Kıymetli okurlarım. Haftanın büyük bir bölümünde ev yemekleri tüketenlerde tip 2 diyabet daha az görülmektedir. 200 bin hastanın 20 yıl takip edilmesi sonucu bu durum net olarak kanıtlanmıştır. Haftada 14 öğün ev yemeği yiyenler ile haftada 6-7 kez ev yemeği yiyenlerin karşılaştırıldığı bu çalışma sonucunda ev yemeğini daha sık tüketenlerde şeker hastalığı %14 daha az görülmüştür. Ev yemekleri (veya buna uygun yemek veren işletmeler) besleyicilik aısından daha zengindir. Lif açısından bakıldığında da ev yemekleri belirgin derecede daha avantajlıdır. Günde 25-50 gram lif tüketenlerde kalın bağırsak kanserlerinin görülme sıklığı çok azalmaktadır.
TANSİYON YÜKSEKLİKLERİNDE FAYDALI BAZI BESİNLER
Genellikle tansiyonu yükselten maddeler denildiğinde akıllara en önce tuz gelir. Ancak yapılan çalışmalar ve gözlemler şeker alımının artması ile tansiyon yüksekliği arasında ciddi bir ilişki olduğunu gösteriyor. Dünyanın en saygın tıp dergilerinden birinde yayınlanan makale bunu açıklıyor. 2 ay boyunca şeker tüketimini arttıran kişilerde büyük tansiyonda 7, küçük tansiyonda ise ortalama 5.6 mm civa tansiyon artışı gelişiyor. Bu nedenle tansiyon yüksekliklerinde ilk önlem fruktoz ve diğer şeker içeren gıdaları kesmek olmalıdır.
Bir çok faydalı gıda olmasına rağmen literatürde bazı gıda maddelerinin yüksek tansiyonda faydalı etkileri olduğu belirtiliyor. Domates, zeytinyağı, berry grubu meyveler ve özellikle böğürtlen, organik susam yağı, nar, sarımsak, keten tohumu yağı, kivi, tarçın bu maddelerin başında gelenlerdir.
SİGARA İÇMEYENLERDE DE AKCİĞER KANSERİ GÖRÜLEBİLİR Mİ?
ABD li kanser uzmanlarından Stephanie Melkonian’a göre beyaz un mamülleri (simit, poğaça vb) rafine pirinç, mısır gevreklerini bol tüketenlerde hiç sigara içmeseler bile normal bireylere göre akciğer kanseri görülme olasılığı %48 daha fazladır.
Başka bir çalışmaya göre obez bireylerde beyin dokusunda sıkıntılar olmaktadır. Beyinin beyaz maddesinde (Beynin diğer bölgeleri ile iletişimini sağlayan bölgelerdir) oluşan azalma ileride demansa (bunama) neden olmaktadır. MR incelemeleri ile bu durum teyit edilmiştir.
D VİTAMİNİ ŞEKER HASTALIĞI GELİŞİMİNİ ÖNLÜYOR
Her gün tıbbi literatürde D vitamini ile ilgili yeni bilgiler paylaşılmaktadır. Son yapılan çalışmalar D vitamininin epitel ve endotel hücrelerini koruyucu etkilere sahip olduğunu göstermektedir. Epitel hücreleri organlarımızı, endotel hücreleri ise damarlarımızın içini döşer ve endotelde meydana gelen bir sıkıntı plâk oluşumu ve devamında damar sertliği dediğimiz durumu doğurur. Böyle bir etkinin varlığı organların da korunması anlamını taşır. Nitekim D vitamini pankreastaki insülin üreten beta hücrelerini koruyucu etki göstererek şeker hastalığı oluşumunu engelleyebilir.
D vitamini iyi bir antioksidandır. Yıllardır güneşi bol alanlarda depresif yakınmaların daha az olduğu bilinir. Bilimsel olarak bu durum açıklanmıştır. D vitamini beyinde serotonin, dopamin ve asetilkolin yapımını arttırır. Bu yolla Multipl Skleroz, migren, depresyon, Alzheimer tipi bunama, Parkinson Hastalığı, kronik baş ağrıları ve kas kaynaklı ağrılar üzerine olumlu etkiler gösterebilmektedir.
Ülkemizde öncelikle kadınlarımız başta olmak üzere diğer bireylerimizin ve özellikle de sonbahar aylarında daha sık D vitamini değerlerini ölçtürmelerini öneriyorum.

Flipboard