Dr. Mete Ekşioğlu
Dr. Mete Ekşioğlu
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Domates suyu

Köşe Yazısını Dinle

Kıymetli okurlarım. En güncellenmiş hali ile domates ve özellikle de domates suyunun yararları hakkında sizlere bilgiler aktarmak istedim. Gençlerimizin, çocuklarımızın sağlığına darbe vuran ve ne yazık ki ellerden düşmeyen bazı içeceklerin yerine bu faydalı içeceği almak bakın ne yararlar sağlayabilir. Yararlı olacağını umar, sağlıklı günler dilerim.

Son zamanlarda özellikle önemi daha da ortaya çıkan domates ülkemin insanı için önemli besin kaynaklarından biri. Salçası, suyu, kendisi bir çok mikro gıdayı içermektedir. Gönül ister ki ata tohumundan üretilsin, ilaç atılmasın. Bu tip domatesleri de semt pazarlarından, köy üreticisinden direk almak mümkün olabiliyor halen.

Domates suyu içerdiği bir çok vitamin ve mineral yanında özellikle çok güçlü bir antioksidan olan likopen adlı maddeyi de içerir. Likopen kaynatılmakla ölmez, ısıya dayanıklıdır. Kanserden koruduğuna dair bir çok çalışma olduğu gibi bazı kanserlerin tedavisinde de olumlu sonuçlar bildiren yayınlar vardır.

240 mililitre (bir su bardağı) domates suyu içerisinde günlük ihtiyacın % 74’ü kadar C vitamini vardır. A vitamini ise günlük ihtiyacın % 22’si kadardır. Bunların dışında günlük ihtiyacın yaklaşık % 10’u civarında K, B3, B6, B9 vitaminleri bulunur. Bakır, potasyum, magnezyum ve manganez de domates suyunda bulunan maddelerdendir. 240 mililitre domates suyu toplamda 41 kaloridir. Genellikle C vitamini denildiğinde aklımıza gelen narenciyelerden çok daha yoğun C vitamini içerdiği için özellikle bağışıklık sisteminin güçlü olması istenildiğinde domates hatırda bulunmalıdır. Magnezyum ve potasyum kalp damar sağlığı için çok önemlidir ve domates bu konuda da yararlar sağlar.

Sizlere asıl anlatmak istediğim konu domates suyu içerisinde bulunan antioksidanlardır. A vitamini molekülüne benzeyen likopen adlı antioksidan domateste boldur. Özellikle likopen hücreleri serbest radikal (hücreyi tahrip edici atomlar) hasarından korur. 30 kadın ile yapılan bir çalışmada 2.5 ay boyunca günde 32.5 miligram (toplamda 280 mililitre domates suyuna denk gelir) likopen alınması sonucunda bazı romatizmal yakınmaları yapan iltihabi proteinlerde ciddi azalmalar görüldüğü saptanmıştır. Bu kadınlarda bel çevresinde de önemli oranda azalmalar olduğu saptanmıştır.

Başka bir çalışmada günde 15 miligram likopen alan (150 mililitre) bir grup katılımcıda egzersizi de hayatlarına uyarladıktan sonra DNA hasarını gösteren bir kan tetkikinde (8-Oxo-dG) ciddi azalmalar görülmüştür. Bir diğer çalışmada obez 106 kadın incelenmiştir. 330 mililitre günlük domates suyunu 20  gün boyunca içen bu kadınlarda bazı enflamatuar değerlerde ( IL-8 ve TNF-α ) azalmalar bulunmuştur. Likopenin prostat ve cilt kanserlerinden koruduğu çalışmalar ile teyid edilmiştir.

584 kişi üzerinde yapılan bir çalışma domates ve domates ürünleri ile sıklıkla beslenenlerde kalp damar sistemi hastalıklarına daha az rastlanıldığını göstermektedir. Belirli oranda yüksek tansiyonu olanlarda düşmelere de neden olan domates suyu aynı zamanda damar içindeki kalınlaşmanın, yani damar sertliğinin de ilerlemesini azaltabilmektedir.

YETER ARTIK

Meslek hayatım boyunca hekim olarak ihtiyaç duyan herkesin yanında olmaya çalıştım. Ne kadar insanı sağlığına kavuşturup hayır dualarını aldığımı tahmin edemezsiniz. Meslektaşlarımın içinde yapı itibarı ile soğuk yapıda olanlar, sizleri azarlayanlar olabilir (savunmuyorum). Ancak bu kişilik yapısı her meslek grubunda olabilir. Ben bir çok kasiyerin, tezgâhtarın, ustaların, akademik vasfı olan kişilerin, oto tamircilerinin ve daha bir çok meslek erbabının sanki kendilerini dövecekmişim gibi tavırlı olduklarına, surat yaptıklarına şahit oldum. Ama içimden gülüp geçtim. Aşağıda yazacaklarım toplumumuzun çok az bir kısmı içindir.

Şu unutulmasın. Bu kurşunlanan, tehdit edilen, dövülen doktor ve diğer sağlık çalışanlarının 17 Ağustos Depremi’nde nöbetleri bittiği halde evlerine gitmeyip nasıl koridorlarda uyuyakaldıkları, gereğinde kendi kanlarını verdikleri, yorgunluktan ayakta duramayan doktorların ve hemşirelerin o halleri ile sargı bezlerinden tamponlar hazırladıkları unutulmasın. Hastalardan kaptıkları mikroplar da işin bir diğer yönü. Korona da alkışlıyorsan hatalı olduğunda da yasal yolları seçmelisin.

Sağlıkçılara el kalkmasın.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X