Kıymetli okurlarım. Genellikle obezite, şeker hastalığı ve beslenmenin insan sağlığına olan etkilerine dair yıllarca bu köşede sizlere yararlı olmaya çalışıyorum. İnsanoğlu ölümlüdür. Ancak bize biçilen süre içerisinde sağlıklı yaşamak kadar kıymetli hiçbir hazine yoktur. Damdan düşenin halini damdan düşen anlar. Ne yazık ki buradan düşmeden bazı şeyleri anlamakta güçlük çekiyoruz. Damdan düşmeden de hayatımızı sürdürmemiz mümkündür. Covid-19 pandemisi ile ilgili dünya kadar bilgiye sahipsinizdir. Ama aşağıda yazacaklarım bir kez daha tekrar olsun ve olayın ciddiyetini teyit etsin.
Koronavirüs hastalığı 2019 veya kısa adı ile Covid-19, insanların genellikle solunum sistemini etkileyerek hafiften ağıra bazı semptomlar gösteren bulaşıcı bir viral hastalıktır. Klasik olarak ateş (%83-99 vakada), öksürük (%59-82 vakada), nefes darlığı (% 31-40 vakada) belirtilerini gösterir. Ayrıca daha nadir olarak kas ağrıları, ishal, balgam da bu hastalık seyrinde görülebilir. Merkezi sinir sistemini tutan vakalarda koku duyusu kaybı ile birlikte beyindeki solunum merkezi tutularak da solunum sıkıntısına neden olabildiği gösterilmiştir. Çin’de 44 bin kişi üzerinde yapılan bir çalışma şunu kanıtlamıştır ki şeker hastalığı, kalp ve damar hastalıkları, hipertansiyon ve kronik solunum yolları rahatsızlıkları olanlarda ölüm 5 kat daha fazladır. Son yapılan çalışmalar obezlerin de bu konuda ciddi risk altında olduğunu kanıtlamıştır.
Virüs ile karşılaşma sonrası (genellikle öksürük sonrası saçılan damlacıklardan veya bunların bulaştığı eşyalar ile temas sonrası yeterli temizliğe dikkat edilmemesi ile insandan insana bulaşır) ortalama 5 gün içinde belirtiler ortaya çıkmaktadır. Maske kullanımı viral bulaşmayı belirgin oranda azaltır. Vakaların büyük bir çoğunluğu virüsü taşıdığından habersiz olduğu için maske büyük bir korunma aracıdır. Ellerin yüz bölgesine virüsü taşıması sözkonusu olacağı için elerin temizliği ve sıkça söz edilen korunma mesafesinin sağlanması bulaşmanın önlenmesi açısından çok önemlidir.
YAZIKLAR OLSUN
Sağlık çalışanları birer birer hizmet verirken ölüyor, polisim nöbet sonrası bile mesai yapıp uyarıyor, televizyon ve diğer medya kuruluşları sık sık gündeme getiriyor ancak buna rağmen maske takma konusunda anlamsız ve cahilce bir özgüven gösterenlerimiz var. Kendisini düşünmeyen insanın başkasını düşünmesi zaten beklenemez. Ancak insan olmanın temel kuralı saygıdır. Bu yoksa sadece iki ayak üstünde durup gezebilen, anatomik olarak da insana benzeyen bir canlı oluveririz. Aklımızın alamayacağı kadar bir ciddiyetsizlik var ve ne ekersen onu biçersin ilkesi unutulup gidiyor. Ne yazık ki duyarlı insanlar da bu durumdan etkilenip zarar görüyor. Vicdanlar tuz buz olmuş. Maalesef hasta bir topluma gidişin göstergeleri kendisini ekranlarda ve sokaklarda belli ediyor.
Sadece derin nefes alıp 40 saniye içinizde tutun eğer tutabilirseniz. Zaten obezitenin alıp başını gittiği, sigara içme oranının genç yaşlara indiği, hareketsiz yaşamın hüküm sürdüğü insanımda bunu becermek çok kolay değildir ama yine de deneyin. Nefesinizi tutarken son saniyelerde yaşadıklarınızı yaşadıkları için insanlar yoğun bakım ünitelerine alınıyorlar. Lütfen etkinliği bir çok çalışma ile kanıtlanan maskelerinizi takıp sosyal mesafe kurallarına uyun. Umudunuzu kırmayın, umutları da kırdırmayın. Ülkemizden bu illeti sileriz. Ama hep birlikte göstereceğimiz gayret ile bu gerçekleşir.
“İnsanların umutları ile oynama, belki de sahip oldukları tek şey odur” diyor koca bilge Konfüçyüs.