Kıymetli okurlarım. Bunu üzülerek yazıyorum. Kitap okuma alışkanlığmız yok. Bazı gelişmiş ülkelerde kitaplara harcanan paralar kişi başı 100 dolarların çok üzerinde iken ülkemizde bu oran yılda yarım dolar civarında. Oysa yüce yaradanımızın ilk emri oku değil mi? Bunda bile samimi değilsek daha ne diyelim ki.

Edindiğimiz bilgilerin büyük bir çoğunluğunu artık sosyal medya aracılığı ile elde ediyoruz. Burada maalesef birçok cahilce ve aslı astarı belli olmayan bilgiler var. Bu bilgilerin kaynağını teyid etmeden paylaşan çok sayıda kişi var. Bizler de maalesef bilgi açısından donanımlı olmadığımız ve sorgulama gereği de hissetmediğimiz için bunları doğru zannediyor ve de sağlık ile ilgili olanlarını bizzat uyguluyoruz. Hastanelerden çıkmayan, en ufak bir ağrı hissettiğinde hekime koşanlar sosyal medyada turp suları, kavun kabuğu, sirkede bekletilmiş sarımsaklar ile kalp damarlarının temizlendiğinden bahsediyorlar. Yazık ki ne yazık.

Son zamanlarda karın yağlarını azaltmak için özellikle karın kaslarının çalıştırılması gerektiğine dair ciddi yazılar ile karşılaşmaktayım. Oysa onlarca abdominal yağı çok olan (göbekte aşırı yağ) hastam karın kaslarını zorladığı için karın ve göbek bölgesinde ameliyat ile düzeltilmesi gereken fıtıklar geliştirdiler. Egzersiz tartışmasız uzun ve sağlıklı bir yaşam için, yağlardan kurtulmak için düzenli olarak yapılması gereken aktivitelerdir. Karındaki yağları azaltmak için de egzersiz olmazsa olmazlardandır. Ancak karın hareketleri yapmak sadece karından yağ kaybetmek demek değildir. Çünkü tek bir noktadan yağ kaybetmeniz imkânsızdır. Bu konuda 2011 yılında yapılan mükemmel bir çalışmanın sonuçları var elimizde. Bu çalışmaya göre 6 hafta süre ile sadece karın egzersizlerini yapan kişilerde yapmayanlara göre karın yağlarında anlamlı azalma olmadı. Kişilere verilen gıdalar aynı idi. Burada sadece karın kaslarının bir miktar geliştiği bulundu. Sadece karın hareketleri yerine yürümek, koşmak ve yüzmek ciddi oranda karın yağlarını azaltmaktadır. En önemli nokta ise şudur. Karın yağları kaybolduktan sonra egzersizlerin ömür boyu sürdürülmesi karında tekrar yağ birikimini engellemektedir.

EKMEK TERCİHİ

Fırınlarda birçok çeşidi sunulan ekmekte önemli olan şey glisemik indeks değerini düşürmek yani hızla kana şeker karışmasını engellemektir. Bunun dışında mutlaka besleyici değerlere sahip olması gerekmektedir. Kabaca bunu şöyle açıklayabiliriz. Öncelikle tam tahıllı olması önemlidir (kepek, endosperm ve tohum kısımları içerir). 1 orta dilim ekmekte (30 gram) en az 2 gram lif ve 3 gram veya daha fazla protein olması bu ekmeğin tercih edilmesini gerektirir. Yine de ekmekte aşırıya kaçılmaması önemlidir.

OMEGA-3 YAĞ ASİTLERİNİN YARARLARI

Bu konuda daha önceleri çok sayıda yazı yazdım. Güncel olup pek bilinmeyen yararlarını da eklemek istiyorum. Omega-3 yağ asitleri başlıca EPA ve DHA denilen 2 ana yağ asidi içerirler.

1-Göz sağlığı üzerine etkilidirler. Retina denilen ve görmenin en önemli kısımlarıdan olan göz tabakasında bol oranda DHA bulunur. Omega-3 körlüğün en önemli nedenlerinden olan maküler dejenerasyonu önlemektedir.

2-Anne karnında ve doğduktan sonra bebeklerin beyin gelişimi üzerine çok olumlu etkileri vardır.

3-Hiperaktivite bozukluklarının tedavisinde kullanılmaktadırlar.

4-Birçok tıp merkezinde otoimmun hastalıkların tedavisinde ek olarak kullanılmaktadırlar.

5-Şizofreni ve bipolar bozuklukların tedavisinde bazı merkezlerde kullanılmaktadırlar.

6-Bazı bunama türlerinde (Alzheimer gibi) ve kanseri önlemede kullanılmaktadırlar.

7-Çocuklardaki astım ataklarını azaltabilmektedirler.

8-Karaciğer yağlanmasının tedavisinde kullanan hekimler vardır.