Dr. Mete Ekşioğlu
Dr. Mete Ekşioğlu

Bardağı taşıran son damla

Köşe Yazısını Dinle

Kıymetli okurlarım. Bu deyim genellikle kişilerin sabredip sabredip artık dayanacak gücü olmadığında gösterdikleri tutum ve davranışlar anlamına gelmektedir. Fizik kuralı olarak da şunu örnek verebiliriz: Bir sıvının yüzey katmanı aynı bir zar gibi davranır. Bu gerilim, sıvının içerdiği moleküllerin tipi, sayısı, sıcak veya soğuk olması gibi bir takım özellikler ile artış veya azalış gösterebilir. Bir bardağa ağzına kadar su doldurduğumuzda son bir damla daha su koyarsak suyun yüzey gerilimi bu ağırlığı taşıyamaz hale gelir. Yüzeyde bombe yapmış olan su bir miktar dışarı taşar. Gelelim bu örneği neden verdiğime…

Günümüzde halen büyük bir çoğunluğun görünüm bozukluğu olarak algıladığı obezite de bir gün mutlaka bardağı taşıran son damla ile vücudunuza ihanet ettiğini sizlere gösterecektir. Eski zamanlarda bizi obez yapan gıda maddeleri (nasıl gıda ise!) daha azdı. Gıdaların besleyici özellikleri daha fazla idi. Yani boş kaloriden zengin maddeler öğünlerimizi oluşturmuyordu. Oysa şimdilerde öylemi?

Beynimizde bulunan opioid ve kannabinoid algılayıcıların uyarılması bizleri mutlu eder. Bu algılayıcılar ağrıyı hafifleten, bizi sakinleştiren maddeler salgılarlar. Bu nedenle bu maddelerin salınmasına neden olan gıdaları (un, trans yağ ve şeker içeriği yüksek besin maddeleri) çok tüketir olduk. Üzüntüler, sıkıntılar, bıkkınlıklar, iş konusundaki başarısızlıklar, hayal kırıklıkları, endişeli haller bizleri bu gıdalara daha çok yönlendirir oldu. Aç olmasak bile yiyoruz. Yani kendimizi zehirleyerek, obez yaparak mutlu olmanın peşine düştük. Oysa sağlıklı vücutta sağlıklı gıdaların alınması zaten uzun vadede beynimizin aradığı durumdur ve bizi mutlu edecektir. Eskiden köylerde yaşayan ve halen dünyanın bir çok bölgesinde yaşayan topluluklar mutlu ve sağlıklı bir ömrü bu nedenle sürdürmektedirler. Nişan, düğün, eğlence, sinema ve hatta cenazeler bile yemekler ile özdeşleşmiş. Oysa bizim genetik yapımız ancak aç olduğunda aynı doğada, yaban hayatındaki memeli hayvanlara benzer şekilde yemek yemeye programlanmıştır. Yani bizler kendi işletim sistemimizi bozuk programlar ile çalışamaz hale sokmaya başladık.

Günümüzde bizler çocukluktan itibaren yemek yemeye programlanmışız adeta. Bunu hangi esrarengiz eller yapıyor bu ayrı bir makale konusu, ama iyi beceriyorlar. Çocuk bisikletten düşüyor, dizi kanıyor ve ağlamaya başlıyor. Anne veya baba ağrısını unutsun diye eline tat duyusunu okşayacak bir madde veriyor. Bu genellikle çikolata olmaktadır. Bu şekerli besin size ağrınızı unutturuyor ve zamanla her acı ile karşılaştığında acısını o tip gıdalar ile gideren bir kişilik ortaya çıkıyor. Bunu özellikle anne ve babalara anlatmak istiyorum. Özellikle kız ergenlerde stresten kaçmak amacı ile bu tip gıdalara yönelmek ileride tehlikeli boyutlarda obez olan bir anne hazırlamak demektir ve bu kızlar tıkanırcasına yemek yiyen bir kadın olurlar.

Kıymetli okurlarım. Yıllarca bu köşeden kendi alanımda uyarılar yaptım. Obeziteyi anlattım. Obezitenin bir hastalık olduğunu ve asla bir görünüm bozukluğu olarak algılanmaması gerektiğini belirttim. Eğer amaç kilo vermek ise ben size 3 gün içerisinde 10-15 kilolar verdirebilirim. Bunu yapmayanlar da yok değildir. Ancak amaç sizi tehlikeye düşüren, sizlerde bir çok zararlı hormon benzeri maddeleri salgılayan, faydalı vitamin ve proteinlerinizi çalan ve kanser gibi kontrolsüz büyüyen yağ hücrelerinizi ortadan kaldırmaktır. Bu nedenle kilo vermek değil, obeziteyi tedavi etmek esastır.

Son damla nedir biliyor musunuz? İnsülin direnciniz varsa, karaciğeriniz yağlı ise, nefes alıp vermede zorlanıyorsanız hele hele geceleri uyku apneniz varsa hiç durmayın. Hemen kilonuzu verin. Bardakta kalan suyu çiçeklerinize dökmesinler.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X