8 mayıs 2018 Tarihinde ABD’li, Bastry Üniversitesi öğretim görevlilerinden Dr.Michael Murray İstanbul’da idi. Murray doğal beslenme konusunda dünyadaki sayılı uzmanlardan birisidir.
Uzun saatler boyu hiçbir noktasını atlamadan ve büyük bir dikkatle kendisini dinledim, sorularımı sordum ve ertesi gün Olay TV ekranlarından canlı yayında bu toplantıdan edindiğim en güncel bilgileri izleyenlerimle de yaklaşık 2 saat boyunca paylaştım.
Dr. Murray’ın en dikkat çekici cümlelerinden bir tanesi şu idi: Her ne kadar Tip 2 şeker hastalığının beslenmenin düzenlenmesi ile ortadan kalkacağını söyleyen bilim adamları olsa da (ki bunun çok iddialı olduğunu her zaman söyledim) durum öyle değil.
Çevresel toksinler, ağır metaller, solventler, kimyasal çözücüler, yanmaya karşı koruyucu olan maddeler, pestisitler, herbisitler ve daha nice pek çok bizlerin ürettiği maddeler de şeker hastalığına neden oluyor. Biz gıdalarımıza ne kadar dikkat edersek edelim kirlettiğimiz dünya bizden intikamını bir şekilde alıyor.
Dr. Murray şöyle diyor: Şu an insan sağlığına en büyük tehdit ne süper viruslar ne de şeker. En büyük tehlike etrafımızda bizimle iç içe olan binlerce kimyasal madde bizleri çok ciddi tehdit edip sağlığımızı bozuyor. Vücudumuzun toksik maddeler ile baş edebilme kapasitesi sınırlı.
Bir gariban karaciğer hangi bir işe koşsun. Kan mı yapsın, vitamin mi depolasın, enerji mi üretsin, protein mi yapsın yoksa kirlettiğimiz bedenlerimizi mi temizlesin.
Bu kadar işinin arasında bir de un, şeker ve trans yağ bombardımanına tuttuğumuz bu kıymetli organımız böylece artık 12- 13 lü yaşlarda ileri derecede yağlanmaya, fonksiyon görmemeye başlıyor. Artık ABD’de siroz hastalığı alkol ve sarılıktan değil ileri derecede yağlanmış karaciğerden dolayı oluşuyor.
Gebe bir annenin kordon kanında bile ortalama 150-180 sentetik madde daha ilk nefesini almamış, gözünü dünyaya açmamış yavrunun bedenine girip çıkıyor. Kendi ellerimiz ile dünyamızı mahvettik.
Pek çok konunun anlatıldığı bu toplantıda Türkiye’nin çeşitli illerinden gelmiş 650 civarında katılımcı vardı. Konulardan bir tanesi de leblebi, çekirdek gibi tükettiğimiz ve adını mide koruyucu olarak koyduğumuz bazı ilaçları ilgilendiriyordu.
Daha önceleri hem canlı yayınlarda hem de bu köşede dile getirdim. Midemizi koruduğunu zannettiğimiz bu ilaçlar aslında bizleri yavaş yavaş öldürüyor.
ABD’de reçetesiz olarak da satılan bu ilaçlar kırık riskini artırıyor, vitamin ve mineral eksikliklerine sebep oluyor, böbrekleri hasarlıyor, zatürre riskini artırıyor ve doğal antioksidanımız olan ve vücutta yapılan NO dediğimiz maddenin yapımını azaltıyor.
NO denilen madde damarlarımızı koruyan en önemli maddelerden biridir. Bu maddenin yapımı azaldığında kalp, beyin ve böbrek damarlarının bozulabileceği ve erken ölümlerin görülebileceği çok aşikar. Dr. Murray’a göre bu ilaçlar 5 yıl içinde ortadan kalkacak.
8 saatlik konferansta konuya nasıl başlamıştı Dr. Murray biliyormusunuz? Besinler bizim en iyi ilacımızdır diyerek. 5 yıldır hep bunu yazıyorum. Faydam olduysa ne mutlu bana.