılan yeni transferlerin içerisinde en çok dikkat çekeni ise hiç şüphesiz Nemanja Bjelica’ydı. Daha önce 2013 ile 2015 yılları arasında da sarı lacivertli formayı giyen Bjelica, bu süreçte kariyerinin zirvesine çıkmış ve NBA serüvenine adım atmadan önce Euroleague’de 2014-15 sezonunun MVP’si seçilmişti. Aradan her ne kadar yıllar geçse de Bjelica’nın transferi ortaya çıktığı ilk andan itibaren büyük heyecan uyandırdı. Çoğu kişi Bjelica’dan yeniden inşa edilen kadronun en önemli yıldızlarından biri olmasını bekliyordu. Ne yazık ki Bjelica transferi, Fenerbahçe için şu ana kadar çok büyük bir hayal kırıklığı oldu. Yazın Sırbistan Milli Takımı’nda sol bacak kalf kasından sakatlanan 34 yaşındaki Bjelica, tam döndü dönecek derken sakatlığının sürekli nüksetmesi nedeniyle 6 ay boyunca sahalardan uzak kaldı. Uzun süren bekleyişin ardından sahalara döndüğünde ise Sırp oyuncu, performansıyla çok büyük hayal kırıklığına neden oldu. Artık ilerleyen yaşı ve yaşadığı sakatlıkların ardından ayakları iyice yavaşlayan Bjelica, savunmada neden olduğu çok büyük zafiyetler nedeniyle parkede çok sınırlı dakikalar alabildi. Geri döndükten sonra bir kez daha sakatlığı nükseden Bjelica’nın Fenerbahçe’yle olan sözleşmesi 2024 yazında sona erecek. (Sezon Ortalamaları: 7 maç, 2.7 sayı, 2.1 ribaund, 0.9 asist)

Eurolig’de geçtiğimiz sezonu temsilcimiz Fenerbahçe Beko’nun formasıyla geçiren Achille Polonara; zaman zaman etkili performanslara imza atsa da genel olarak beklentilerin altında kalmıştı. Yazın Fenerbahçe’den ayrılarak Anadolu Efes’e transfer olan Polonara’dan çoğu kişi beklenen etkiyi Efes formasıyla yapmasını bekliyordu. Öte yandan İtalyan forvet, öylesine korkunç bir Anadolu Efes serüveni geçirdi ki Fenerbahçe Beko dönemini mumla arattı. Bu noktada Efes döneminde epey hayal kırıklığı yaratan bir üçlük yüzdesi tutturan Polonara, koçu Ataman’ın beklediği katkıyı bir türlü sağlayamadı. Hücumda beklenen katkıyı veremediği için savunma defoları iyice ön plana çıkan İtalyan forvet, kısa süre içerisinde sürelerini M’Baye’ye kaptırdı ve zamanının çoğunu kenarda geçirmeye başladı. Yarattığı büyük hayal kırıklığının ardından sezon ortasında takımdan ayrılan Polonara, Zalgiris’e transfer olarak belki de son bir kez daha Eurolig sahnesinde şans buldu. Zalgiris’te Rolands Smits’in yedeği olarak maç başı yaklaşık 15 dakika sahada kalan Achille Polonara, play-offlarda bambaşka bir performans ortaya koymadığı takdirde Eurolig sahnesinde pek tutunabilecekmiş gibi gözükmüyor. (Sezon Ortalamaları: 17 maç, 4.8 sayı, 4.3 ribaund, 1.1 asist)

Seviye Atlayan Oyunculara bakarsak; Partizan’ın başarılı pivotu Mathias Lessort Zeljko Obradovicin elinde bu yıl belki de ligin en iyi pivotlarından biri haline geldi. 2017-18’de Kızılyıldız ile çok iyi bir yıl geçirmesine rağmen, Bayern ve Maccabi’de vasat bir performans göstermişti. 12.1 sayı, 7.1 ribaunt ile Lessort, Eurolig sezonunu hem toplam ribauntta hem de hücum ribauntlarında lider tamamladı. Ayrıca verimlilikde ikinci oldu. 8 maçta double-double ile 25 maçta çift haneye çıktı. Lorenzo Brown sıradan bir oyuncu değil, performansının sürekli yükselmesi de tesadüf değil. Kazan ile geçirdiği 2021-22 sezonundan ve EuroBasket şampiyonluğundan beri istikrarlı olarak yükseldi. Maccabi ile birlikte tam olarak taşlar yerine oturdu. İspanyol pasaportlu Amerikalı oyuncu ligin en iyi guardlardan biri olarak kendini kanıtladı. 16.5 sayı, 3.1 ribaund, 5.7 asist veya 16.7 verimlilik üretti. Takımına sahanın iki tarafında da etki ediyor, skor üretiyor, pas veriyor, top çalıyor, kısacası, her şeyi yapıyor. 26 maçta çift haneye çıkarken asist liderliğinde 5. sırada yer aldı.

Sezonun ikinci bölümünde bazıları için hayal kırıklığı yaratsa da, son sıradan play-offlara girmeyi başaran Fenerbahçe de Nigel Hayes-Davis’in bu yıl bir kariyer sezonu geçirmesini kim bekleyebilirdi ki? Amerikalı oyuncu birçok kişinin beklemediğini yaptı. 10.7 sayı, 4.4 ribaund, 1.5 asist, 1.2 top çalma, 13.7 verimlilik ile oynadı. 18 maçta çift haneye çıkarken sayı (26) ve verimlilik puanı (37) kariyer rekorlarını da kırdı. Üstelik bir kez de haftanın MVP’si seçildi.

Dzanan Musa Breogan ile İspanya Ligi MVP’si olduktan sonra Real’e imza attı. Ligdeki ilk büyük performansını bu yıl sergiledi. Musa; 15.5 sayı, 2.9 ribaund, 2.6 asist ile Real’in en istikrarlı oyuncusu ve en skorer isim oldu. Üstelik bu sezon üç kez haftanın MVP’si seçildi. NBA’de bile daha fazla deneyime sahip (Nets ile 49 maç). Eurolig’deki geleceği parlak ve zirveye nasıl ulaşılacağını bilen bir takımda forma giyiyor.

Maccabi’nin play-off oynamasında Brown önemli ise, arkasından Wade Baldwin geliyor. Tel Aviv takımıyla harika bir sezon geçiren 27 yaşındaki oyuncu, Eurolig deki en iyi sezonunu oynadı, 29 maçta 16.7 sayı, 3.6 ribaund, 5 asist yaptı. 25 maçta çift haneye çıktı ve Kızılyıldız maçında 38 sayıyla kariyeri rekorunu kırdı. İki kez haftanın MVP’si seçildi ve mart ayının MVP’si ödülüne de layık görüldü. Amerikalı oyuncu, Olympiakos formasıyla yanlış anlaşılan bir oyuncuydu. Şimdi ideal yerini buldu ve sürekli yükselen bir grafik çiziyor.

Partizan’ın Avustralyalı guardı Dante Exum; ilk olarak geçen yıl Avrupa’ya geldi. Barcelona’da ter döktü ve yaz aylarında kulüp değiştirmeye karar verdi. Obra bu fırsatı kaçırmadı ve 28 yaşındaki Exum’u kadrosuna kattı. Bu ikilinin ortaklığı, çok az kişinin bekleyeceği şekilde karşılığını verdi. Exum, 13.3 sayı, 2.4 ribaund, 2.8 asist kaydetti. 24 maçta çift haneye çıkarken 27. haftanın MVP’si seçildi. Partizan’ın oyunu üzerindeki iki yönlü etkisi açık ve önemli. Takımına enerji ve birçok çözüm sunuyor.

Tabii bu listeye ekleyebileceğim Markus Howard, Johnathan Motley ve Darius Thompson gibi çaylak oyuncular da var ancak onların önlerinde uzun yıllar ve sezonları var.

Normal sezonun istatistik liderleri ise şöyle oldu; Sayı; 1-Sasha Vezenkov (Olympiakos) 17.6, 2-Wade Baldwin (Maccabi) 16.7, 3-Will Clyburn (Anadolu Efes) 16.7, 4-Dwayne Bacon (Panathinaikos) 16.6, 5-Lorenzo Brown (Maccabi) 16.5 sayı. Ribaund; 1- Mathias Lessort (Partizan) 7.3, 2-Sasha Vezenkov (Olympiakos) 7.1, 3-Walter Tavares (Real) 6.5, 4-Youssoupha Fall (ASVEL) 6.1, 5-Josh Nebo (Maccabi) 6.1 ribaund. Asist; 1- Darius Thompson (Baskonia) 6.7, 2-Milos Teodosic (Bologna) 6.0, 3-Kostas Sloukas (Olympiakos) 5.9, 4-Thomas Walkup (Olympiakos) 5.9, 5-Lorenzo Brown (Maccabi) 5.7 asist.

Gelelim bana göre normal sezonun en başarılılarına; sezon başında ilk 6 takım içinde bile konuşulmayan Bartzokas’ın Olympiakos’u ligi uzun süre önde götürüp lider bitirmesi ve pek çok istatistikte önde olması sebebiyle ve Obradovic’in düşük bütçe ve kadro darlığına rağmen müthiş oyunlar oynayan Partizan’ı en başarılı iki takım olarak öne çıkıyorlar. Yılın Koç’u ise açık ara tartışmasız olarak Zeliko Obradovic idi. Sezonun Sürpriz takımı ise bana göre kimsenin bu yerlere geleceğini tahmin etmediği Zalgiris oldu.

Yılın hayal kırıklığı takımı; hiç şüphesiz Anadolu Efes, plase ise Milano oldu. Sezonun en müthiş salon atmosferi de Partizan’ın Stark arenası idi, kendi YouTube kanallarını izlerseniz tüyleriniz diken diken olarak bu büyüleyici yeri çok daha net anlayabilirsiniz.

Normal sezon ilk beşi ise; Brown (Maccabi)-Punter (Partizan)-Musa (Real)-Vezenkov (Olympiakos) ve Lesort (Partizan), ikinci beş; Walkup (Olympiakos)-Baldwin (Maccabi)-Brazdeikis (Zalgiris)-Ladey (Partizan)-Tavares (Real).

Sezonun en iyi çıkış yapan oyuncusu Partizan’lı Mathias Lessort idi. Hayal kırıklığı yaratan oyuncu ise bence Milano’lu Kevin Pangos oldu. En iyi 6. adama bakarsak; Elie Okobo (Monaco) ve Marko Guduric (Fenerbahçe) öne çıktılar.

En keyif veren oyuncu ise; Baskonia dan Darius Thompson oldu. Bana göre normal sezon da MVP ise Olympiakos’lu Sasha Vezenkov oldu.

İlginç bazı notlar ile bu uzun değerlendirmeyi bitireyim. En iyi sosyal medya figürü; Günümüzde sosyal medya kullanmanın doğru ya da yanlış bir yolu yok. Herkes dikkat çekmek için uğraşıyor, Panathinaikos’un forveti Dwayne Bacon, bu sezon hayranlarıyla çok sayıda Soru-Cevap oturumu düzenledi. Panathinaikos’a imza atmak istediğini ilk kez burada dile getirdi ve ayrıca çocuklarından uzak olmanın psikolojik yükü hakkında konuştu. Akıl sağlığının nihayet ön planda tutulduğu bir dönemde, sosyal medyayı bir çıkış noktası olarak kullanmak ve hayranlarla arada hiçbir engel olmadan iletişim kurmasında ki cesaret nedeniyle kutlanması gereken bir oyuncu.

Hayranlarla en iyi kutlama; Muhtemelen Belgrad için gerçekten egzotik bir yazım olan Fort-de-France, Martinik’te doğdu. Lessort, “Grobari”den tonlarca sevgi gördüğü ve onlara sadece sahadaki performanslarıyla değil, sonrasında onlarla kutlama şekliyle de karşılığını verdiği için şimdiden Partizan taraftarlarının folklorunun bir parçası. Tipik olarak, Stark Arena’daki bir maçın ardından, Mathias Lessort‘un davul çaldığını ve kalabalığa katılıp anın tadını çıkarmak istediğini görürsünüz.

Sezon boyunca pek çok ilginç söz söylendi, ancak hiçbir şey, Bayern başantrenörü Andrea Trinchieri‘nin kendi tarafının savunma çabalarını X dereceli filmlerinkiyle karşılaştırdığı kadar alaycı bir gülümsemeye neden olmadı: “Bire bir savunmamız yakındı. Pornografiye.” Bu yorum, Bayern’in Valencia Basket’te 82-73 kaybetmesinden sonra geldi ve Koç Trinchieri’nin büyüleyici dünyasına bir başka bakış açısıydı.

Efsanevi San Antonio Spurs teknik direktörü Gregg Popovich’in EuroLeague’deki versiyonu olan Trinchieri’nin maçlardan önce, maç sırasında veya sonrasında yaptığı hızlı röportajlarda yer aldığı başka komik anlar da vardı.

En iyi oyun sonrası flaş röportajlar; Ergin Ataman, Trinchieri ile yakın bir rekabet içindeydi, ancak Efes koçunun her zaman filtresiz, cesur ve kısa açıklamalarda bulunan konuşma tarzı, manşet olmaya çalışan her muhabir için idealdir. Bazı durumlarda, Ataman’ın yorumlarının ardındaki anlam belirsizdir, örneğin, Efes’in ALBA Berlin’e yenilmesinin ardından yarış dışı kaldığını ima ederek, play-offlar da oynayacak takımlara vaktinden önce iyi şanslar dilediğinde olduğu gibi. Sadece hayal kırıklığına uğraması ve bunu gerçekten düşünmesi miydi, yoksa yıldızlarına son bir doz motivasyon verme umuduyla başka bir zekice akıl oyunu muydu?

En iyi oyun öncesi giriş; Olympiakos’un resmi sosyal medya hesaplarında artık bir gelenek haline gelen görüntüleri görmüşsünüzdür. Maç başlamadan hemen önce oyuncular birer birer soyunma odasından çıkarlar ve arenaya girmeden önce koridorda toplanırlar. Sezon ilerledikçe ve Olympiacos daha fazla maç kazandıkça işler daha da kızıştı, havlamalar duyuldu ve oyuncuları ateşlendirmek amacıyla itişmeler giderek daha agresif hale geldi.

En iyi oyun öncesi/sunum şovu; Kapalı gişe bir arenaya sahip olmak, maç öncesi bir sunumun her zaman daha havalı görünmesine yardımcı olur. Herkesi gaza getirmek için tutkusu ve eğitimi olan Litvanyalı aktör Andrius Ziurauskas‘lı sunum ve evde izleyenlerin yanı sıra katılanlar için bir gösteri haline gelir. Sonuçta, Litvanya’da basketbol ülkenin resmi olmayan dinidir ve Ziurauskas, yaklaşık 20 yıldır Zalgiris maçlarının spikeridir.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X