Özellikle buğdayda bir miktar da çavdar ve arpada bulunan bir protein çeşididir gluten. 2 ana bölümden oluşur. Glutenin ve gliadin. Gliadin denilen protein parçacığının da şu an bilinen 12 alt birimi vardır.
Tüm bu parçacıklara karşı vücudumuzda belirli oranlarda hassasiyet oluşabilir ve buna gluten hassasiyeti demekteyiz. Özellikle son yıllarda ABD’de bu konuda geniş araştırmalar yapılmakta ve bazı uzmanlara göre ABD halkında % 25 oranında az veya çok gluten hassasiyeti bulunmakta.
Gluten denilince sağlık camiasında ve bu konuda bilgisi olan sağlık dışı camiada ilk akla gelen hastalık çölyak hastalığıdır. Bu hastalıkta glutene karşı bağırsak cidarında bir savaş başlar ve giderek bağırsak yüzeyi bozulur. Dolayısı ile gıdaların sindirim ve emilim işlevleri aksayarak ciddi bir hastalık tablosu gelişir.
Ama gluten hassasiyetinde olay bağırsak dışındaki bazı dokularda da kendisini gösterir. Cilt, beyin, eklem bölgeleri, tiroid dokusu gibi yerlerde de bir savaş başlar ve bu dokulara ait belirtiler ile birlikte hastalık tablosu ortaya çıkar.
Tavuk derisi görünüm, bilinç bulanıklıkları, eklem ağrıları, migren ve diğer başağrıları, hashimoto hastalığı gibi. Glutenin etkileri bir buzdağı gibi düşünülürse, buzdağının üstü çölyak, altı ise gluten hassasiyetine bağlı olarak oluşan durumlardır yani o derece yaygındır.
Ünlü New England Journal Medicine dergisinde yayımlanan bir makaleye göre en az 55 hastalık çeşidinden gluten sorumlu tutuluyor. Bu derece önemli bir hassasiyetin halen gündeme yeteri kadar oturamamasının nedeni çoğunlukla tıpta bir durumun tam anlamı ile kabul görmesi için geçen sürenin aşağı yukarı 20 yıl almasına bağlıdır.
Oysa bu karınca ilerleyişi milyonlarca insanın sağlığını ilgilendirmektedir. Perde arkasında yatan ve trilyon dolarlarla ölçülen sebepler de var tabii bu arada.
Genetiği bozulmamış, bin yıllardır aslı gibi kalan buğdayda gluten içeriği daha azdır. Bundan yapılan hamuru suyun altında yıkadığınızda elinizde kalan kısım adeta dağılıp gidecek gibi bir hal alan bir hamur parçası durumunda iken gluteni bol olan hamuru yıkadığınızda yapışkan ve dağılmayan bir parça elinizde kalır. Dıştan bakışta bile bunun sindirilmesi çok zormuş gibi bir imajı hemen edinirsiniz.
Kıymetli okurlarım ben hem Olay TV ekranlarından hem de bu köşemden gluten ile ilgili konuları gündemde olmadığı zamanlarda çok anlattım. O günden bugüne daha da geniş bilgilere sahibim. Yine şu an gündemde olmayan ama yakında çok duyacağınız bir bilgiyi de aktarmak istiyorum.
Ülkemizde halen yulaf unu gluten içeriyor denilse de 1996 yılında uluslararası bir komite tarafından yulaf bu konuda aklandı. Doğal yulaf unu güvenle kullanılabilmektedir.
Yulaf besleyici özellikleri, lif içeriğinin yüksek olması ve immun sistem (bağışıklık sistemi) üzerine pozitif etkileri olması nedenleriyle son derece etkili bir besin maddesidir. Gluten konusunda farkındalığın bir an önce artması ve ülkemde de pek çok insanın bu yolla sağlıklarına kavuşabilecekleri düşüncesi ile saygılar sunarım.