Dr. Mete Ekşioğlu
Dr. Mete Ekşioğlu

Bugün olmazsa yarın

Aristo der ki, ‘En büyük suçlar zaruri olanı değil fazla olanı elde etmek istediğimiz için işlenir.’ Yani eskilerin dediği doğru. Her şeyin fazlası zarar…

Ben vücudun yağlanması ile ilişkilendireceğim yazımı tabii ki. Erişkin bir erkeğin vücudunda bulunması gereken yağ oranı maksimum % 16, kadında ise % 20’dir. Bu oranı daha az gösteren çalışmalar da var. Yağ dokumuz ne kadar artarsa vücuttan alacağınız verim de dikenlik, çalılık miktarı çok olan bir bahçeden alacağınız verim gibidir.

Hekimleri eleştiren çok hasta görmüşsünüzdür. İyi hekim, eh işte veya berbat, bir şeyden anlamıyor, az daha canımızdan oluyorduk gibi. Peki ya hastalar. Bugün de onları eleştirelim. Hekim, hemşire, ve diğer sağlık çalışanlarına yapılan saldırılara değinmeyeceğim çünkü köşem yetmeyecek.

Hastalar muayeneye geldi. Kan şekeri yüksek ve obez olanları ele alalım. Muayene ve tetkikler bitti. İlaç ve önerilerinizi sıralıyorsunuz. Tatlıyı kes yoksa bu şeker ve yağlanma seni ciddi sıkıntılara sokacak dediniz. Bakın şimdi nasıl bir gruplaşma çıkıyor ortaya. A grubu: Hasta tamamen sizi dinler, dediklerinizi uygular. B grubu: ilk 10 gün korktuğu için sizi dinler ve bu günler içinde bir miktar da rahatlar. Yavaş yavaş kaçamaklar başlar ve eskisinden daha fazla yemeye başlar. C grubu: daha doktordan çıkar çıkmaz bir pastaneye gider. Tatlısını yer, ardından da restorana gider.

Bir müddet sonra A grubu hastalar rahatlamıştır. Daha zinde kalkar, etrafındakilerden hep olumlu şeyler duyar, önceleri nefes nefese yaptığı iş artık onun için basit hale gelmiştir. Doktora, ilaca pek ihtiyacı kalmaz. Diğer guruptakiler ise tansiyon yüksekliği, şekerin fazla artması, şiş karınlarından dolayı rahat nefes alıp verememe (ve buna bağlı gece gelen göğüs ağrısı ve ertesi gün bitkin hissetme) belirtileri ile kalp krizlerine, felçlere, kanserlere yakalanırlar. Bazıları yatalak olur, bazıları ani olmak üzere ölürler.

Kurtulanlar tekrar doktora giderler. B grubundakiler bu kez gerçekten korkmuştur. Hekim ne derse can kulağı ile dinler ve bayağı bir süre ilaçla sonra da belki ilaçsız olarak yaşamlarına devam ederler. C grubundakiler de korkmuştur. Hekimi dinlerler ama 10-15 gün sonra yine kuralları bozarlar. Bu gurubun sonu kaçınılmazdır. Ama unutulmaması gereken bir gerçek de hastanın çektiğinin kat katını hasta yakınlarının çektiği gerçeğidir. Onların ne günahı var sen boğazımı tutamadın, işin ehlinin önerilerine kulak asmadın diye…

Anadolu’da bir söz vardır. Allah ettiğini yarına bırakır ama yanına bırakmaz. Bu, genelde yapılan kötülükler ile ilişkili bir sözdür. Ama boğazımızı çöp tenekesinin kapağı, midemizi ve bağırsaklarımızı da çöp tenekesi haline getirirsek bize teslim edilen bedene kötülük yapmıyor muyuz?

Bu dünyada bazıları fark etmese de mükemmel bir adalet sistemi var. Ona ilahi adalet diyoruz. Bizler bozmaya çalışsak da o dirhem şaşmıyor. Onun içindir ki ne koyarsanız aşınıza, o geliyor kaşığınıza.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X