Dr. Mete Ekşioğlu
Dr. Mete Ekşioğlu

Ketojenik beslenme ve depresyon

Kıymetli okurlarım. Her yıl moda olan bazı diyet türleri ile karşılaşmaktasınız. Faydalı olacağı düşüncesi ile bunları uygulamaya kalkıp sonunda hüsran olduğumuz bir gerçektir. Çünkü insanoğluna aç kalarak zayıflamanın bedelini, yine onu bugünlere taşıyan beyni ödeterek tekrar kilo almasına neden olur. Bu kısır döngü bu yanlış uygulamalar ile kol kola giderek daha da kilo almanıza neden olur.

Ketojenik beslenme yüksek yağlı, nisbeten bol proteinli ve karbonhidrat düzeyi düşük olan bir beslenme biçimidir. Hızlı kilo vermek, epilepsi, otizm gibi durumlarda etkin olduğuna dair birçok makale bulunmaktadır. Ketojenik beslenme beyin ve sinir dokumuzda birçok olumlu sonuç verebilir. Yapılan çalışmalar bu beslenme türünün migren ve Alzheimer tipi bunamada da etkin olduğunu göstermektedir. Özellikle son 2 yıl içinde yapılan çalışmalar ketojenik beslenmenin depresyonun iyileşmesinde de yararlı olduğunu göstermektedir. Ketojenik beslenme şekli GABA adlı maddenin yapımını hızlandırır. GABA kimyasal bir nörotransmitter (sinir dokularının kimyasal ileticileri) olup stres, kaygı ve ruh halini yönetmede büyük öneme sahiptir. Düşük GABA düzeyleri klinik depresyon ile bağlantılıdır.

Depresyonlu insanlar beyinlerinde daha az ATP denilen enerji maddesi üretirler. Bu ATP de mitokondri denilen hücre organcıklarında yapılır. Ketojenik beslenme mitokondrilerde ATP üretimini olumlu yönde düzenleyebilmektedir. Bunun dışında oksidatif stres (antioksidanların azlığı ve hücreleri tahrip eden oksitleyici maddelerin vücutta fazlalığı) dediğimiz halin düzenlenmesinde de ketojenik beslenmenin olumlu etkileri vardır. Serbest radikal hasarlarını tersine çevirebilir. Bu yolla da depresyonun önlenmesine katkıda bulunmaktadır.
İnsülin direnci sadece kilo alımı, tip 2 şeker hastalığı ve kalp damar sistemi bozukluklarına değil aynı zamanda depresyona da yol açabilir. Un, şeker ve nişastanın kesilmesi, egzersiz ile düzeltilen bu durum aslında çoğumuzun haplarda aradığı şifanın tek ilacı olabilir.

Ketojenik beslenmenin yarar sağladığı bir diğer durum da enflamasyon halleridir. Kronik enflamasyon hallerinde bozulmuş bir immun sistem cevabı bulunmaktadır. İnsülin direnci, mitokondrilerin bozulmuş fonksiyonları, GABA yapım azlığı gibi durumlar, oksidatif stres halleri kronik enflamasyonu daha da tetikler. Enerji için ketojenik ürünlerin kullanılması daha az iltihap oluşturan metabolik atıkların oluşmasına neden olur. Daha net anlatırsak evden daha az çöp çıkar.

Ketojenik beslenmeye başladığınızda meyveler, şeker ve unlu gıdalardan kopmanız size başlangıçta depresyona bağlı bir tablo yaşatabilir. Rahat bir ortamdan uzaklaşmak birtakım olumsuz etkiler doğurabilir. Başlangıçta keto gribi (keto Flu) denilen ve başağrıları, kramplar, yorgunluk, halsizlik halleri sizi bu beslenmeye uymakta zora sokabilir. Ancak uygulamalar sıvı ve elektrolit düzeylerinizin iyi ayarlanması durumunda bu sıkıntıların geçeceğini göstermektedir. 90 bin kişi üzerinde yapılan bir çalışma, beslenme sisteminizden bir grup gıdanın çıkarılmasının sizi olumsuz etkileyebildiğini göstermiştir. Özellikle sosyal toplantılarınızın birçoğu yemek ile bağlantılı ise bu durum daha sıklıkla karşımıza çıkabilir. Bu nedenle daha dirayetli olmak gereklidir. Diyetinize yeterince çinko, magnezyum ve selenyum eklemeniz halinde ketojenik beslenmede karşınıza çıkabilecek bu sıkıntıları kolaylıkla atlatabilirsiniz.
Kimseye hiçbir şey öğretmemem. Sadece onların düşünmesini sağlayabilirim (Sokrates).

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X